KAHRAMANMARAŞ'IN İSMET EFENDİSİ KARAOKUR HOCA EFENDİ!..
Bu günkü konumuz, K. Maraş'ın ve ülkemizin tanınmış ilim adamı, İslam'a hizmette dur durak bilmeyen, ömrü bu sevda ile nihayetlenen bir alim ve Müftü efendiden bahsedeceğim!..
K. Maraş'ın göz bebeği, sevdiği, saydığı, hürmette kusur etmediği merhum İsmet Karaokur hocamız1930 yılında K. Maraş'ta dünyaya gelmiş, Maraş'ın tanınmış bir kabilesi olan " Karaokurlar" dandır.
10 yaşında hafızlığını ikmal etmiş, K. Maraş İmam-Hatip Okulunu bitirerek , Ulu Camiye İmam-Hatip olarak atanmıştır.
Akabinde, Ankara İlahiyat Fakültesine devam ederek mezun olmuştur. Daha sonra, " Yüksek Lisans"nı yapmak üzere Bağdat'a gitmiştir. Bağdat'tan sonra, Müftü olarak atanmıştır.
İsmet bey, Kars Müftülüğünden sonra , Konya İl Müftülüğüne tayin edilmiş, sade yaşantısı, ahlakî yapısı, dinin emirlerini külliyen uyguladığı için her kes, herkesim tarafından sevilmiş, sayılmış ve hürmet görmüştür.
Diyanet Vakfı'nın ilk defa kuruluşunda etkin rol sahibi olmuş, Dr. Lütfi Doğan, Tayyar A ltıkulaç ve benzeri hocaların yanında bulunmuş, Diyanet Vakfı vatan genelinde hayri hizmetlerinin yayılmasında rol sahibi olmuştur.
Ne yazık ki, Konya'da İl Müftülük görevini icra ederken, 12 Eylül stresle günlerine maruz kalmış, bu hengamede iken emekliliğini istemiştir.
İsmet Karaokur gibi bir alim, fadıl, hüsnü ahlak sahibi bir ilim adamı, bir diğer buhranlı gün olan 28 Şubat karanlık günlerinde sıkıntılanmış , daha doğrusu bu telaşlı günlerden korktuğu, Kur'an Kurslarına, İmam-Hatip Liselerine bir şey olur düşüncesiyle kabuslar görmüştür.
Bendeniz, Eylül 1983 tarihine kadar muhterem hoca efendiyi tanımamıştım. Hac kafile başkanı olarak tanımış oldum.
Hac yolculuğu esnasında kafilelerin ezanlarını okur, kametlerini yapar , hoca efendide tüm kafileye namaz kıldırırdı. Vakarlı duruşu, efendiliği, takvası, düzgün yaşantısı dikkatimi çekmişti.
Irak-Suudi Arabistan sınırında, bir hacının şikayeti üzerine iki kişinin, kafileden ayrı namaz kıldıkları ihbarini almış olduk. Durumu, İsmet hocamıza duyurdum. O iki kişiyi çağırtarak, hoca efendinin sertleştiği, bir kahraman edasıyla " Siz ayrı cemaat oluyor, ayrı namaz kılıyormuşsunuz, eğer kafileye katılmazsanız, sizi Ar'ar sınır kapısından tekrar Türkiye'ye gönderirim" dedi.
Böylece, hacılar arasındaki nifak, tefrika türü şeyler, davranışlar önlendi. Hoca efendi ile arkadaşlık yapılırdı ve bunu otuz beş gün süreyle takip ettim. Gerek Medine'de kaldığım sürece, gerekse Mekke'de bu özelliğini yakinen takip etmiş oldum.
Medine'de yaşayan İslam büyüklerini ziyaret ettik, onların dualarını almayı ihmal etmedik. Ali Ulvi Kurucu, meşayihleri, abidleri, zahidleri yakinen takip ediyordu.
Hülasa, hoca efendi sevilen, kendini sevdiren, saydıran bir alimdi.Onun içindir ki, her Maraşlı Müslüman onu tanımış, ona karşı hürmetini, saygısını eksik etmemiştir.
Netice olarak;
K. Maraş'lının " İsmet Efendisini" bendeniz çok çok sevmiş, ona karşı saygıda kusur işlememişimdir.
Vefat tarihi olan 1997 yılına kadar İslam'a, ilme, Kur'an'a hizmet etmiş bir ulemadır. Siyasi hayatta Erbakan hocayı, onun Milli Görüş fikriyatını beğenir, sayar ve severdi.
Bu günkü K. Maraş aleminde onun ismi söylenir, namından, iyiliğinden söz edilmektedir. " Saçaklı Zade Vakfı" gibi oluşumlar onun bizlere, Maraşlıya sunmuş olduğu eserler ve hatıralardır.
Son sözler, Rabbimden niyazım, hocamıza rahmet, mağfiret ve cenneti âlâda Rasulullah (sav)'e komşuluk ve sahabe kirama yoldaş olmasını niyaz ederim... Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın