Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

MAKÛS KADER !.. (!)

     Hani öyle demişler!.. " Her zorlukta bir kolaylık.. Her kötülükte bir hayır vardır..."   Maalesef, yine millete tersinden ve yamuk bakanlar aldı başını gitmektedir. 

     Kimileri, ordumuzu tehdit etmekte, kimileri Diyanet'i, kimileri de Cumhurbaşkanının idamından vesaire söz etmektedirler. 

     Çünkü, alışmışlık, dadanmışlık, bazan bazan bu haltı karıştırmaya teşebbüs etmek, söz konusu bu zümrenin hüneri, huyu, suyu ve alışa geldiği maharetleridir. 

      Tarihi seyir içerisinde nice devlet büyüklerini okumuş olduk ki, akıbetleri, bu zümrenin bahsettiği gibi, " Makûs kader" in aynısı olmuştur. Mes'eleyi, örneklendirecek olursak, tarihte bizzat, fiilen yaşanmışlıkları, çarpıklıkları müşahade ederiz!.. 

     Hz. Ömer (ra)'ın, on yıllık dönemi, dillere destan olmuş, dilden dile, tarih sayfalarını süsleyerek anlatılır olmuştur. Sonu ne oldu? On yıllık parlak dönemi, bir serserinin onun bağrına hançer vurmasıyla sonlandırılmış, ebedî aleme yolcu edilmiştir!.. 

     Bu acı , çirkin vakıanın arkasında kimler var idi? Şia şarlatanlığı ve Siyonist meddahları bulunmakta idi!.. Hz. Osman (ra)'a aynısının tıpkısı olmuş, o günün çeteleri evini kuşatarak, günlerce muhasara altında tutarak, Kur'an tilavet eder iken, şehit etmişlerdir. 

     Halifei mürşidenin sonuncusu Hz. Ali efendimiz de aynı vahşete kurb.an gitmiş, oğlu Hasan ve 71 kişilik Hz. Hüseyin ahfadı ile birlikte, susuz, aç, biçare şekilde atlara çiğnetilerek, kafası kesilerek zalimane bir şekilde Kerbela'da  şehidi şüheda olmuştur. 

        Bir başka tarihi numune-i imtisal!.. Hz. İmam Ebu Hanife (ra).. Emevî zulmüne, gaddarlığına, vahşetine direnerek, Abbasiler döneminde zindanda kırbaçlanarak hakka yürümüştür. 

       Böylesi misalleri çoğaltmak mümkündür!.. Fatih Sultan Mehmet han, daha 49 yaşında iken, yine bir tezvirat, düzmece plan sonucu zehirletilmiş, genç yaşta, hizmet çağında şehid edilmiştir. 

      Fatih Mehmet hanı atlayarak hemen sultan Abdülaziz'e geliyoruz!.. Sultana ihtilal yapılmış, elleri, bilekleri acımasızca kesilerek şehid olmuştur. Demek ki, makûs kader çizgisi devam ederek gelmektedir. 

      Ya II. Abdüülhamid Han!.. 33 yıl Devlet-i Aliyyeyi harbe sokmamış, Siyonizme ve siyonistçe düşüncelere, Ermeni emperyalist çetelere  fırsat vermediği için 31 Mart günü darbe yapılmıştır, halkı sokağa sürerek " Şeriat isterük"  boş ve saçma istekleri sonucu tahtından hal edilmiştir. 

     Demek ki, masonik localar, farmason güçler boş durmamıştır!.. Menderes gibi bir mazlumu dar ağacına götürmüşlerdir.  Menderes'in suç ve günahı ne idi ki, kahpece idam edilmiştir? Menderes'in günahı, milletinin canını yakmamak, vatandaşının köyüne, kentine su, yol, elektrik götürmek olmuştur!.. 

      Merhum Menderes'in bir günahı (!), bir suçu daha bulunmaktadır ki, o da Türk'ün minarelerinde ezan okutmak olmuştur. 18 yıl gibi bir zaman, bu millet, ezanına hasret kalmış, Kur'an'ına özlem duymuştur. 

      Sol mihraklar, öyle düzmece plan ve desise içerisinde bulunmuşlar ki, Menderes'in ihtilalini, idamını, mes'eleden tamamen uzakta bulunan merhum Türkeş'e yüklemesini bilmişler, 13 Kasım da evinin kapısı kırılarak diyar diyar, memleket aşırı yere sürgün edilmiştir. 

     Hasılı hangi zulmü ifade edelim ki? 12 Eylülü mü?, 28 Şubat zavallılığını mı? 15 Temmuz vahşetini mi?.. Tayyip bey, din tahsili yapmış, inanmış, 18 yıldan bu yana da bu millete şanla, şerefle hizmet etmekte olan bir dehadır. 

      Yanı başında, bir Devlet Bahçeli bulunmaktadır ki, maaşlarını bile hayri yollara harcayan, devlet kapısından bir şey beklemeyen bir ahlak sahibi liderdir. 

     Recep Tayyip bey; hakkında olmadık tezvirat, iftira, bühtan, mantık ve akıl dışı iftiralar yapılmış, yapılmaya da devam edilmektedir. Ülkenin, yolları, köprüleri, hava limanları ve sair hizmetleri tüm dünyanın gözünü kamaştırmaktadır. Oysa, muhalefetin telaşı, İstanbul'un  su parasını bile cebe atmak, resmi dairesinde fuhuş yaptırmak olmuştur. 

      Sonuç yerine;

     " Makûs kader"  (!), her iyi insanın, büyük liderlerin, milletine gönül vermişlerin hayatlarında bulunmaktadır. Çünkü, milletler ve dinler tarihinde, Firavun'lar, Haman'lar, Karun'lar, Bel'am'lar, Pavlus'lar, Ebu Cehil'ler, Yezid'ler eksik olmayacak ve olmamıştır. 

     Yukarıdan beri izah edildiği gibi, kısa kısa değinildiği üzere, Firavun'lar ölmüştür  ama, Firavunca yaşamalar el'an devam etmektedir. Bu durum ila yevmil kıyamete kadarda devam edecektir. 

      Çünkü, " Hak-batıl mücadelesi" olmazsa, hakkın kıymeti, değeri bilinmeyecek ve anlaşılmayacaktır. Çünkü, yaşamın her yerinde zıt kutuplar bulunmaktadır.  Yani,

     Ebu Cehiller ölmüştür ama , Ebu Lehep'ler kıt'alar gezmektedir. Bendeniz, bir vatandaş olarak, gelişmelerden, yaklaşımlardan memnunum. Çünkü, dünkü zamanlarda, her İl'imizde bir İmam-Hatip Lisesi bulunur iken, bu gün, her İl'imizde bir İlahiyat Fakültesi boy göstermekte, bu aziz vatan evlatlarına hizmet etmektedir. 

       Tüm bu hizmet alanları; bir iradenin, hemde sağlam bir iradenin, arzunun ve aşkın alenen gösterilmesidi, dışa vurmasıdır. Son olarak diyorum ki, Devlet Başkanı olmasaydı, Feto denilen canavarla, katille, memleket ve millet düşmanı ile cihad yapacak başka bir irade olmayacak ve bulunmayacaktı. Bunu millet olarak gördük, şahit olduk ve aleni olarak yaşamaktayız. 

      Rabbim!.. Bu millete, imanlı, ahlaklı devlet büyüklerine güç ve kuvvet ihsan eylesin!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın