KADIN CİNAYETLERİNDE, HOCALARIMIZ,

KADIN CİNAYETLERİNDE, HOCALARIMIZ, İNSİYATİF ÜSTLENMELİDİR!..

     " Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet meydana getirmesi de O'nun delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır." ( Rûm sûresi, âyet 21 ) 

     Mes'eleye Kur'anî açıdan bakmak, değerlendirmek ve neticeye ulaşmak gerekir. Bir kere, şu hususu hiç bir zaman göz ardı etmemiz, mes'elenin üstün körü bırakılması, kendi haline terkedilmesi demektir.

     Öncelikle, karısını param parça edecek kadar gözü dönmüş erkeğin Kur'an'la ne derece bağı ve bağlantısı bulunmaktadır. buna bakmalıyız. Yani, yüce Allah'ın emirlerini, kendisini ilgilendiren hususları biliyor mu bilmiyor mu bunları bilmeliyiz..

     Her hafta cuma günleri  vaaz kürsüsünde anlatılan dini hitabeler yeterli mi, yeterli değil midir? Bunu anlamak zorundayız. Yoksa, her hafta, toplum derdine neşter vurmayan, güncel proplemlerden uzak mes'eleler mi gündemi meşgul etmektedir? 
 
     Zaman zaman verilen vaazlara kulak vermekte ve dinlemekteyim.  Görmekteyim ki, verilen vaazlar, dinleyenlerin dikkatini çekmemekte, isteyerek, severek, aşk ve heyecanla dinlenildiğini görmemekteyim. Oysa;

     Evlerde yangın, döğüş, karı-koca didişmeleri had safhadadır.... Emniyet güçleri, yargı, tüm yasalara rağmen, vurma, kırma, öldürme, yaralama eylemleri günden giderek yoğunluk kazanmaktadır!.. Neden ve niçin?

     Çünkü, erkek dini bilmiyor, mükellef olduğu vazifelerden yoksun, hanım hakeza gelişi güzel davranıyor, isyan etmeyi, bağırmayı, çağırmayı marifet ve bir hak arama zannetmektedir..

      Diğer taraftan, hanım efendi camiden kovulmuş, cumadan, bayram ve cenaze namazlarından, dini sohbetlerden, konferanstan dışlanmış iken. böylesi bir hanım efendi; din ve imanını, sorumluluğunu nereden ve kimden öğrenecektir?..

      Diyanet İşleri Başkanlığı görevini bilmelidir!.. 

     Bilmelidir ki, kurban bağışlarından, fıtra toplamaktan, Umre seferlerinden biraz uzaklaşıp, sokaklara bakmalı, dökülen kanları görmeli, yüz bini aşan potansiyel gücünü sıkıntının üzerine üzerine salmalıdır. 

      Hanımların dini hakları onlara tevdi edilmeli, hanımlar cuma, bayram ve cenaze namazlarına katılmalı, Müftü efendileri dinlemeli, Müftü efendilerde akan kanlara neşter olmalıdırlar. İslamı ve onun mübarek kitabını güncelleştirmeliler, 21 nci çağa hitap eder hale getirmelidirler.

       Yoksa, kanayan bu yara;  hikaye anlatmakla, faydasız, ilgisiz mevzularla oyalanmak, tekrar edilmiş hususları yinelemek, yine yine tekrar etmek, zaman kaybından başka bir şey değildir. 

     Sonuç olarak;

     Hanımlarımıza; dini İslam, Kur'ani emirler dobra dobra anlatılmadığı için, böylesi bir kitle, sokak aralarında bir şeyhe mürid olabilmek, şeyhin çorbasını içmek için diyar diyar gavs aramaktadır. 

     Veya, 15 Temmuz hainini halen kurtarıcı, cennete uçurucu olarak tanımaktadır. Onun içindir ki, böylesi, güzide, aydın, çağdaş kitleden istirham ediyorum. Lütfen göreve talip olunuz. Daha fazla bu aziz millet evlatlarının bir hiç uğruna kanları dökülmemeli, feryatları arşı çınlatmasın, bebeler, çocuklar mağdurları yaşamasınlar!.. 

      Aslında, bu iş Diyanet'le de bitmemeli, İHL. yetkillleri, İlahiyat mektepleri de mes'eleye el atmalıdırlar. Emin olmalıyız ki, bu mevzuda idam yasaları da çıkmış olsa, bilinç, bilgi ve basiret olmadıktan sonra böylesi canavarlıklar devam edecektir.

       O halde, var mıyız böylesi zor bir mes'eleye el atmaya? Selam ve dua ile...

      Şerafettin Özdemir