Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

Mekke'nin Fethi ve Bilinç Yenileme!

 " Allah'ın zafer garantili yardımı ve Fetih geldiğinde, ve insanların kitleler halinde Allah'ın dinine gireceklerini gördüğünde, ( senin görevin de tamamlandı demektir): Artık durma, tesbih et Rabbini hamd ile birlikte ve O'ndan mağfiret dile; zira O'dur tüm içten tevbeleri kabul eden!" ( Nasr sûresi, âyetler 1,2, 3) 
      Malum olduğu üzere, 2020 yılı denilen, felaketlerle, sellerle, coronavirüsle, ölümlerle, yıkımlarla vb. dop dolu  zaman diliminin son günlerini yaşamaktayız. Bu yıl dünya genelinde, " Noel Kutlaması", " Havai fişek gösterisi" olmasa da, evlerde, yeni yıl kutlaması yapılacaktır. 
       Böylesi, kutlamalara inat olsun diiye , Müslümanları bir yöne teşvik amacıyla, " Mekke'nin fethi ve bilinç yenileme" mevzuunu gündemime almış bulundum. Rabbim!.. Tüm Müslümanlara bu yönde şuur, basiret, ihlas ve gayret nasib eylesin!.. 
     Rasulullah (sav); Hayber'den ezik, üzüntülü, ezalı ve morali bozuk bir şekilde döner iken, yüce Allah, onun yüreğinin kapısını İslam'a açan Mekke'nin fetih müjdesini yukarıda zikredilen sure-i celile ile vermiştir. 
      Rasulullah (sav)'in, Mekke'nin fethindeki plan, proğram ve stratejisini günün Müslümanları iyice anlamalıdır. Anlamalıdır ki, dünrya var olduğu sürece, Hak-Batıl mücadelesi devam edecektir. Her Müslüman birey, Mekke'nin fethinden alacağı metod, plan ve proğram muvacehesince hareket edecek, küfrün ve küffarın ilerlemesini, neşvü nema bulmasını önlemiş olacaktır. 
     " Hz. Peygamber, Mekke fethinin ardından Kâbe'nin kapısında durup vahiy tarafından önceden verilen müjdeleri imâ ederek Lâilahe illâllahu vahdeh, ve nasara ' abdeh, ve hezeme'l-ahzâbe vahdeh ( Allah'tan başka kulluk edilmeye lâayık varlık yok, O'dur kuluna yardım eden ve O'dur müttefikleri tek başına hezimete uğratan).     Burada müjdelenen kitleler halinde dine giriş bölge insanıyla başlamış , fakat onunla kalmamıştır. Yedhulune muzârî fiilinin de işaret ettiği gibi, bu günümüze kadar sürmüş ve bundan böyle de sürecek olan ilâhî bir müjdedir.      Rasulullah sûreyi okurken burada durup, ardından devam ettiği rivayet edilir. Yine Rasulullah, vahiyle diyaloğa girerek bu sûreyi namazda okuduğunda şöyle mukabele ederdi.;     " Rabbimiz ! Seni hamd ile tesbih ederim; bana mağfiret et!"  (Buhari). Meleklerin emrine amâde kılındığı insan, kendisinin yaratılışına  " Biz seni hamd ile birlikte tesbih ve takdis edip dururken"  diye itiraz eden meleklerden geri kalmamalı, o da hamd ile tesbih etmelidir.      Hamd ile beraber tesbih etmek bütün bir varlığın gayesidir. " O'nun ululuğunu övgüyle dile getirmeyen bir tek nesne bulunmamaktadır." Nasıl ki tesbih hamdsiz olmazsa, istiğfar da tevbesiz olmaz. Mukatil'in nakline göre bu sûre indiğinde sahabe sevinirken Hz. Abbas ağlamaya  başlamıştı. Peygamberimiz amcasına ağlamasının sebebini sorduğunda " Sana vefat haberin geliyor" demiş, Peygamberimiz de bunu doğrulamıştır. Bu âyet, zafer ahlâkını inşa eder. Kulun zaferi Allah'a, yenilgiyi nefsine hamletmesi kulluk adabındandır." ( Kur'an Meali) 
     " Başına gelen her iyilik Allah'tandır; başına gelen her kötülük de kendindendir." ( Nisâ sûresi, âyet 79 )  Dolayısıyla,
     Müslüman bireyler olarak, İslam ülkeleri olarak, Noel günlerinde nara nara, içki şişelerini tüketirse, kumar masaları kurarak insanlar birbirlerini kandırmış olursa, her Müslümanın, din, iman, inanç ve ahlakı ile hiç de alakası olmayan bir yortuyu gündemine taşımış olursa, tabii ki, " ... Başına gelen her kötülük kendindendir." emri ilâhisi gerçekleşmiş olacaktır. 
     Netice olarak; 
      Rasulullah (sav), fetihin, zaferin kanla gerçekşeleceğine inananlara engel olmuştur. Mekke fethinde baskı, şiddet, cebir gösterilerine, sokak aralarında ölümlü hallere müsaade etmemiştir. 
       Sonuna kadar " hoş görü" ilkesini savunmuş, emretmiş, bu ilkeden kimsenin ayrılmasını tercih etmemiştir. Hz. Halid bin Velid'in münferid bir olayı dışında, Mekke'nin fethi sırasında en küçük bir vak'aya rast gelinmemiş, İslam ordusunun girişinden, Mekke'yi fethinden, varlığından korkanlara da, şöyle demiştir: 
     " Size Yusuf'un kardeşlerine dediğini diyorum: BU GÜN SİZE KINAMA YOK! Haydi, gidin! Siz szalıverilenlerdensiniz!" engin, müthiş mesajını vermiştir. 
      Rasulullah (sav)'in izinden, yolundan giden, onun metodunu takip eden devlet adamları da aynısını yapmıştır. Büyüklenmemiş, kibirlenmemiş, hiç bir zaman benliğe, büyüklüğe, enaniyete esir olmamışlardır. 
     " Onun yolundan gidenler de aynısını yaptı. Görgü tanığı, 5 nci raşid halife Ömer bin Abdülaziz'in hilafete geldiği günü şöyle anlatır: " Ömer'i günün ilk vaktinde vali olarak namazda gördüm. Aynı günün son vaktinde artık o halifeydi ve ben Ömer'i tanıyamadım. Adeta beli iki büklüm olmuş, iki vakit arasında ihtiyarlamıştı."  ( Kelimeler, sayfa 50) Dolayısıyla,
     Müslümanların, Kur'anî bilinç yapılanmaları sürekli devam etmelidir. Sadece 31 Aralık 2020 gününde değil, tüm zamanlarda aklını kullanıp, tezekkürle, tefekkürle, tedebbürle meşgul olmalıdır. Selam ve dua ile...
     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın