Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

KUR'AN'IN AYDINLIĞINDA !..

  " Ey iman edenler! Siz kendinizden sorumlusunuz. Eğer doğru yoldaysanız, sapıtanlar size zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. İşte o zaman yaptıklarınızı size bir bir haber verecektir." ( Mâide sûresi, âyet 105 ) 

      Fert ve topyum olarak, Kur'an'ın aydınlık dünyasına ne kadar da muhtacız!.. Evlerimiz muhtaç, çarşı, pazar, sokak, meydan, iş yeri, resmi  gayri resmi olan daireler bütünüyle Kur'an'ın emirlerine muhtaç, aydınlatıcı, müminleri huzur ve sükuna kavuşturacak eylemlere muhtaçtır. 

      Kur'an'ın aydınlık dünyası yaşamaz ise, komşuluk, vatanseverlik, insan haklarının olması, yaşaması mümkün değildir. Onun içindir ki;

     " Kur'an'ın aydınlığındaki insan, evinde işinde hayatının her sahnesinde imanıyla uyuşmayan konularda " hayır" demesini bilmelidir. Gerektiği ortamlarda gündeme getirmesi gereken " evet" lerini de söylemekten korkmamalıdır. 

     İnancının tüm güçlerini günlük hayatında devreye sokmada kararlı olmalıdır. Efendimizin: " Beni, emrolunduğun gibi dosdoğru ol" emrinin geçtiği Hud suresi ihtiyarlattı." İlkesince hareket etmeyi ilke edinmelidir. 

     Günümüz insanı başkalarına yol göstermek ufuk açmak ve hedef belirtmekte oldukça istekli tavırlar ve davranışlar sergilemektedir. 

     Ailesine çevresindekilere karşı sorumluluklarını bilenlerin böylesi hareket etmeleri oldukça doğaldır. Bazı insanlar oturduğu makamdan feyz alır. Bazı insanlar ise feyz kaybeder. Yazılarında, eserlerinde, televizyon ekranlarında sürekli gündeme gelerek rahmet ellerini çok uzaklara göndermekle yaptıklarını allı ballı anlatarak bulunan nice insanlar vardır ki, rahmet kanatlarının altındakileri ihmal etmekte asli görevlerini unutmaktadır.

     Oysaki insan öncelikle ailesinin, çevresinin etrafındaki tehlikeleri, mayınları tanımak, iletişim dünyasına girenlerin gönül dünyasına girenlerin gönül dünyası ile ilgilenmek ve istikbale ait güzel örnekleri önce yakınından başlayarak gerçekleştirmeli.

     Çatışmanın yerine diyaloğu, çifte standartın yerine adaleti, suçlamanın yerine paylaşmayı, korku ve şiddetin yerine sevgi ve takvayı, baskı yerine evrensel hakları yerleştirmeyi Kur'an'ın aydınlığında gerçekleştirmeli." ( Vuslat, Haziran 2008, say. 35, A. Çağlayan) 

     Mü'minler olarak; her işimizi, her fiilimizi, her gayretimizi Kur'an'ın aydınlığında yaparsak, inşaallah!.. Hayat boyu tüm uğraşlarımız, çabalarımız sa'yü gayretlerimiz ibadet olarak, haz duyacağız, manevi doygunluğa ulaşmış olacağız. 

      Aksi takdirde, Kur'an aydınlığından mahrum bir dünyada yaşar isek, hayatımız karanlık, işlerimiz karanlık, ailemiz, çevremiz karanlıklar içerisinde depreşip duracaktır. 

     Onun içindir ki, gönlümüz, kalbimiz, ufkumuz hep Kur'anî olmalı, Kur'an konuşmalı, Kur'an meşguliyetimiz olmalıdır. İşte, o zaman müşahade edilecektir ki, ümmeti ve milletimizi ve bizi esenlik dolu, refah, mutluluk içerisinde kanat çırpan üveykler misali bir dünyanın kucağına kendimizi atmış bulanacğız.. 

     Netice olarak;

     Aziz Kur'an'ın aydınlık  yolunda koşan, yorulan, emekleyen insanlar iyi bilirler ki, kitabımız Kur'an, insanı hem övmüş yüceltmiş, hem de yererek alçaklığın alçaklığı derekesine düşürmüştür. 

      Dolasıyla, insan önce kendini tanımalı, yaratılışını,. görevini, mükellefiyetini ve sonra da ailesini bu çerçeve dahilinde yetiştirmelidir. 

      Yani, mü'minler; aziz Kur'an'ı okuyacak, tanıyacak, bilecek ve Kur'an'ı sevecektir. Ondaki yüce mesajları kendi nefsinde tatbik ettiği gibi, ailesinde, çoluk çocuğunda yaşatacak, onun mesajlarını kalplere, gönüllere, günlere, zaman dilimlerine hakim kılarak, böylelikle yepyeni, tertemiz bir dünya meydana getirmiş olacaktır. 

        Özlemi, sevdası, aşkı, Rasulullah (sav)'in tertemiz , asude dönemi gibi olacak veya o dünyaya benzetmeye çalışacaktır. Hz. Ebubekir'lerin, Hs. Ömer'lerin, Hz. Bilal'lerin, Hz. Hasan ve Hüseyin'lerin dünyası.. 

     Ondan sonra müşahade edilecektir, bizim dünyamızda da kargaşa, çekişme, cedelleşme, ırkı kavgalar, kavmi bölünmeler, mezhepçi ayırımlar bulunmayacaktır. 

      Rabbimiz!.. Bu arzu ettiğimiz günleri, zamanları ve alemleri nasibi müyesser kılsın!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın