Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

MABEDE ADANMIŞ BİR KIZ ÇOCUĞU HZ. MERYEM VE İSA (AS)!..

     " ( Meryem) " Rabbim!" dedi, " bana hiç bir insan dokunmadığı hâlde benim nasıl çocuğum olablir?" ( Melek) dedi ki: " İşte böyledir Allah; dilediğini yapar! Bir işii dilediği zaman ona sadece " Ol!" o da hemen oluş sürecine girer." ( A. İmran sûresi, âyet 47)

     Ayeti kerimenin yorumu şöyledir: 

     " Kıdemli Yahudi din adamları sınıfı tarafından daha dünkü süt bebesi olarak görüldüğü ilk gençlik döneminde de erişkin iken de insanlara hakkı haakkı konuşacak". Kehl'e " 25-45 ya da 20-35 yaşları arasındaki erişkin kişi" anlamı verilmiştir. ( Taberî, Beğavî, Kurtubî, Ebussuud) 

     Bazı " müfessirler" " erişkin"in Hz. İsa'nın gökten inişine  bir işlem olduğu görüşündedirler. Bununu için âyette karine yoktur. Hz. İsa'nın ölmeeden önceki dönemiyle ilgili olduğu açıktır. O her ölümlü gibi doğan , bebelik çağını yaşayan ve büyüyen biri olarak hâl diliyle konuşmuş ve şöylee demiştir:

     " Ben tanrı değilim. Her insan gibi önce bebe olup sonra büyüyen tanrı olamaz. Zira tanrı küçükten büyümez, eğer büyüyorsa o tanrı olamaz." ( Kur'an Meali) Dolayısıyla,

     Hz. Meryem ve Hz. İsa peygamberin varlığı, hayatları, yaşamış oldukları haller tüm insanlığın dikkatini çekmiş,, varoluşundan bu yana  da çekmeye devam etmektedir. Hristiyan alemi, Meryem, İsa ve Ruhul Kudüs inancına inanır iken, İslam toplumlarının içersinde el an var olan gelenekçilerde aynı kanaati paylaşmışlar, Hz. İsa'nın ölmediğine, ölümsüz olduğuna, göge yükseltildiğine inanmaktadırlar. 

     Oysa, aziz Kur'an'ın beyanları dikkate, göz önüne alınmış olsaydı, ellerde dolaşın bilgiler böyle olmayacak, Meryem'in, Hz. İsa'nın sair insanlar gibi bir kul olduğuna inanılacak, onun dünyada yaşar iken hayatını kaybettiğine inanıılacaktı. Ama, olmadı olmuyor olacak ki gibi değildir.

     Hz. Meryem validemiz gibi tarihte  nice nice hanımlar gelmiş, tamamı çağın ızdırabını yaşamış hanımlardır.  Örneğin, Asiye hanım bu hanımlardan birisidir. Musa (as)'a inanmış, onun getirmiş olduğu mesajlara iman etmiş bir hanım efendidir. 

     Yakın İslam tarihinde, Hz. Hatice, Hz. Aişe, ve Hz. Fatıma gibi hanımlarda gadre uğramışlar, Aişe annemize iftira edilmiş, dönemin siyaasi çalkantılarına maruz bırakılmış bir hanım efendidir. Dolayısıyla,

      Hz. İsa'nın doğması, büyümesi, tarihte ulvi görevini yapması için Hz. Meryem anneyi seçmiştir. Hz. Meryem onu doğurmuş, doğumu esnasında onun çilesini çekmiş, tüm çirkinliklere karşı onu büyütkmüş ve insanlığa onun peygamber oluşunu müjdelemiştir. Şu ayeti celileye dikkat edelim:

     " Bir de iffetini koruyan o kadını ( gündeme taşı)! " Kuşkusuz ona da ruhumuzdan üflemiş; onu ve oğlunu ( çağının) bütün insanları için ( rahmetimizin) bir belgesi kılmıştık." ( Enbiiya sûresi, âyet 91) 

      Zikredilen bu ayetten burada sözü edilen Hz. Meryem'dir. Ve " ona da" şeklindeki çevirimiz , başta Âdem olmak üzere tüm âdem oğullarınına bahşedilen ilâhi armağan olan " hayatın" ona da bahşedildiğini dile getirmektedir.  Ontolojik bir olguyu ifade etmeyip tıpkı " Allah'ın arzı, Allah'ın devesi, Allah'ın evi" gibi gaye belirtme ve onurlandırma anlamı taşıyan bu mecazi beyan, insan türünün tüm fertleri için geçeerlidir.

     Buunu mecaz olmaktan çıkarıp lafzi olana indirgemek, Pavlusyen kilisenin Hz. İsa'ya dair " Allah'ın ruhu: Allah'ın oğlu" sapmasına yol açacaktır." ( Kur'an Meali) 

     Aslında bu düşünceye iman etmiş insanlara şunu duyurmak, tebliğ etmek gerekir: Böylesi bir inanç sistemi, kos koca Hristiyanlık dünyasını peygambersiz yapmış, bu dünya mensuplarının gök yüzüne bakar, semayı gözler durumda İsa'nın yeniden dünyaya geleceğini bekler olmuşlardır. 

     Bu tür bir inanca alemi İslam'ın ekser kesimi de itibar etmiş, inanmış, Şam'da bulunan beyaz minareye Hz. İsa'nın yeniden ineceğine, tebliğ görevi yapacağına inanmaktadırlar. 

     " İşte böylece ( Meryem) ona hamile kaldı; bundan dolayı da, ( insanların gözünden) uzak, kuytu bir köşeye çekiildi." ( Meryem Sûresi, âyet 22) 

    Ne acı ki, normal olarak doğum yapan Hz. Meryem, kavmi tarafından suçlanmış onun iffetine dil uzatılır olmuştur. Halbu ki, tüm hücumlara, saldırılara karşı o iffetini, terbiyesini korumuş, bu büyük hadiseyi " sükut" ederek savmasını bilmiştir. Şu ayetlere dikkat çekmek istiyorum: 

     " İşte o zaman Allah " Ey Meryem oğlu İsa!" dedi. Sen insanlara " Allah'ın dışında, O'nun astı olarak beni ve annemi ilâh edinin mi dedin?" Cevap verdi: " Zâtını tenzih ederim! Kendim için hakkım olmayan bir şeyi söylemiş olsaydım eelbette Sene bilirdin. Sen benim sıırrıma erersin, ffakat ben senin sırrına eremem. Şüphesiz yaratılmışların idrakini aşan her şeyi bilen yalnızca seensin." ( Mâide sûresi, âyet 116)

     " Bene onlara bana emrettiğin, " Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin! !" demekten başka bir şey söylemedim. Ve onların arasında yaşadığım sürece yaptıklarına şahitlik ettim. Fakat ne zaman ki Sen benim canımı aldın, artık onların gözetleyiciisi yalnızca Sen oldun. Zaten Sen, her bir şeye ta özünden şahitsin." ( Mâide sûresi, âyet 117) 

      Dolayıısıyla, Hz. resullerin büyüklerinden " ülü'l-azm" olan beş peygaamberden birisidir. Ehl-i iman olarak, Müslüman kesimler olarak buna inanıyor, buna iman ediyoruz. 

     Netice olarak;

     Bır kısım gelenekçi kesimlerin absürt çıkışlarına, deyimlerine, anlattıklarına inanmıyor, Hz. İsa'yı kuul ve Resul olarak tanıyor ve iman ediyoruz. 

     Diğer taraftan İsa (as)'ın geri geleceğini yani ahirette her ölmüş insan yenirden dirileceğini kabul ediyor, atalarcı, hikayeci, gelenekçi kimselerin anlattıklarını kabul etmiyoruz. 

       Hz. İsa ( as) ülül azm bir peygamber olduğuna göre, kendi dönem ve devrinde görevini tamamlamış, acısıyla. tatlısıla bu dünya aleminden ahiret aleminde hesap vermek üzere vefat etmiştir. 

       Çünkü, hiç bir insan, Hz. Adem (as)'dan bu yana, taa Hz. Peygamber'e (sav) gelinceye dünyada baki kalmamış., ecellerii, ömürleri sona erdiğinde ise hakka vasıl olmuşlardır. Çünkü, Hz. İsa'nın yeniden dünyaya döneceğine, yaşayacağına inanmak, yeniden İslam'a hizmet edeceğine inanmak bütünye doğru bir inanç sistemi değildir. 

       Böyle bir inanış. yukarıda beyan edildiği gibi, Hristiyan alemini peygambersiz bırakmış, İslam alemini de İsa (as)'ı " Hanefi mezhebine" girecek, buna inanaç kadar küçültmüş bir düşünce tarzıdır.

       Rabbimiz!.. Mü'minleri her türlü Kur'an dışı inanış, düşünüş ve masalsı şeylerden muhafaza buyursun. Bizleri de, Yecmi mahşerde Hz. İsa (as)'a komşu eylesin!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın