MARAŞ MARAŞ DERLER, BU NASIL MARAŞ?..
12 Şubat günleri K. Maraş'ın düşmandan kurtuluş günleridir. Yediden yetmişe o gün herkes sokaklara, caddelere dökülür resmi geçidini yapar, sinsin oynar, halay çeker, yükseklere çakar almaz tüfeklerini boşaltarak gönüllerince, keyiflerince eğlenirlerdi.
Ama, ne hazindir ki, 2023 Şubat ayı K. Maraş'a hüzün ve felaket getirdi. 7/7- 7/6 lık depremler yerin altını üstüne getirmiş oldu. Diğer İl'ler gibi, K. Maraş'ta bu felaket günlerinden büyük oranda payını almış oldu.
Camiler çökerken, minareler yanı üstüne yatmak zorunda kalmıştır. Cemaatler dağılmış, imamlar ölenleri teşyi ediyor, yıkıyor, kefenliyor bir kaç kişi ile birlikte kara toprağın bağrına tevdi ediyorlar.
Evvelsi gün, Afşin İlçe Müftüsü Hayrullah Balta hocamız aradılar. Evi yıkılmış, Müftülük birası oturulamaz hale gelmiş, muhitte örfi idare olduğu için yerinden kımıldayamaz hale gelmiştir.
Aslında, sayın Diyanet İşleri Başkanımız, bu nazik dönemi göz önüne alarak, böylesi hoca efendileri kontrol etmeli, psikolojilerini, morallerinin yerinde olup olmadığını teşhis ve tesbit etmelidir.Çünkü,
Hayrullah Müftümüz olduğu gibi sair İl ve İlçe Müftüleride mağdur, ezgin ve bezgindir. Bu hoca efendilerin acilen desteğe, yer değiştirmeye ihtiyaçları bulunmaktadır. Hayrullan Müftü efendi, Afşin'a büyük hizmetleri dokunan bir hoca efendidir. Ashab-ı Kehf isimli meşhur caminin, külliyenin hizmete geçmesinde büyük payı bulunmaktadır.
Beş yıl gibi bir zaman diliminde Hollanda ülkesinde hizmet vermiş, Hollanda lisanını öğrenerek yurt dışı hizmetinde başarısını sürdürmüştür.Keşke, Başkanlık bu anlatılanları göz önüne alarak, Hayrullah hoca efendi ve sairlerini yurt dışına alarak, ataşelik, sosyal yardımcılık görevi ile taltif etmiş olsaydı ne güzel olurdu?
Onun içindir ki, K. Maraş'ın kurtuluş günü olan 12 Şubat'ı hatırlayamaz, anamaz olduk. Ne Sütçü İmam'dan, ne Rıdvan hocamızdan nede sair merhumlardan söz edemez, bahsedemez olduk. Nasıl bahsedelim ki, yuvalar yıkık, evler virane, hanümanlar kıyametten bir sahne olmuş durumdadır.
Dediler ki, Merik öldü!....
Maraş'ın ozanları yanık yanık türkü söyler, saz çalar, şairlik yapar, şiir okurlardı!..Oysa, 7/6 lık, 7/7 lik yer sarsıntısı yerin altını üstüne çevirmiştir. Ne Mahzuni'den deyiş okuyan, ne Hayati ağabeyden " Tuna yandı ben ağladım" şiirini dile getiren kimse kalmamıştır. Herkes kendi derdine düşmüş, ölüsünü gömmek, yaralısını kurtarmak için uğraş vermektedirler.
Mabedler öksüz kalmış, minareler yıkılmış, mihrap, kürsü, cemaat belirsizliği yaşamaktadır. Ne olacak bu çirkin görüntüler? Kimileri, taşınalım, şehri başka yere götürelim derken, ülke toprakları serapa yer çürük, zemin depreme müsaittir. İster Egeye git, ister İstanbul'a vesair yerlere gidersen git, her tarafta, bir korku, bir panik hakimdir.
Yapılacak iş ve işlem?
Vatanın genel taplosu böyle iken, ne yapılmalıdır? Ahlak sahibi müteahhitlere iş vermek, sıkı kontrol, iş ahlakı lazımdır. Mühendis dürüst olursa, iş veren namuslu bulunursa yapılmayacak bir iş yoktur..Yoksa, oraya, buraya kaçmanın, vatanı terketmenin bir anlamı bulunmamaktadır.
Netice olarak;
Yukarıdan beri anlatıldığı gibi, memleketin, deprem faciasına maruz kalmış İl'lerin halleri bilinmektedir. Herkese, her insanımıza, depreme maruz kalmış veya kalmamış insanlara sabır, güçlü iman, dayanma gücü diliyorum.
Bu da geçer yahu!.. diyor.. Hayırlı günler, huzur dolu yıllar duasındayım. Şehid olanlara rahmet, kalanlara sabır, sükunet ve dayanma gücü diliyorum.
Onlarca günden beri görülen odur ki, milletimiz feragat, fedakar ve hasbi insanlardır. Birilerini bin yaptılar, koştular, elleriyle yerleri kazıyarak, canlı insanları kurtarmaya çalıştılar. Ölenleri de dualarla, Fatihalarla asıl vatanlarına uğurlamış oldular.
Bir gurbet diyarı Batı da yaşadığım için görüyor, duyuyor ve şahit oluyorum ki, gurbette yaşayanlar elleri öpülesice insanlardır. Ceplerindeki, bankalarındaki üç beş kuruşu bile afete maruz insanlara ulaştırmak için gönderiyorlar.
Kendileri fakir olsalar bile, bir maaşa talim etseler bile, vatanım sağ olsun, insanım, kurtulsun diye fedakarlık yapmaktadırlar. Onun içindir ki, bu vatan bizim, bu vatan hepimizindir. Bu hengamede, politik sürtüşmeye, ayrıma lüzum yoktur.
Rabbimiz!.. Bu millete güzel günler lütfetsin, bu elim kazadan, mahfuz eylesin, selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın