Kur'an Çarpmaz
KUR'AN ÇARPMAZ, ÇARPIKLIKLARI GİDERİR !..
" İşte Biz Kur'an'ı, ona inananlar için ( iç dünyalarını onaran) bir şifa ve rahmet ( eczanesi ) olarak indirdik; ama o, zalimlerin yalnızca yıkımını artırıyor." ( İsra sûresi, âayet 82)
Malum olduğu üzere, aziz Kur'an, kendisine iman ön bilgisiyle yaklaşan mü'minin imanını, küfür ön yargısıyla yaklaşan kâfirin küfrünü ve münafığın nifakını artırır.
" Biz bu ilâhi hitabı sana zorluk çekip mutsuz olasın diye indirmedik." ( Tâhâ sûresi, âyet 2)
Aziz Kur'an'ı; güzel sesli, güzel sedalı bir hafızı kelamdan dinleyen mü'min çarpılır, o saatten sonra sürekli güzel sesli okuyuculardan dinlemeye başlar.
Veya, kürsüde millete vaaz veren bir ulemanın Kur'an'ı nakletmesi, onun emirlerini, nehiylerini, helallerini, haramlarını güzel güzel üslup içerisinde anlatması karşısında çarpılır, o saatten sonra, o çarpılan mü'min " mescid kuşu" olarak bir daha yanlışa, nehiye, harama, inkara, sapıklığa düşmesi düşünülemez.
Ama, düşüncesi kıt, aklını çalıştırmaz, tefekkürü zayıf, idrak gücü sıfır insanlar vardır ki, onun yapmış olduğu şey " Kur'an çarpsın", türü lafazanlıkla, karşısındaki insanı inandırması, emin hale getirmesi, yapmış olduğu eğri, büğrü çirkinliğe Kur'an'ı dayanak ve payanda yapmasıdır.
Kur'an; çarpıklıkları giderir.
Toplumları içten içe kasıp kavuran, zinayı, fuhuşu, deyyusluğu, çıplaklığı, faizciliği, tefeciliği, dalkavukluğu, kadın cinayetlerini, gereksiz boşanmaları, flörtleri, hırsızlığı, yankesiciliği, alavereyi, dalavereyi, çek senet mafyalığını, isyanı, inkarı, mülhidliği, mürtedliği, hasılı din düşmanlığını yok eder.
Ama, diğer taraftan, aziz Kur'an'ı bilmeyen, emirlerini anlamayan hurafeciliği, bid'atlara boyun eğmişleri, okumamışları, köşe bucak muska peşinde koşan cahilleri, üfürükçüleri, büyücüleri, tılsımcıları çarpar mı, elbette ki çarpar..
Bir başka çarpma işinin şekli de şöyledir: Toplumun sırtından geçinen, parazit, asalak, aşağılık insanları yani, Mehdileri, Kutupları, tarikatçıları, Kutupçuları, Fetö'cuları ve sair örgütleri zaten çarpmıştır, çarpmaya devam etmektedir.
Yoksa, aziz Kur'an nazil oluşu, insanlığın hayrına olmuş iken, dine, imana, İslam'a faydalı bir mümini niçin çarpsın, niçin mahvı perişan etsin ki?
Sonuç yerine;
Elimizdeki aziz Kur'an; beşeriyeti tüm eğriliklerden kurtarmak, hidayete kavuşturmak için nazil olmuştur. Onun vahyediliş sebebi, insanlığı hidayete kavuşturmak, toplum bünyesinde nükseden veya edecek olan batılı yok etmektir.
Adam, akşam sabah kahvelerde iskambil oynar iken, vakitten vakite de, namaza gider iken, işte Kur'an böylesi perişanları, sefih insanları çarpmış, hayatını ters yüz etmiştir.
21 nci çağda, envai çeşit ilmi eserler ortada iken, " ben cahilim, okuma bilmem" diyen hödükleri çarpmış, çarpmaya devam etmektedir.
Yüce İslam'da, " din sınıfı" olmadığına göre, eline küçük bir ilmihal kitabı alıp okumayan, başı ağrısa hocaya koşan, cünüplükten nasıl kurtulunulur, mes'elesini hocaya danışan kimseleri zaten Kur'an çarpmış, belini doğrultamaz hale getirmiştir.
Köşe bucak " şeyh" arayan hanım efendiler, " el aldım" düşüncesiyle göklerden keramet bekleyen, şeyhinin işareti ile oturup kalkan biçareler zaten çarpılmış, onların Kur'ânî tedaviye, şifaya ihtiyaçları bulunmaktadır. Rabbim, bu aziz millete; Kur'anî hayat lütfetsin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın