Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

MİLLETİMİZİ BEKLEYEN ÜÇ TEHLİKE

MİLLETİMİZİ BEKLEYEN ÜÇ TEHLİKE: ÇÖP, ÇAMUR VE ÇUKUR!..

 Bu aziz millet, 1940 ila 1950 tarihleri arasını iyi bilmektedir!.. Tahsildar, Jandarma dipçiği, yokluk ve çaresizlik!.. Camide toplanan Müslümanlar, korku ve panik içerisinde Allah'a kulluk etmektedir. 

     Ezan suskun, minarelerde " Tanrı Uludur" yanlışı ortamı, müminleri içten içe, derinden derine etkilemektedir. Hasbelkader, asli şekliyle okunan  ezan;  bir hoca efendiyi, dayak dipçik ve kodes beklemektedir!.. 

     Kur'an okur iken, korku ile okunmakta, mevlid kıraat edilirken, evlerin önüne bekçi konulmakta, caminin avlusunda gözetleyici bulundurulmaktadır,

     Var mı ki, bir Müslüman Kur'an okur iken, dinler iken  yakalanmış olsun, derhal derdest edilmekte,. şahit, bilgi ve belge olarak da Kur'an rahlesi götürülmektedir!.. 

     Tam tamamına 18 yıl bu aziz millet, ezansız, şehadetsiz kalmış, bu yıllar içerisinde tekbir, tehlil sesine, sala haykırmasına öksüz bırakılmıştır. 

       Kendi İlçemden tanımış olduğum merhum molla Muhiddin amca, Ashab-ı Kehf'in tepesine çıkmış, kimse yoktur diye, doya doya ezanı okuyarak, aşağıya inmiştir. Ama, aşağıda kendisini bir süpriz beklemektedir.

     Nahiye müdürü, Karakol kumandanı Başçavuş ve diğer devlet erkanı oradalar!..  Hoca efendi, daha aşağıya adım atar atmaz, Nahiye müdürü yanına çağırır: 

     -" Niçin arapça ezan okudun?, niçin kanuna tabi değilsin?" diye azarlar, öfkelenir ve hocanın suratına, bir o yanağına, bir bu yanağına öylesi bir tokat atmıştır ki, hocanın gözlerinden çıngılar parlamıştır!.. 

     Millet olarak bizler bunu Menderes'in idamında gördük, yaşadık ve acısını hala dimağlarımızda hissetmekteyiz!,, 12 Eylül de şahit olduk. " Bir sağdan, bir soldan" denilerek, suçsuz, masum, bigünah gençler dar ağacını boylamıştır. 

     28 Şubat gününde yine ayaklandılar, " asarız, keseriz" tehdidi ile, bu milleti korkutmaya başladılar. Ama, dedikleri tutmadı!.. Devlete kafa tutan kendini bilmezler, teker teker toplandılar ve suçlarını çekmek üzere kodese gönderildiler..

     Derken, 15 Temmuz yobazını devreye soktular.. Niçin ve neden? Bu milletin sokaklarında çamur olsun, çöp yığınları dağlar misali, millet evlatlarının üzerinde patlasın!.. Şehir caddelerinde çukurlar açılsın, bu çukurlardan, askere kurşun atılarak, şehid olmaları sağlansın!.. 

     Oysa, yüce Allah, onların tüm arzu ve emellerini suratlarına çarpmış, Pensilvanya yobazı ABD'de son günlerini tamamlamakta, şehir caddelerine  çukur açan hainlerde, zindanlarda, kodeslerde ömür tüketmektedirler!.. 

     Onun içindir ki, bu aziz millet evlatları, hiç bir zaman, asla ve  kat'a , çöp, çamur ve çukur piyonlarını unutmamalıdır. Çünkü, hafazanallah!.. Çöp, çamur ve çukur düşünceliler, yetkili kılınır ise, "vay başımıza gelenlere!".. demekten başka söz bulamayacağız!.. Dolayısıyla,

     82 milyon nüfus kitlemiz, iyice tefekkür etmeli, başlarına gelecek çukur kazılarını, yani millet mezarını kazanları unutmamalıdır.. Unutursak, gafil davranırsak, " boş ver" der isek, vay halimize, vay halimize demekten başka söz bulmamız mümkün değildir. 

     Sonuç olarak;

     Bir kısım zavallı, biçare güruh, İstanbul sokaklarında nara atıyorlar!.. " Ezan istemeyiz, sabahları ezan okunmasın" diye kıçlarını yırtmaktadırlar!.. 

      " Gusül yapmaya son!"; " Cünüp gezeceğiz", " sevişiriz", türü ahlaksızca, edepsizce sözlerle, yeri, göğü inlettiler!.. Dün gezi parkında sokağa dökülen, millet hasımları, yine fırsat kollamaktadır!.. Masonu, burjuvasisi, kömünisti, liberalisti, ateisti, deisti, nihilisti  hep el ele vererek, bu aziz millete, çöple, çamurla ve çukurla hile düşünülmektedir. 

       Yetimin, dulun, öksüzün, garibanın, kimsesizin, çaresizin, piri faninin, alın terleri, devlet paraları, kanunun verdiği yetkiyle oralara gönderilmiş, ama, oralarda ne olmuştur? 

       Devletin milletimize göndermiş olduğu paralar, Kandil'e ulaştırılmış, insan azmanı bir kısım akılsızların ellerine tutuşturularak, silah almaları, Mehmetçiğin üzerine kurşun yağdırmaları sağlanmıştır. 

     Son sözler olarak, bu aziz millet evlatlarının çok iyi tefekkür etmesi, mes'eleleri enine-boyuna düşünerek, bu tür kendini bilmez, inanç sahibi olmayan insancıklara yetki ve görev verilmemesidir!.. 

     Bu imkanda, demokrasilerin olmazsa olmazı olan " Sandık"la çözüme kavuşmalı, etrafımızda sinsice gezmekte olan, kuzu postuna bürünmüş hainlere fırsat verilmemelidir.. Rabbim!.. Bu aziz milletin yâr ve yardımcısı olsun!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın