İSLAM'I, HAYATINIZA HAKİM KILARSANIZ, O SİZİ CİHANA HAKİM KILAR!..
" Allah, içinizden iman edenlere ve ıslah edici iyilik işleyenlere, onlardan öncekileri hakim kıldığı gibi kendilerini de hakim kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dini yine onlar için sağlamlaştıracağına, endişelerinin ( baskın olduğu) bu dönemin ardından onları güvenli bir konuma kavuşturacağına söz vermiştir: ( değil mi ki) onlar Bana kulluk ediyorlar ve Bana hiç bir şeyi ortak koşmuyorlar! Fakat kim de bunun ardından inkara saplanırsa, işte onlardan asıl yoldan sapmış olanlar." ( Nûr sûresi, âyet 55)
Allah'ın mü'min ve salih kimselere verdiği bu sözü şu ayeti kerimelerde ifade edilmektedir:
" Sonunda inkârda direnenler peygamberlerine ( iki seçeneğin var) dediler: " Ya sizi yurdumuzdan sürüp çıkarırız, veya bizim inanç sistemimize dönersiniz.Bunun ardından Rableri kendilerine şöyle vahyetti: " Zalimleri kesinlikle helâk edeceğiz." ( İbrahim sûresi, âyet 13)
İnkarcılar, zira kendilerini Allah'ın emanet ettiği şu güzel ve muazzam dünyayı, pırıl pırıl hayatı iğrenç, nahoş hale getirdiler. " Yüz çevirmek ve geri dönmek" anlamındaki sadde köküne nisbet edilen sadîd, " bir yaradan taşan kanla karışık irin" manasına gelir
" Onların ardından ( boşalan) yere sizi yerleştireceğiz" İşte bu ( son) , Benim makamımdan ve tehdidimden korkan kimselere hastır." ( İbrahim sûresi, âyet 14)
Zikredilen ayeti kerimeler ışığında, mes'eleyi değerlendirirsek,mü'minler; bu dünyaya yan gelip yatmak, keyfi alem sürmek, gam giderip neşe bulmak için gelmemiştir.
Bu dünyaya geliş gayemiz, dünyayı imar etmek, yaşamış olduğumus alemi her türlü inkardan, rezillikten, rüsvaylıktan, fuhuştan, zina, envai çeşit gayri meşru hallerden kurtarmaktır.
Bilhassa, dün olduğu gibi, günümüz dünyasında, sokaklarda yürüyen ezan düşmanı, İslam karşıtlığı yapan LGBT. gibi bir hayli " İt sürüsü" yapıların kökünü kazımaktır.
Dünkü tarihlerde, " Sodom ve Gomora" zihniyeti dünyayı pisliğe bulandırıyor, her türlü çirkefi açıktan işliyor, hakkın hüküm ferma olmasını önlüyorlardı.
Bu günde, LGBT. zihniyetli unsurlar, Kur'an Kurslarına hasım, İHL'lere düşman, İlahiyatlara kin beslemektedirler. Ezan okunmasından rahatsızlık duymaktalar. camilerde verilen vaazdan, hutbeden bizar durumdadırlar.
İstiyorlar ki, karhaneler harıl harıl fuhuş üretsin, meyhaneler ardına kadar açık kalsın, pavyon mesaileri dur durak bilmeden çalışmalarını yapmış olsunlar.
" Ve Biz de istiyorduk ki , ülkede zayıf ve güçsüz bırakılanlara destek cıkalım ve onları öncüler yapalım; ve kendilerini ( ülkeye) vâris kılalım."( Kasas sûresi, âyet 5)
" Dahası onları yeryüzünde güvenli biçimde yerleştirelim. Firavun'u, Hâmân'ı ve bunların ordusunu, berikilerin eliyle korktukları şeye uğratalım." ( Kasas sûresi, âyet 6)
Bu ayeti kerimeden şunları anlamalıyız:
Ayeti kerimenin nazil olduğu hassas zaman göz önüne alınırsa, bu ayetin ilk muhataplarının yüreğini nasıl serinlettiği daha iyi anlaşılır. Allah Rasulü'nün o zor ve kor günlerde ashabına çağın iki imparatorluğunun başkentini vaad etmesinin arkasında, vahyin verdiği bu mesaj yatıyordu. Dolayısıyla, inancınız köle edildiğiniz bir ülkeden sürgünü göze almanız, efendisi olacağınız bir ülke size ödül olarak sunulur.
Onun içindir ki, millet olarak, ülke olarak 29 Mayıs 2023 günü bir seçim yaşamış olduk. Gördük ki, herkes eteğindeki, beyinlerindeki birikintilerii döktüler, kimileri askerin varlığından, polisin kıyamından, milletin rikkatli ve dikkatli olmasından rahatsız olurken inanan insanlarda beş vakit namazda duaya durdular.
6 Şubat zelzele felaketi ile zor durumda kalan milletimiz, kimileri tarafından horlandı, hakir görüldü, tarihte emsali görülmemiş şekilde verilen ikramların iadesi istendi. Ne utanmazlık değil midir?
İstendi ki, tıpkı Mekke'de yaşanın " mihne" dönemi gibi, afete maruz kalanlar mağdur olsunlar, aç kalsınlar, yoksa, en büyük özgürlük olan iradeleri istenen sarhoşlara peşkeş çekilsin. Merhum Akif'in dediğii gibi:
" Kaç Müslüman gördümse hepsi makberdedir,
Bilmem ama Müslümanlık galiba göklerdedir."
Tarihte, yaşamış olduğumuz deprem gibi nice nice afetler yaşadık. Ama, hiç birisinide yılmadık, usanmadık, korkmadık. Lakin, en son yaşamış olduğumuz felaket bu millete çok şey öğretmiş oldu. Hasbi insanları tanıdık, cömert, fedakar, Allah rızası için yorulan kardeşlerimizi unutmuyoruz. Var olsunlar, sağ olsunlar!..
Netice olarak;
Dünya durdukça, hak ve batıl mes'elesi, mücadelesi bitmeyecektir. Dünkü zamanlarda Allah inancına saldıranlar bu günde aynı cibilliyetsizliklerini icra etmektedirler.,
Onlar istiyor ki, İslam'ın emirleri ön planda olmasın!,, Ne kadar boş boğazlık var ise, ayyaşlık var ise, her tür deyyusluk icra edilsin, fuhşiyyet doya doya yaşansın, sarhoşluk olsun, sokaklar sel-sümük şarap deryasına dönüşsün.
Ülkemizde, Allah adına her hangi bir fiili mücadele olmasın, Müslümanlar gerilerde yaşasın, ön plana çıkmasınlar, ön taraftarlarda hokkabazlar, teresler, kılı bozuklan cirit atsınlar, Müslümanlarda avanak avanak apışıp kalsınlar.
Hayır!.. Hayır!.. Bu istedikleri olmayacak, Müslümanlar dünkü uyuyan, pinekleyen Müslümanlar değildir. Müslümanlar şuurlanmışlar, gözleri, kalpleri açıılmış, hakkın nasıl ayağa kalkacağını bihakkın bilen Müslümanlar yaşamaktadırlar..
21 nci çağın Müslümanları, İslam'ı korkusuzca, ürkmeden, çekinmeden yaşamak istiyorlar. Çünkü Müslümanlar İslam'ın yüce emirlerini hayatlarında yaşamış olurlarsa, Allah'da onları hem dünyada, hemde ahiret aleminde hakim kılacaktır...
Rabbimiz!.. Bu aziz millet evlatlarına yardımını esirgemesin, lütfetsin, birini bin yapsın İnşaallah!..Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın