Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

 MODERNİZM HASTALIKLI BİR TOPLUM MEYDANA GETİRİR!.. 

    Yıllar yılı oldu, asırlar birbirini kovaladı, zaman ve asırlar su gibi akıp giderken bir türlü kimliğimizi bulamadık, aradık ve aramaktayız!.. Fikirler mefluç, zihinler bulanık, yürüyüşler yalpalıdır. 

       Elimizde aziz Kur'an gibi muazzam bir bilgi kaynağı var iken, bulunuyor iken , ne acı ki, bu kıymetin farkına vararak, bunu özümüze sindiremedik, ruhumuzu bunun aşkııyla,. sevdasıyla, nuruyla dolduramadık. 

      Ne acı ki, el kapılarında, yabancı mıntıkalarda yaşam tarzı, medeniyet arar olduk... Asr-ı Saadet döneminden sonra, yabancı diyarlara hücum ettik, fikir üretmeye, çağdaşlık bulmaya çalıştık.

     Oysa, aramış olduğumuz, bulmuş bulunduğumuz medeniyet adı altındaki fikriyat hastalıklı, yürümeye mecali olmayan bir medeniyet yapısına aittir. Elimizdeki mümtaz medeniyeti terkedip, Batı kapılarına koştuk,felsefeyi, mantık bilgilerini, tekniği ve teknolojiyi oradan almayı yeğledik. Şu alıntımıza nazarlarınızı istirham ediyorum: 

     " Modern insan daha yüksek mevkide olmayı, daha çok para kazanmayı amaç edinmiştir kendine.. Çünkü ne kadar çok parası olursa o kadar çok tüketebilir. Ve ne kadar çok tüketirse de o denli itibar sahibi , hatır sahibi kişi olur. 

    O halde çocuklar da bu amaç için gece gündüz çalışmalıdır. Sonuç pek parlak olmuyor. Ebeveynleri gibi kaprisli, yükseklik tutkusu olan, bencil bireyler topluma kazandırılıyor. Ve çocuklar da modern çarkın bir dişlisi oluveriyorlar. 

     Belki çok şey bilen ama yeteneksiz insanlar oluşturuluyor. Bu konuyu özetleyecek çok anlamlı yaşanmış bir hikayeyi okuyalım:  ABD. eski başkanlarından Benjamin Franklin kızıl derili kabileleri ziyarete gittiğinde kabile reislerine bir teklifte bulunur;  der ki gelin her reisin çocuklarından bir tanesini Amerika'nın en ünlü üniversitelerinde eğitelim ve öğrendikleri bilimi medeniyeti gelip sizlere anlatsınlar.

     Kabile reislerinden biri söz alır ve cevap verir. Sayın başkan teklifiniz için teşekkür ederiz. Ne var ki bizim gençlerimiz daha önce sizin medeniyetinizi tanımak için size ait ünevirsitelerde okudular. 

     Bize geri döndüklerinde ise ormanda yaşamasını unutmuşlardı. Yağmur yağdığında ağaçlardan çadır yapıp korunabilmeyi, aç kaldıklarında avlanabilmeyi unutmuşlardı. Evet, belki bilimsel olarak çok fazla şey biliyorlardı ama doğada tek başlarına yaşamaya yetecek yeteneklerini kaybetmişlerdi. 

     Sizin medeniyetiniz insan yeteneğini yok eden bir medeniyettir. Bu teklifinizi de değerlendirmemiz mümkün değildir.  İşte Kızılderili reisin dediği gibi modernizm bireyin bilgisini artırırken, yeteneklerini yok eden bir canavar gibidir. Bencil insanlar çoğaldıkça toplum kendi üyelerine karşı güven kaybediyor ve yalnızlığa mahkum ediliyor." ( İktibas, Eylül 2010, say. 51,B. Zeran) 

      Sevgili takip edenlerimiz  bilirler ve aşinadırlar ki, biz, maalesef modernizm uğruna kos koca bir imparatorluğu devirmiş, bitirmiş, yok etmiş bir milletiz. Hani, Batıya uymak, batıyı taklit etmek, batı medeniyetinden istifade etmek için bir kısım insanları oralara tahsil yapmaları için göndermiştik. Kimi Fransa'ya kimileri başka Batı ülkelerine!.. 

      Sonuç ne oldu? Sonuç kos kocaman bir sıfırdan başka bir şey olmadı. Gidenler, sözde medeni oldular, bilim, teknik,. teknoloji yerine Batının dansını, kumarını, içkisini, flörtünü öğrenmiş oldular. Bu zihniyet mensuplarını tek tek saymaya, isim isim belirtmeye gerek yoktur.

       " Men teşebbehe bi kavmin fehuve minhum" " Kim bir kavme benzemek istiyorsa o kavimdendir", fehvasında maalesef öyle olduk, halende yükselmeyi, medeniyeti, kalkınmayı, hoş görüyü, Batıdan beklemekteyiz. 

     Dans, flört, içki, çeşitli kutlama paranoyaları bizim hastalıklı bünyemiz olmuştur ve olmaktadır. Hani, Yavuz Selim bir gün, genç oğlu Süleymanı, cicili biciili elbiseler içersinde görünce: " Oğlum!.. Annene giyecek bir şey bırakmamışsın!" tarihi uyarısını yapar.

     Netice sonuç olarak;

     Millet olarak başarıyı, kalkınmayı yakalayamamış, mutlu olmayı bilememiş bir millet hayatında eksik kalan yerleri başka yerlerden tatmin etmeye, mutlu olmaya çalışırlar. 

     Kimileri erotizmle mutlu olmaya çalışırken, kimileri nihilist düşüncelerin kurbanı olur, kimileri içki ve alkolde teselli bulmaya çalışırlar. 

      Yani, her gün yakalanan uyuşturucu mafya artıkları, pazarlamacılar, sarhoşlar, ayyaşlar bize ayan beyan gösteriyor ki, modernizmi biz, alkolde, kumarda, ilkel şeylerde arar duruma gelmişiz. 

       Sokaklarda, kadın dövmeler kadın öldürmeler, cinayetler, kodeslerin dop dolu olması,  bunlar bizlere gösteriyor ki, tamamı birer modernizm  adına yapılan cinayetlerdir. Hepsi, modernizm hastalığının  bu millete sunmuş olduğu Batı belası haslalıklardır. 

      Millet olarak milli kimliğimizi unutmuş, batı kapılarında kimlik arar duruma gelmiş durumdayız. Neslimiz, Kur'an okumuyor,. okumak istemiyor, okuyanlarda ne içeriğini biliyor, ne de anlamını anlayarak hayata tatbik etmektedirler. 

      Rabbimiz!.. Bu aziz millete acısın, yarınlarını müreffeh ve salim kılsın!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın