MODERNİST İNSAN DAHA ÇOK KONFOR İSTEMEKTEDİR!..
Modernist dünyada, çile çekmek, acıları paylaşmak, düşkünün elinden tutmak, fakirle fakir olmak, ağlayanla ağlamak, dertlinin derdini paylaşmak diye bir hesap kitap bulunmamaktadır.
Modernistin biriktirmiş olduğu mal, zayıf için, düşkün için değildir. Zaten onun dünyasında düşküne yer aramak beyhude olacaktır..
Tarih boyu böyle olmuş, böyle olmaya da devam ederek gitmiş olacaktır. Siz zanneder misiniz ki, Firavnın, Karun'un ve benzerlerinin veya Asr-ı Saadet döneminin Ebu Cehil'inde, As İbni Vali ve benzerlerinde böylesi bir düşünce bulunmuş olsun.
Çağımızın Karun tiynetli insanları da öyledir. Hep kapitale tapmak, parayı sevmek, kendi dünyasında ezilmişe, ezilene, fakire, yoksula, düşküne yer vermemektir. Çünkü,
" İnsanın mal biriktirme tutkusu ve malın çokluğuyla övünme cehaleti, ne geçmişe özgüdür nede şimdiye, insanın malla imtihanı devam etmektedir.
Modern cahiliye toplumlarında, Kur'an'ın dikkat çektiği azgınlık ve tuğyan ahlakına ilişkin hiçbir şey değişmemiş, bilakis katlanarak sürmektedir. Yani tekâsür tekâsür etmektedir. Biriktirme hırsı, birikerek varlığını sürdürmektedir.
Günümüz zengin toplumlarında bütün insanlar, ahiret inancının hiç olmadığı, tamamen süflî hedeflere doğru yedilmektedir. Servet biriktirmek modern toplumlar da en imrenilecek hedeftir. Çünkü şeytani bir yaşantı için servet önemli bir vasıtadır.
Modernizm, merkezinde insan olan bir hayat tasarımıdır. Teknoloji, modern hayat tasarımının en öldürücü silahıdır. Bu silah sayesinde modern insan, tabiat üzerinde mutlak hâkimiyet kurmaya çalışmaktadır.
Tabiatta her şeyi kontrolü altına aldığı gün insan, tanrılığını ilan edebilecektir. Tanrı olmalıdır modern insan , her şeyi kendisi sevk ve idare etmeli, her şeye o yön vermelidir, hatta her şeyi kendisi yaratmalıdır!
Zaten araba, bilgisayar, elektronik aletler cinsinden az şey yaratmamıştır.! Şimdi sıra, istediği tipte, istediği karakterde, istediği vücut ölçülerinde insan yaratmadadır!" ( İktiibas, Ağustos 2009, say. 10)
Bu sözlerin teyidi olarak, son zamanlarda görülen, icad edilen " Yapay Zeka" girişimleri de bunu göstermektedir. Yani, insana " Sen dur!.. Yapay zeka olarak biz mes'eleyi hallederiz girişimleri..
Halbu ki, çözüm yolu olarak , insanoğlu, aziz Kur'an'a baş vurmuş olsa, tüm bunların üstesinden gelecek, neye gücü yetecek, neye yetmeyecek mes'elesi hallolmuş olacaktı.
Yani, modernizm, insanın hudutlarına girmekte, bir nevi insanı köle gibi kullanıp, elindeki , beynindeki her şeyi almaya çalışmaktadır. Onun içindir ki,
" Modernizm insana daha çok konfor, daha fazla servet, insan ve tabiat üzerinde daha fazla hakimiyet kurma hırsı telkin etmektedir. Konfor, insanın en büyük ilahı olmuştur. Teknolojinin fizik ötesi bir güç olarak algılandığı modern yaşam felsefesi, konforu en yüce hedef haline getirmektedir.
Her şey insanın konforu, rahatı içindir. İnsan elini sıcak sudan soğuk suya değmemelidir. İnsan, günlük hayatını tamamen mekanize etmelidir. " El değmeden yaşam" en ideal yaşamdır!
Öyle olmalıdır ki insanın hayatından yorulma diye bir kavram tamamen çıkartılmalıdır. Teknolojinin götürdüklerine aldırış etmeksizin kitleler, teknik alet edevatın hayatı ne kadar kolaylaştırdığına bir sürü mantığı ile inandırılmaktadır.
Teknolojinin gücü karşısında dindarca bir hayranlık duyulmaktadır.Bu seküler hayranlıklar, insanı teknolojinin kölesi haline getirmekte, dolayısıyla bilinçsiz bir teknoloji tüketimi, uluslar arası dev şirketlere tekâsür imkânı tanımaktadır. " ( a.g.d.)
Netice olarak;
" Görünen köy kılavuz istemez" demişlerdir. Zannediyorum ki, teknik ve teknoloji, yeni gelişen icatlar insanın tüm alanlarına müdahale ederek, işini, gücünü elinden alacaktır.
Bakarsanız göklerde uçağı kullanan pilot, denizlerde gemi yürüten kaptan, karalarda otoların baş şoförü yeni icadlar ve mucidler olacaktır.
Hatta, insanın ferdi evlilik işlerine karışacak, " şu uygundur", " bu uygun değildir" diye tercih hakkı bile tanımayacaktır.
Çünkü, modernist bireyin istemiş olduğu dünya budur." Teknik edavet yapsın, ben keyfime göre yaşamış olayım. " ham hayali...
Ne diiyelim? Ey insanoğlu, insanlığını, mukaddes beşer oliuşunu elinden kaptırıyor, şuna, buna " eyvallah!" etme demekten başka söz bulamıyorum!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın