Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

KUR'AN VE KADIN !..

" Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir. Ve açık bir biçimde fuhuş işlemedikçe, verdiğinizi onlardan geri almak için onlara baskı yapmayın! Ve onlarla güzel bir şekilde geçinin; zira onlar size itici gelse bile, hoşlanmadığınız bir şeyde Allah bir çok hayır dilemiş olabilir." ( Nisâ sûresi, âyet 19

Yani, kadını bir meta gibi görüp miras yoluyla elde etmeniz. Cahiliyyede kadın miraslık bir meta gibi görülmekteydi, modern cahiliyede ise teşhirlik bir meta gibi görülmekte.

Cahiliye döneminde kadının hiç bir hak ve hukuku bulunmazken, miras hakkından mahrum iken veya diğer bir deyimle insani olarak hiç bir hak ve hukuku söz konusu edilmez iken, bu gün ne elde etmiştir?

Günümüz dünyasında kadın efendi, cazibe ve güzelliği sayesinde geçici olarak bir kısım haklar elde ediyorsa da, bu haklarda kısa sürede yeniden yüzüne çarpılmakta, kapı dışarı edilerek, sokaklarda sürünmeye, ayak altı edilmeye bırakılmaktadır.

Kadın efendi, yaratılış itibariyle erkeğe denk bir yaratılıştadır. Yok Adem'in eğe kemiğinden yaratıldı, Adem'in bir parçası gibi iddialar gelişi güzel iddialar olup, tamamen kadını aşağılama, erkeğe kul ve köle yapma düşünceleridir.

Bu iddiaların temelinde tahrif edilmiş Tevrat'a ait düşünceler bulunmakta, bizim saf, okumamış Müslümanlarda buna inanmaktadır. Hali hazır olmamış cennetten kovulan insan, suçlu ise yine bir kadındır. Bir suçlu aranacak ya, suçlu kadın olarak tarih kitaplarının sayfalarını süslemiştir.

Hangi mevzuya el atsak, o mes'ele kadınlar aleyhine elimizde kalmaktadır. Kadının miras hakkı, şahitliği, cuma, .bayram ve cenaze namazı kılması , toplum nezdinde söz hakkı bulunmamaktadır.

Tabii ki, bunu fırsat bilen bir kısım aktüel cambazlar, kadına hak tanımak adına onları sokağa çağırmakta, ırzından, edebinden, iffetinden mahrum bırakmaktadır. Günlük gazetelerin köşeleri, haftalık, aylık dergilerin kadın bölümleri üryan kadın resimleri ile dop doludur,

" Mü'min kadınlara da söyle, bakışlarını ( yasak) olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar, cazibe ve güzelliklerini, bunlardan görünen kısımlar dışında, ( kamuya) açmasınlar: bunun için de, başörtülerini yakalarının üzerine sıkıca tuttursunlar: cazibe ve güzelliklerini yalnızca kocalarına, babalarına, kayınbabalarına, oğullarına , üvey oğullarına, kardeşlerine , erkek kardeşlerinin oğullarına , kız kardeşlerinin oğullarına, kendi evlerindeki kadınlara , meşru şekilde malik oldukları kimselere , ya da emirleri altındaki cinsel arzudan yoksun erkek hizmetlilere, veya kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklara açabilirler: bir de yürürken gizli olan ziynetlerini teşhir etmek için ayaklarını yere vurmasınlar." ( Nûr sûresi, âayet 31)

Bu ayeti kerime meali bizlere kadının cazibe ve güzelliğinden , kamuya açılması serbest olan miktarı bir istisna cümlesidir. Yani teşhir edilmemesi istenen cazibe ve güzellikler, kamuya açılmayıp özel kalması gereken kişisel cazibe ve güzelliklerdir.

Hal böyle iken, toplum içerisinde en çok mağduriyet yaşayan Müslüman hanımlardır. Aziz İslam'ın yanlış anlaşılması sebebiyle en çok mağduriyet yaşayan, itilip, kakılan hanımlardır.

Ben hatırlıyorum ki, nice hanım kardeşimiz" gelinlik etmek" saçma düşüncesi sebebiyle kayın babasının yanında, büyük kaynının yanında konuşmamayı hürmet mes'elesi kabul ederek " pısıl pısıl" konuşmayı saygı, hürmet zannetmiştir.

Netice olarak

Asr-ı Saadetin müctehid hanım efendisi Hz. Aişe (ra), bizim bu vahim hallerimizi görmüş olsaydı bizlere ne derdi acaba?

Çünkü, 21 nci asırda bile kadının erkekler arasında söz hakkı, konuşma, soru sorma imkanı bulunmamaktadır. Hanım efendi bilgili bile olsa, erkeği okumamış, cahil biri bile olsa, günümüz dünyasında ne acı ki, söz hakkı kocanındır.

Çünkü, kadının cennete girmesi, kocanın rızasına bağlıdır. Koca " gir cennete derse" hanımcağız cennete girebilecektir. (!).

Yahudiliikte bir emir bulunmaktadır. Hayız halinde iken odalarınızı, yataklarınızı ayırın emri.. Maalesef bu çirkinlik bize de intikal etmiş, hayız halinde iken kocasından ayrılsın, namaz kılmasın, oruç tutmasın, Kâbe'yi ziyaret etmesin yakıştırması. Halbu ki, cinsi mukarenet dışında her şey yapabilir emri unutulmuş, terkedilmiş bir emirdir.

Son sözler olarak, bu konular üzerinde durulması tarihi, şer'i bir zorunluluktur.. .Müslüman birey, hak ve hakikatın ortaya çıkması için dobra dobra konuşmalı, gelenekten, geleneksel hücumlardan korkmamalıdır.

Rabbimiz!.. Ümmete, milletimize Kur'anî şuur lütfetsin!.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın