İSLAM GERÇEĞİ İLE; GENÇLİĞİN HAYATINI BULUŞTURMAK !..
" ( Onlardan bazıları) " Adına İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığı kulağımıza kadar geldi" dediler."
( Enbiya sûresi, âyet 60 )
" Sana onların haberini, sahih bir amaca uygun olarak biz aktaracağız. Şu bir gerçek ki, onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi, ve biz de onların doğru yolda olma bilincini artırmış.." ( Kehf sûresi, âyet 13 )
" Kıyamet günü dehşetli bir zamanda Peygamber Efendimizin yanında ve güvende olacak yedi grup insandan birisinin de Allah'a kulluk ederek tertemiz bir hayat içinde büyüyen genç." ( Buhari)
Büyüklerimiz, anneler, babalar vesair aile yetişmişleri, gençliği iyi anlamalı, onların dünyalarını, hayallerini, ihtiraslarını, şehvet güçlerini, öfkelerini, asabiliklerini , hırslarını iyi bilmeli, ona göre de adım atmalıdırlar.
" Nitekim gencin ruhunun derinliklerinden gelen en temel ihtiyaç " inanma" ihtiyacıdır. Eğer bu ihtiyaç doğru donelerle desteklenerek asil bir ideal ile anlamlandırılmazsa farklı arayışlar, paradokslar, bunalımlar, ateizm, deizm, Budizm gibi akımlar, sapkın yönelişler yada gerçeklerden kaçış ve boş vermişlik gündeme gelecektir." ( Diy. Ayl. M. Irmaklı, Kasım 2018, sayfa 20 )
Maalesef, günümüz dünyasında dağa kaçmış, dağa çıkmış, terörist olmuş, deizme, ateizme , sağcılığa, solculuğa , nihilizme kaymış gençlerin dertlerini, sorunlarını, gençlik bunalımlarını acaba hiç hesaba katmış olduk mu?
Anne-baba ve sair büyükler olarak, bu mevzuda hangi genci karşımıza alarak dinledik, dertlerini, sorunlarını bir bir kafamıza nakşedip, iyi yol, doğru yol, Kur'an yolunu gençlerimize sunabildik mi?
Son günlerde, ne yazık ki, " Deizm" denilen felaket ve musibet ortamda cirit atmaktadır. Tartışılmakta, konuşulmakta ve belki de, fazla okumamış gençlerin beyinlerinin iğfal edilmesine sebep olacaktır.
Dünkü zamanlar da, " Darvinizm", " Freudculuk", " Marksizm" " solculuk" ve benzeri "izm" ler ortamı meşgul ediyor, gençlerimizi tek tek saflarına katabiliyorlardı!.
Oysa, günümüzde, bu tür batıl, sapık şeyler neredeyse terkedilmiş, yerini, " Feto"culuğa, " Deizme", " Ateizme" bırakmış durumdadır. .
İlahiyat, Diyanet aktivite sahibi olamadıkları için, gelenekçiliği devam ettirmek niyetinde oldukları için, gençler; bir bir elimizden altından kayıp gitmektedirler.
Çünkü, gencin dünyasını bilemiyor, onları anlayamıyoruz!.. Camilerde, Kur'anî bilgiler güncellenmediği için, gençler, verilen vaazlara, okunan hutbelere itibar etmemekte, doyuma, tatmine, kalp ve gönüllerini besleyici bilgilere ulaşmamaktadırlar.
Bir kere, düşünmeliyiz ki, bir aç insan düşünelim: Aç insan, karnının doyurmak, açlığını gidermek için ne yapmaz değil mi?.. Hırsızlık yapar, alavere, dalavere de bulunur, netice de karın tokluğuna her eğri, büğrü yolu denemeye çalışır.
Gençlerimiz, boşu boşuna " Deizme" kaymamaktadır. Bizlerden, büyüklerinden istediklerini, arzularını , taleplerini alamadıkları için, kendilerini bu tür, hedefsiz, gayesiz şeylere kaptırmaktadırlar!.. Onun içindir ki;
" Bugün gençlerin çekici bulduğu özgürlük, adalet, hakça paylaşım gibi kavramlar, en hakiki karşılığını İslam düşüncesinde ve medeniyetinde bulmaktadır.
Ama bu bağlamda özellikle din dili ve tasavvurunun gençlerin ilgisi açısından işlevi mutlaka gözden geçirilmelidir. Biliyoruz ki İslam'ın hakikatleri ile gençliğin heyecanı buluşursa dünya değişecektir. Nitekim insan hayatının özel bir dönemi, milletlerin en büyük zenginliği olan gençlik Allah katında da özel bir değere sahiptir.
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de; putların anlamsızlığını, mantıkla ortaya koyarak inkârcıları susturan, fani olanın peşinden gitmeyi, kula kulluğu, zalime boyun eğmeyi, insanların tanrılaştırdığı tabulara bağlılığı reddeden ve tevhidî duruşun genç örneği Hz. İbrahim'i ( Enbiya, 21/60); iffetini ve inancını hayatından üstün tutarak bir genç için iffetin en büyük asalet oluşunun timsali Hz. Yusuf'u kıyamete kadar yeryüzünün gençlerine örnek göstermektedir.
Aynı şekilde adalet, merhamet, tevhit yolunda imkânlarını ve statülerini feda etme pahasına hak-hakikat mücadelesinden vaz geçmeyen Ashab-ı Kehf gençlerini:
" Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştır." ( Kehf, 18/13) ayetiyle tebcil etmektedir." ( a.g. d. sayfa 20 )
Sonuç olarak;
Gençlerimizi, gençliği mutlaka anlamak zorundayız. İş işten geçmeden, Tavşan dağa ulaşmadan, yamacı aşmadan anlamalıyız.
Tavşan; dağı aşarsa, onu yakalamak, ne tazının hüneridir, ne tüfeğin gücü yetecektir!.. Tıpkı, bunun gibi, gençler, " Deizme", " Ateizme", " Komünizme", " Nihilizme" kayarsa kaymaktadırlar. Bunun önünü almak, işte, o andan itibaren tedbir almanın bir faydası olmayacaktır.
Bir kere, kırk yıldan bu yana, Feto denilen ufuksuz, gayesiz zavallı, bu boşluktan yararlandığı için, gençlik kitlesini ağına düşürmüş, onların hayatlarını bir hiç uğruna zindan etmiştir. Allah da kendisinin hayatını zimhiri karanlık eylesin!.. Dünyada yüzü hiç bir zaman gülmesin!..
Diğer terör örgütleri de, böylesi boşluktan faydalanıp, ham, yetişmemiş, olgunlaşmamış, yeterince bilgi ve eğitim sahibi olmamış gençleri kandırmakta, dağa, Kandil'e kaçırarak onların hayatlarını mahvı perişan etmektedir.
Onun içindir ki, anne ve babalar, büyükler, lütfen!Gençlere sahip çıkalım!.. Onları anlayalım, onların beyin yapılarına göre, fikir, düşünce, eğitim ve öğretim yaptıralım.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın