KADINA YAPILAN ŞİDDET
KADINA YAPILAN ŞİDDET; EN BÜYÜK ZULÜMDÜR!..
" Ama kötülüğün cezası , ancak ona denk bir karşılık oyabilir; ne var ki kim affeder ve barış yaparsa, işte onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphe yok ki O, zalimleri asla sevmez." ( Şûrâ sûresi, âyet 40 )
" Rabbim! Tevbemi kabul et, günahımı temizle, duamı kabul buyur, delilimi sabit kıl, dilimi doğru yap, kalbime hidayet ver, göğsümün kin ve hasedini çıkar." ( Tirmizî, Deavat, 114 )
25 Kasım günleri; " Kadına Yönelik Şiddeti Kınama günü"dür. Evet, bu güzel temennilere aynen, bizzat, gönülden ve kalpten katılarak, kadınlara yönelik şiddeti, darbı, kötülüğü, el uzatmayı, işkence yapmayı nefretle kınıyor, onlara uzanan ellerin kökünden, dibacesinden " küt" olmasını niyaz ediyorum:
Nasıl olur da, kadın anneye, teyzeye, kız kardeşe, ablaya, halaya sair akraba hanımlarına ve tüm ehl-i İslam hanım efendilere el kalkar, sonra da, sokak ortalarında canhıraş feryatlara rağmen dövülür, kovulur ve cinayetler işlenir?..
Hanımlarımız, kendilerinii bilmez hanzolara teslim edilmiştir ki, vursunlar, dallarını, kollarını kırsınlar, sokak ortalarında alenen dövsünler, sövsünler diye emanet edilmemiştir.
Şiddet nedir, ne değildir?
Şiddet, güç, takat ve baskı uygulayarak kadınların bedeni ve ruhi açıdan zarar görmelerine neden ve sebep olmanın adıdır.
Hz. Adem (as)'dan bu yana, kadına şiddet var olmuş, halen de artarak, dozajını yükselterek devam edip gitmektedir. Hanım efendiler, bilerek, bilmeyerek, söz konusu hanzolarla evlilik yapmış, evlenmiş, çor çocuk sahibi olmuşlar, yani bir yönü ile yolları kesişmiştir.
Bilhassa, günümüz dünyasında ve hele ülkemiz sokaklarında bu tür bir vahamet daha çoğalmış, en ağır cezalar, yaptırımlar ve müeyyideler bile kifayet edemez olmuştur.
Yeterli eğitim almamış, bir kitap okumamış, cami bilmez, mescid tanımaz, kahve cemaatı, kumar tutkunu biçareler, kendi iç dünyalarında, kendilerine mahsus hallerde başarısız oldukları zaman, öfkelerini, sinirlerini, asabiliklerini evdeki hanımlarından çıkarmaktalar, acımadan, merhamet etmeden kollarını, kanatlarını kırmaktadırlar.
Bunlarda insan, Allah'ın kulları, çocukların anneleri demeden, her türlü insanlık dışı, fiziksel, psikolojik, sosyolojik, siyasal, ekonomik, sözel, cinsel ve diğer pek çok adını bile bilemediğimiz şiddet sarmalı tatbik etmektedirler.
Kadınlarımız; bu gün kendilerini savunamaz, savunmasız duruma düşürülmüşlerdir. Kimler düşürdü hanımları bu yozlaşmış duruma? Kur'an'sız ve peygambersiz bir din anlayışı düşürmüştür.
Sormadan edemiyorum: Hz. Peygamber'in dokuz tane hanımı bulunuyordu. Hangisine şiddet uyguladı, dövdü ve kovdu? Hiç birinin hatırını bile kırmamış, tıpkı, onların birer din öğretmeni olarak yetişmelerini sağlamış, onları yokluk içerisinde, Allah'ın has kulları haline getirmiştir.
Kadına tatbik edilen şiddet, vurma, kırma, hayvanlara bile reva görülmez iken, yanlış din anlayışı, yanlış ve uydurma hadisler sebebiyle, kadın; erkeğin kölesi, esiri durumuna düşürülmüştür. Denilmiştir ki: " Kadın, kocasının rızasını almadan cennete giremez, erkeğinin cerahatını bile temizlemeden, cennet yüzü göremez" ve benzeri uydurma hadisler, erkeklere güç, zorbalık hakkı tanımıştır.
Hasılı, şiddet; nereden gelirse gelsin, bir insanlık suçudur. Tüm insanlığın bu mes'elenin üzerinde durmazı, bir an önce, hanım efendilere özgürlük verilmesi lazımdır.
Cami kapılarından kovulan hanımlara, mescid kapıları açılmalı, hanzo erkeklere de, vaazlarda, hutbelerde daha etkin, tesirli, uyarıcı sözler söylenmelidir. Aksi halde, hasbelkader, haftada bir cumaya gelen hanzo erkek, hutbeyi ve vaazı uyuklayarak dinlerse, onun hiç bir faydası görülmeyecektir.
Netice olarak;
Hanımlara şiddet mevzuunda, alacağımız en büyük örnek nesil, sahabe ve onların hanımlarına karşı tavır, tutum ve davranışlarıdır.
O; öfkeli,şecaatli Hz. Ömer (ra)'ın, evdeki hanımına karşı tutumudur. Hz. Ali (ra)'ın; Fatima'ya karşı yumuşak huyluluğu, üzerine başka bir evlilik yapmaması olmalıdır.
Bunu nasıl temin ederiz? Hanımlarımız, dinlerini iyi öğreniriler ise, Kur'an'ı yeterince anlar iseler, Peygamberin ev halini hayatlarına uygulamış olurlar iseler, günümüzdeki, şiddet, zorbalık, darp, kötülük, kurşunlama, bıçaklama, kol ve kanat kırmalar nihayete erecektir.
Yoksa, kahve cemaati olan hanzo kocalar, meydanlarda, mahkeme salonlarında bile, hanımları dövmeye, vurmaya, kırmaya, nazenin vücudlarına hasar vermeye devam edeceklerdir.
Rabbim!.. Bu aziz millet evlatlarına dini iyi öğrenmeyi, kadına hürmeti nasibi müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın