Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

NEBEVİ REFERANS VE MEVLİD VE GECESİ !..

KUR'ANİ, NEBEVİ REFERANS VE MEVLİD VE GECESİ !..


     " Benden korkup çekinmenize gerek yoktur. Kuru et yiyen bir kadının oğluyum."  diyen bir Resul'un yine doğum gününü kutlamış olduk..

     O yüce ruh; yaşadığı sürece böylesi bir doğum gününü kutlamaya tevessül ve teşebbüs etmemiş,
kendi kutlamadığı gibi çevresinde bulunan insanlarda söyle bir geceyi kutlamamışlardır, 

     Resulullah (sav)'den sonra iş başına gelmiş, ümmeti idare etmiş Hz. Ebu bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali gibi İslam'ın önderliğini bihakkın yapmış bulunan güzide insanlarda yapmamışlar, yapılmasına müsaade etmemişlerdir, 

      Ancak, aziz Peygamberimizden üç asır sonra gelen insanlar, " Mevlid-i Nebi" kutlamasını öne almışlar,  Fatımi Şia devir ve döneminde veya Muzafferüddin Gökbörü zamanında, ümmeti heyecanlandırmak, durağanlaşan nesillere aktivite sağlamak amacıyla " Mevlid- Nebi" kutlamaları başlamış Osmanlı döneminde de aynen devam eder olmuştur.

      Halbuki, tarihte ilk doğum günü kutlaması, M.Ö. 3000'lerde yaşamış bir Firavun'a aittir. Bu âdet Mısır ve Perslerden Yunanlılara geçince kutlamalara bir de pasta kesme seremonisi eklenmiş Ay Tanrıçası Artemis'i simgeleyen mumda pastaya yine bu dönemde ilave edilmiştir.

     Bilhassa, asırlardan beri Hristiyan alemi, Hz. İsa'nın doğumu adına " Noel Kutlamaları" adı altında yapılan merasimler, faşingler, o günü kutlamak adına zirve yapmış,  ve halende " Noel Kutlamaları" her yıl değişik veçheler kazanarak, insanlığı oyalar olmuştur. 

     Taii ki; ülkemiz dışında hiç bir İslam ülkesinde kutlanmayan " Mevlid-i Nebi" kutlamaları zaman zaman bir kısım ard niyetli tarikatçıların, Fetö'cülerin elinde oyuncak, propağanda vesilesi olsa da, örneğin düne kadar kutlanan " 20 Nisan Kutlu Doğum haftası" şenlikleri, bu yıl daha başka şekilde kutlanmaya başlanmıştır.

       Diyanet İşleri başka türlü kutlarken, bir kısım mistik çevrelerde, kendi uyduruk his ve düşüncelerine göre " Mevlid-i Nebi" gecesini farklı uygular hale gelmişler, Hristiyanlara göre, İsa nasıl göklerde uçuyor ise, bizimkilerde Hz. Muhammed (sav)'i onlardan aşağı kalmamak üzere göklerde uçurur olmuşlardır. 

      Kimi gazelhanlar, mevlidhanlar, naatçılar, kasideciler, Peygamberi yüceltme adına ne yapılması gerekirse onu yapmaktadırlar. Kimileri " Yetiş Ya Muhammed!" diye inlerken, kimileri de, o mübarek kul ve Resul'ü olmadık Kur'an dışı hava ve heveslere sokarak, onun Allah'ın " Kulu ve Resulü" oluşunu hazmedememektedirler. 

     Netice olarak;

     Aslında, Başkanlığımıza; Kur'an adına büyük işler, işlevler düşmekte iken, " Bid'atı Hasene", " Bid'atı Seyyie" Kur'an dışı sözlerin etrafında dolaşmanın, vakit kaybetmenin ne anlamı bulunmaktadır acaba?

     Oysa, neslimiz Kur'ani perspektiften mes'eleye bakılacak olursa mağdur, mazlum, ilkel ve çağ dışılığı, İslam dışı şeyleri hurafeleri " İslam" diye bilmeden yaşamaktadır. 

     Sokaklarda aile içi kavgalar, vurup kırmalar, ölüp öldürmeler yaşanır iken, hanımlar; cuma, bayram günleri ve cenaze namazlarında camii yakınlarına sokulmaz iken, su milletin İslam anlayışını kim Kur'an'a kavuşturacakır..

       Okunan mevlidler, indirilen hatimler, Kabirlerde okunan Yasin'ler, şu ana kadar, anlaşılmadan okunduğu ve emirlerinin yaşanmadığı için ne yarasına merhem olmuş, nede kulluk görevlerinde bir değişikliğe sebep olmamıştır. 

     Rabbim!.. Aziz milletimize Kur'an ve Resulullah (sav)'i gerçek anlamda anlamak, emirlerini emir bilmeyi nasibi müyesser eylesin. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın