İzmir' den Bir Ramazan Manzarası
Ramazan'da gündüz vakti lokma tezgahını kurdurtup ortalığı buram buram kokutmak İzmir'e mahsus mudur bilinmez ama hayır sahibi, hayır mı işliyor yoksa etrafına zulüm mü ediyor farkında mıdır acaba?
Ama en ilginci, lokmanın Kur'an ı Kerim eşliğinde dağıtılması!..
Hani bir tabir vardır, 'halka rağmen halk için.' Bu da 'Allah' a rağmen Allah için yapılan hayır hizmeti!' olmuş.
Kime ne; yiyemeyen olmuş, canı çeken olmuş, gözü kalan olmuş?!
De mi ya, oruçlunun hakkı olur da oruçsuzun hakkı olmaz mı?
Hayır sahibi hayır yaptığının, yiyen mideye indirdiğinin, pişiren parasını kazandığının huzuru içinde!...
Bir yiyeceğin dışarıda yenmemesi için illa Ramazan olması da gerekmiyor!
Mesela, o, dışarıya teşhir edilen dönerlerde kim bilir kaç hamilenin gözü kalır, kaç tane çocuğun gözyaşları vardır, kaç tane alamayan fakir fukara açın, ahı vahı vardır?!
Sokak ortasına kurulan masalar ve buralarda mideye indirilen yemekler bunların dışında kalmaz...
Düşünün, 'ah'lı, 'vah'lı, 'göz'lü yiyecekten yiyene de verene de, satana da, pişirene de hayır olur mu?! En önemlisi o yenende sağlık olur mu?!
Nasıl olsun ki?! Onca göz varken, onca ah vah varken kime yarasın o yenen?! Oruçlu razı olsa, yiyemeyen razı olsa Allah razı olur mu?
Kalan ise, kuru bir yorgunluk, beti bereketi olmayan bir kazanç... Vebali ise üstüne hediyesi...Ahirette verilmek üzere!...
"Kul zulmeder kader adalet eder!" Keşke bilselerdi!...
Facebook Yorum
Yorum Yazın