Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

KUR'ÂN, İNSANLIĞA YOL GÖSTEREN KİTAPTIR!.

 Aziz kitabımız Kur'an'ı Kerim; yine kendi ifadesine göre ilk defa Ramazan ayı içerisinde yer alan mübarek ve muazzez bir gece olan Kadir gecesinde nazil olmaya başlamış ve yaklaşık 23 yıllık bir zaman diliminde peyderpey tamamlanmıştır. 

     Kitabımız Kur'an'ı Kerim; her şeyin ama her şeyin, eşyanın ve tüm gerçeklerin bir tefsiridir. Kendisi bizzat müfessir olan Kur'an âyetlerinin ilk müfessiri de yine yüce Allah'ımızdır. Kıyamet sûresinde " Onu açıklamak da bize düşer" buyurmuştur.

     Lakin, aziz Kur'an; Asr-ı Saadetten sonra, anlaşılmaz, bilinmez, ancak ülema sınıfı  onu anlar pozisyonuna sokulmuş, onu okumakla, ölülere faydalı olunacağı, kabirlerde tilavet edilmesi hususu ön plana çıkmış, yani, Emevilerle birlikte, Kur'an rafa kaldırılmış, bez torbalar içerisinde  duvarları süsler olmuştur. 

     Oysa,. Kur'an; ne duvarların süsü, nede kabirlerde ölüyü kurtarma, münker nekiri kaçırma kitabı değildir. Emeviler döneminde, duvarlara asılan Kur'an; o tarihlerden sonra, bir daha da aşağılara inmemiş, Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde de  bu hürmet durumu aynen varlığını korumuştur. Halbu ki Kur'an;

     " Kur'an, fu'lan vezninin de delalet ettiği gibi " okumanın tüm olumlu anlamlarıyla daima okunan" demektir. Kur'an'ı Kur'an'a sorduğumuzda, o kendisini bize şu özellikleriyle tanıtmaktadır:

     " 1- Allah'ın kelamıdır. Kelâm sıfatının, tüm diğer vahiyler gibi, başı arşta ayakları arzda olan fiilî bir tecellisidir.

       2- Arapça bir hitaptır. Arapça Allah'ın dili değil Kur'an'ın dilidir ve hiçbir tercüme Kur'an değildir. 

      3- Tevâtür yoluyla nakledilmiştir ve Allah'ın koruması altındadır. İndiği ilk günden itibaren binlerce inananın hafızalarında, gönüllerinde, hayatlarında ve yazılan mushaflarda taşınarak bugünlere gelmiştir. 

      4- Anlaması kolaylaştırılmış, bizzat kendi kendisini tefsir eden apaçık bir hitaptır. O, her okuyanın kendine göre anlam verdiği bir hitap değil, murad-ı ilâhiyi taşıyan bir hitaptır. 

      5- Mucizedir. Önceki peygamberlere verilen mucizeler göründüğü zaman ve mekânla sınırlıydı ve tarihseldi, Kur'an ise zamanlar üstü yaşayan bir mucizedir. 

      6- Evrenseldir. Sadece belli bir mekana ve zamana değil tüm insanlığa rehber olarak gönderilmiştir. 

      7- Kapsayıcı ve bütüncüldür. Hayatın her alanına dair değişmez değerleri ortaya koyar. 

      8- Hidayet, beyyinât , zikr, furkan ve nûrdur. İnsana rehberlik eder, hakikati beyan eder, hatırlatır, doğrusu yanlıştan ayırır ve karanlık akılları ışığıyla aydınlatır.

      9- Parça parça inmiştir. Çünkü Kur'an hayat kitabıdır ve ilâhi bir inşâ projesi olarak hayata anlam katmak için gönderilmiştir. 

      Sözün özü, Kur'an okumak ucu cennete ulaşan bir yolculuğa çıkmaktır. Tıpkı Hz. Peygamber'in dediği gibi: " Kur'an okuyan kimseye şöyle denir: Oku ve yücel! Dünyada okuduğun gibi oku! Makamın, son okuyacağın âyetin olduğu yerdedir." ( K. Meali, M. İslamoğlu, sayfa XV)

      Sonuç olarak;

      Aziz Kur'an'ın güzelliği, muhteşemliği, mucize oluşu böyle iken, maalesef, ümmet ve milletimiz bu konuda sınıfta kalmıştır. Emeviyye'den bu yana, bir türlü yükseklerden indiremedik, indirilmemiştir veya indirileceğe de benzememektedir. 

      Milletimiz, aziz Kur'an'a sadece bir işlev, görev vermiştir. " Ölüleri kurtarmak", " Ölülerin ruhlarını rahatlatmak", ve benzeri uydurmalardır. 

KUR'ÂN; İNSANLIĞA YOL GÖSTEREN VE İYİYİ KÖTÜDEN AYIRAN KİTAPTIR!.

      Halbu ki, böylesi tatbikatlar, ne Resulullah (sav) döneminde, ne Asr-ı Saadet devrinde görülmemiştir. Lütfen, bir Allah kulu çıkıp da desin ki, "peygamberimiz de, ölülere hatim okudu, hatim duaları indirdi." Böyle bir iddiada bulunamayacaklar, sözleri, iddiaları askıda, muallakta kalacaktır.

      Onun içindir ki, aziz Kur'an; hayata hitap etmeli, ölüleri değil, dirileri diriltmelidir. Ümmet ve milletin medeniyetine yön göstermeli, kalkınmayı, refahı, müreffeh bir şekilde yaşamayı sağlamalıdır..

     Rabbimiz!.. Bizlere böylesi anlayışlar, idrakler nasip eylesin.. Selam ve dua ile..

      Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın