Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İSLAM, KORKAKLARIN DEĞİL, CESUR VE ATILGAN MÜSLÜMANLARIN OMUZLARINDA YÜKSELECEKTİR!..

Konumuz başlığı, meşhur İslam insanı Aliya İzzet Begoviç'e aittir.. Makamı cennet olsun, nurlar içerisinde yatsın!.. Bizler, kendisini unutmadık, yaşadığımız sürece de unutmayacağız!.. Merhum Aliya, kendisini Kur'an'a ve Kur'an'ın anlaşılmasına, emirlerinin yaşanmasına adamış bir mücahid insandı..

Bosna-Hersek devleti, onun uğraşısı, çile çekmesi, ezilmesi, tahkir edilmesi, bütün şer güçlerine karşı yiğitçe direnmesi sonucunda doğmuştur.. Aliya; Kur'an'ı özümsemiş, anlamış, kendi ülkesinde yaşanması gibi, dünyada ve bilhassa alemi İslam'da da bihakkın yaşanmasını arzu eden bir Müslümandı.

Tıpkı Aliya gibi, Türkiye'de Kur'an insanı büyük şair Mehmet Akif Ersoy, Kur'an'ın okunması, emirlerinin yaşanması için ülkesini terketmiş, uzun yıllar Mısır gibi bir diyarı gurbette yaşamış bir İslam mücahididir.

Hamdü sena olsun ki, İslam ülkelerinde bu tür yiğit mücahidler eksik olmamış, İran Şiiliğine karşı cihad ederek Fransa gibi bir ecnebi memlekette bile kurşunlanarak hayatı sonlandırılmış bir Ali Şeriatı üstadı unutmamız mümkün değildir.

Pakistanlı dünyaca meşhur olmuş, İslam'ın soluğu, sesi , gür nefesi olarak insanlığa güzel örnek olmuş Allame, Dr. Muhammed İkbal'i nasıl yad etmeden geçebiliriz?" Doğu'dan Esintileri" ile gürlemiş, kükremiş, İslam'ın sesi, savtı olarak ebedi aleme hicret etmiştir..

Binaenaleyh, günümüz dünyasında yaşanılan ızdıraplar, Kur'an'sız hayatlar; söz konusu kahramanların istediklerinin yaşanmaması sebebiyle olduğunu milletçe bilmekteyiz!.. Bu hususta, Dr. Allame, Muhammed İkbal diyordu ki: " Din ne onun ne bunun nede şunun dediğidir. Kur'an'dan konuştuğun kadar , Doğrusu, Kur'an'a uyduğun kadar Müslümansın!" vurgusu, demesi bizlere örnek olan güzel temennilerdir.

Yukarı satırlarda isimleri rahmetle, dua ile yad edilen kahramanlar istiyorlardı ki;

" Bütün bunlar insanlar sahneden çekilmelerini, başlarının çaresine bakmalarını, kendilerini ibadete ve zikre vererek mücadele zemininden inzivaya çekilmelerini doğurmuş ve toplumda bu uygulamaların alabildiğine yayılmasını sağlamıştır.

Tasavvufun bu şartlar altında bir nevi zühd hayatı olarak başladığını daha önce kaydetmiştik. Bu da İslam toplumunda Emevi hanedanı ile birlikte hilafetin saltanata dönüşmesinden sonra meydana gelen en büyük sapma olmuştur.

Bugün de insanlar İslam'ın ön gördüğü şekilde parçalanmış bir İslami hayat sürmek istiyorlar. Bütün emir ve yasakların yerine getirildiği, helal ve haramların gözetildiği , Kur'an ve Sünnet eğitiminin eksiksiz ve doğru bir şekilde verildiği, Allah'ın dinini korkusuzca ve eksiksiz söyleyebildiği bir İslam'ın hayatı yaşamak istiyorlar.

Oysa şeytanların musallat olduğu , nefislerin azgınlaştığı, kötülüklerini kol gezdiği, ahlaksızlığın , caddeleri doldurduğu , yasakların aleni bir şekilde işlendiği, emirlerin yerine getirilmediği, İslam'ın şiarı olan birçok şeyin yasaklandığı, horlandığı veya suç unsuru sayıldığı bir ortamla muhatap olmaktadırlar. " ( Prof. Dr. İ. Sarmış)

Yukarı satırlarda anlatmaya çalıştığım, isimleri kısmen zikredilen yiğitler, İslam'ın dirilmesini, Müslümanların dip diri bir Kur'anî hayat yaşamalarını arzu ediyorlardı. Sonradan İslam'ın bünyesine sokulan zühd hayatı, mistisizm gibi uyduruk şeyler terkedilsin. Kur'an'ın bizatihi, yüce emirleri makes bulsun istiyorlardı.

Netice olarak,

21 nci asrın Müslümanları kitleleri olarak, ülkeleri olarak, bizler yep yeni bir şekilde dirilmek, yüce Kur'an'ı ; mezarlık kitabı olmaktan kurtararak , ileriye, daha ileriye Kur'an'la koşmak istiyoruz.

Çünkü, asırlardan beri yaşanan, yaşanmakta olan" ölülere mevlid okumak," bundan da ölünün müstefid olduğuna inanmak safsatasından bu aziz milleti kurtarmak istiyoruz. Ne yazık ki, Müslümanlar, Emevi adetlerini yaşamayı İslam, İslami emir zannetmekte, bunlarla oyalanıp, günlerini gün etmekte, yıllarını yıl ederek ömürleri tüketmektedir. Dolayısıyla,

Aziz milletin önlerine düşecek kahramanlara ihtiyacımız vardır. Söz konusu kahramanlar, bu aziz millet evlatlarına öncülük yapacaklar, hakkı, hakikati haykırarak İslam'ın gür sesi ve soluğu olacaklardır.

Rabbimden!.. Bu millete yep yeni bir İslam anlayışı lütfetmesini diliyor, tüm İslam kahramanlarını saygı ile selamlıyor, makamlarının cennet olmasını arz ve niyaz ediyorum. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın