Kur'an'ın Ölülere Okunup Okunmayacağı Meselesi
" İnmemiştir hele Kur'an, bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için." ( Akif)
Merhum Akif, ömür boyu Kur'an'a hizmet etmiş bir Kur'an insanıdır. Hayatı boyunca, bu yoldan kat'iyyen fire ve ödün vermemiş bir alim, şair ve bilge insandır.. Makamı cennet olsun!..
Ama, gelin görün ki, aziz Kur'an; Müslümanın hayatını bütünüyle kuşatması gerekir iken, Müslümanlar tarafından eksen kaybına uğramış, hedefinden saptırılarak, mezarlıklara, ölü ruhlarına okunmak için mezarlıklara taşınmış bir ilahi kitaptır! Şu ayeti kerimeye dikkat çekmek istiyorum:
" Allah rüzgarları gönderir, bulutu kaldırırlar; sonra onu gökte dilediği gibi yayar ve parça parça eder; arasından yağmurun çıktığını görürsün. Derken onu kullarından dilediğine uğratınca hemen sevinirler." ( Rûm sûresi, âyet 48)
Ne yazık ki, ilime, bilime, tekniğe, teknolojiye cevap vermesi, yardımcı olması gereken, aziz Kur'an, bin yıldan bu yana, "mezarlık kitabı" haline getirilmiş, dirilerin hayatlarından uzaklaştırılarak, " ölü kurtarma", " ölülere hitap eder" duruma düşürülmüştür. Halbu ki;
" Asıl gaye bu değil, ölülerin ruhlarına okunmak için inmiş değil Kur'an'ı Kerim. Dirileri, nizam içerisinde Allah'a imanla ahlak içerisinde yaşatmak için inmiştir.
Önce şu hayatı düzenliyor. Ondan sonra bu hayatı mabadinde olan hayata insanı hazırlıyor. Bu önemli. Fakat biz bırakıyoruz Kur'an'ı Kerim'i, 70-80 sene yaşıyoruz, onunla alâkamız olmuyor.
Öldükten sonra, toplanıyor hafızlar, onun başında iki hatim indiriyorlar, tamam işi. İslamiyeti bundan ibaret. Bunun böyle olmadığını anlatmak istedim ben.
Şunu da iyi bilin ki bu gelenekte böyle, geçmişlerimizin ruhlarına Kur'an okunuyor. Ben de okuyorum. Her sabah da okuyorum. Yani Kur'an elbette benim içindir. Kur'an okumam, benim okumam da ölülerimiz hatırlarsam, geçmişlerimi de hatırlarsam, onların ruhları da inşallah şad olur.
Yalanız hiç bir sahih hadis yoktur ki peygamberimizin (sa) ölülerin ruhlarına Kur'an okumuş olsun. Bu konuda hiçbir sahih hadis yok! Bu hadislerin hepsi çürüktür.
İbni Hibban- meşhur muhaddis- diyor ki: ' Bu konuda rivayet edilen hadislerin, haberlerin hepsi çürüktür'. Yalnız Peygamber'in (as) ' Ölülerinize Yâsin okuyunuz' şeklindeki hadis de ' Can çekişmekte olan, yani ölmekte olan insanların üzerine Yâsin okuyunuz' demektir.
Gerçekten de can çekişmekte olan insanın üzerine Kur'an okunduğu, özellikle Yâsin okunduğu zaman, ama duyarak okunduğu zaman, o kimse kolay can verir. " ( 1. Kur'an Sempozyumu, S. Ateş, sayfa 187)
Her ne kadar sayın Süleyman Ateş hocamız, ' ölmek üzere olanlara Yasin okuyun' hadisini öne sürmüş de olsa, bu hadisi destekleyici, doğruluğunu, sahih oluşunu iddia eden çok az ilim sahibi, alim bulunmaktadır.
Dolayısıyla, Kur'an'ı Kerim, bütünüyle hayata hakim olmalı, ölmüşlerden ziyade, diri insanların hal ve ahvallerini nizam ve intizama sokmalıdır.
Netice olarak;
Gerçekten insan düşünemeden edememektedir. Aziz Kur'an; gök ilminden, Allah'ın sonsuz kudretinden, rüzgarlardan, bulutlardan, denizlerden, ırmaklardan, göllerden bahsetmesi gerekir iken, ne acı ki, Müslümanlar, illaki " Ölüye okuma" hususunda iddialı ve boşa zaman kaybı içerisindedirler.
Evet, Kur'an'ı anlayalım ki, çevre sağlığı, temizlik, ağaç yetiştirme, rençberlik yapma, yağmurun rahmet dolu sularının nasıl fışkırdığını gözler önüne sermiş olduğu halde, Müslümanlar, böylesi yerlerin dirilmesinden, hayata faydasından ziyade, ölü insanların dirilmesi (!) hususunda inatlaşmaktadırlar.
Ancak, şunu hiç bir zaman hatır ve gönülden çıkarmayalım ki, ölülere bir şey duyurmak, anlatmak, istifade etmelerini sağlamak, söz dinletmek mümkün değildir.
Çünkü, ölü duymaz, sağır insanda işitmez. Sağır insanlara, bir kısım işaretlerle falan meramımızı anlatabiliriz ama, ölmüş kişiye hiç bir şey anlatamayız. Şu ayeti kerime meali ile konumuzu bitirelim:
" Sen de ölülere söz dinletemezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı işittiremezsin." ( ( Rûm sûresi, âyet 52 ) Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın