Hamza Uğurlu

Hamza Uğurlu

Mail: bilgi@hamzaugurlu.com

Öğrenmeyi Ne Kadar İstiyoruz?

Öğrenme konusunda, üç tip insan olduğunu gözlemliyoruz.

Birinci gruba giren insanlar, gördüğü ve öğrendiği güzel şeyleri hemen hayatına geçirmeye çalışırlar. Bu konuda azimlidirler. Çaba gösterirler ve başarıncaya kadar mücadelelerine devam ederler.

Bilgi sahibi olmak için değil, Allah' ın razı olduğu güzel insan olmak için öğrenirler. Allah'ın razı olduğu kul olabilmek için öğrenirler. Bu yüzden öğrendikleri ve gördükleri güzellikleri hemen hayatlarına geçirme azminde olurlar.

Allah' ın razı olduğu güzel insan olabilmek!

Bu insanlar bunun lafla değil yaşayarak ancak mümkün olabileceğini iyi bilirler.

Bu insanlar feraset sahibi kişilerdir. Onlar, sözlerinden çok, halleri ile örnek olurlar. Çevrelerine huzur verirler. Salih insanlarla birlikte olmak için çare ararlar ve salih insanlarla beraber olurlar.

Samimidirler; 
* Söyledikleri ile yaptıkları çelişmez. 
* Savunduğu değerler ile hali uyuşur. 
* Düşündükleri gibi yaşarlar. Yaşamadıklarını da anlatmazlar.

Zaten kulluk bilinci de böyle bir şey değil mi?

Onlar örnek şahsiyetlerdir!

Birinci grupta olmak için çok dua edelim. Çünkü, inşallah kurtuluş birinci grupta!...

İkinci gruba giren insanlara gelince; senelerce sohbetlere giderler, kitap okurlar, sorarlar, soruştururlar, öğrenmek isterler ama değişim konusunda ketumdurlar. Onlara belki çokça anlatmak gerekir.

Bu gruba giren bir insan tipi daha vardır. Bazı insanlar bilgilidirler ama bu bilgilerini hayatlarına geçiremezler. Alimdirler ama alimlikleri hayatlarına yansımamıştır. Yani Kur'an' ın ifadesi ile, (Allah muhafaza etsin) kitap yüklü merkep misalidirler.

İkinci gruba giren insanların bir güzel yanı ise, duydukları ve öğrendikleri güzel şeyleri yıllar sonra da olsa, dertlenip hayatlarına geçirmek için uğraş vermeye başlamalarıdır. Fakat bazıları başarır, bazılarının ise ömrü vefa etmez.

Bu gruptakilerin çaresi ise kalbin eğitiminden geçiyor. 
Çünkü;
Kalp hasta ise bilmek yetmiyor. 
Kalp hasta ise ilim yetmiyor. 
Kalp hasta ise rıza hali olmuyor.

Efendimiz sav. "Vücudumuzda bir et parçası vardır. Orası hasta ise her yer hastadır." buyurmuşlardır.

Kumanda merkezi beyin değil, kalptir. Kalp beyne komut verir, beyin de uzuvlara:
Kalpten beyne, beyinden uzuvlara giden komutla; 
O el, ya harama 
dokunur ya da helale! 
O gözler, ya harama bakar ya da bakmaz...
O dil, ya hakkı konuşur ya da şerri...

Gözün gördüğü, kulağın işittiği, dilin konuştuğu hep kalbe akar!

Olay budur!...

Bu gruptakilere ikinci çare ise, salihler ile beraberliktir. Ama öncelikle, onlarla beraberlik için çevremizin değişmesi gerektiğini bilmek gerekiyor.

Üçüncü gruba giren insanlara ise ne yaparsanız yapın nafile! Onlar tesadüfen yaşıyor gibidirler. Niçin yaşadıklarının da bilincinde değillerdir.

Cenab ı Hak, birinci grupta olmayı öncelikle bana, sonra bu konuda istekli mümin kardeşlerimize lütfeylesin. Fakat o üçüncü grupta olmaktan da bizleri muhafaza eylesin inşallah.

Amin!...

Facebook Yorum

Yorum Yazın