İnsanlar Medyumlara Neden Gidiyor?
" De ki: " Göklerde ve yerde Allah'tan başka hiç kimse , idraki aşan hakikatleri asla kavrayamazlar; hiç kimse öldükten sonra ne zaman diriltileceğini de bilemez." ( Neml sûresi, âyet 65 )
Bilindiği üzere, ğayb, benzer bağlamlarda , " insan idrakini aşan hakikatler" i olarak ifade eder. İçkin bir varlık olarak insan aşkın hakikatleri kavrayamaz. Kavranamayan bu tür hakikatler imanın konusudur. Sözün özü ğayb konusunda iman idrake değil, idrak imana tâbidir.
Ne acı ki, dürnya insanlığını mahvı perişan eden " geleceği biliyorum", "istikbalde, şunlar şunlar olacaktır" iddiasında bulunan medyumlardır. Peki, nedir medyum veya medyumculuk?
" Medyum; ruhlar alemi ile iletişime geçebildiğini ve ölülerle canlılar arasında iletişim kurabildiğini iddia eden kişi. Türkçeye Fransızcadan geçen sözcüğün kökeni Latince medium ( aracı) sözcüğüne dayanır. "
Tarihi seyir içerisinde tüm insanlığı, geçmiş medeniyetleri bile meşgul etmiş bir konudur medyumculuk. Bilhassa, ülkemiz insanları arasında medyumculuktan ziyade cincilik seansları düzenlenmekte, imani, ameli veya din kültürü zayıf, kıt insanları bu tür çömezler ağlarına düşürerek çıkar elde etmekte, geçimlerini, kazançlarını bu işe adapte etmiş durumdadırlar.
Gazetelerde, böylesi medyumların çarşaf çarşaf ilanlarını görmekte ve okumaktayız. Demek ki,bunların özel müşterileri olmasa, gazetelere bol bol reklam ilanları vermezler, odalar, evler, yuvalar açarak insanları ağlarına düşürmezlerdi.
Maalesef, kimi din adamı kılığında, pozisyonunda nice şarlatanlara şahit olmakta, duymakta ve okumaktayız ki, millet fertlerinin, ırzlarını, namuslarını, ar ve haya duygularını istismar ederek, çocuğu olmayanlara çocuk, kaybı olanlara bulmak , hastası olanlara şifa olmak amacıyla şarlatanlığın bin bir türlüsünü sergilemektedirler.
Toplum arasında, aklı başında, okumuş, bilgin bir din alim çıkıpta bu işlerle meşgul olmamaktadır. Nerede, kenarda, köşede kalmış, pisliğin taa dibine batmış reziller, cinciliği, medyumluğu kendilerine meslek edinerek, yola çıkmışlar, " göbek yazma", " çocuk müjdesini verme" gibi garip, çıkarcı, tamamen paraya dayalı işler yapmaktadırlar. Oysa,
Kur'an'da cin kavramının çok anlamlı kullanıldığına çarpıcı bir örnek. Buradaki cinle "ins" ile birlikte kullanılan " cin" arasında fark olsa gerektir. Buradaki " cin" hakiki, vehmi, izafi ve mecazi tüm çağrışımlara sahiptir.
Nüzul ortamı insanının görünmeyen ve bilinmeyene dair tapınma derecesindeki korku ve o korkudan kaynaklanan perestişi dile getirilmektedir. Değilse Arapların taptığı envai çeşit put arasında hassaten cinleri temsil eden bir put bilinmemektedir.
Dikkat çekici bir başka nokta da sorunun meleklere soruluyor olmasıdır. Bu, nüzul ortamı insanının görünmeyen ve bilinmeyen konusunda kafasının hayli karışık ve evhamının esiri olduğunu gösterir. ( Kur'an Meali, sayfa 856-857)
Bu noktadan hareketle, şunları arzetmeden geçemiyeceğim:
Medyumların sahtekarlığı, cinci geçinen hocaların düzenbazlıkları, yalancılıkları sebebiyle, ülke insanımız, yeni yetişen gençler, bunların alaveresi, dalaveresi sebebiyle, İslam'a hücum etmekte, dindarı, din adamını kınar, takbih eder pozisyona girmektedirler.
Geçenlerde bir şeyhin 12 yaşındaki müridinin kızına ayıplanan bir tarzda sarkıntılık yapması, defalarca o çocukla oynaması, inanan insanları çileden çıkarmış, bunun şahsında tüm dindarlar, namaz kılanlar, hacı olanlar suçlanır olmuştur.
Diğer taraftan, internet bağlantılı telefonlarda, Facebooklarda hep bu tür iğrenç ayıp ve günah sergilenmekte. zannediliyor ki, din adamı medyum veya cinci, muskacı, dindar insanda bu işlerin mütevellisi gibidir.
Sonuç olarak;
Milletimizin, sapla samanı karıştırmaması, eğri ile doğruyu, gerçek din adamı ile, sahtekar, üfürükçü medlum ve cinciyi birbirinden ayırt etmesi lazımdır.
Aksi düşünülecek olursa, uzaktan ve yakından hiç alakası olmayan din adamlarımız sanki medyum gibi, cinci gibi algılanacak, kötü, nefret edilen birileri olarak lanse edilecektir. Tabii ki, bundan da din adamı zarar gördüğü gibi, dindarda suçlanmaktan kurtulamayacaktır.
Burada emniyet güçlerine, polise, jandarmaya, adlli birimlere büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Cincilikten, medyumculuktan yakalan her düzenbaz sahtekar insan, ıslah oluncaya kadar, gözetim altında tutulmalı, ıslahı nefs ettikten sonra yine peşini bırakmamak kaydıyla emniyet birimlerince tarassut altında bulunmalıdır.
Aksi takdirde, din adamlarımız, dindarımız bu töhmetten kurtulamayacak, din adamlarına " cinci hocalar", " sahtekar hocalar", halis muhlis dindar kimselere de gerici, yobaz, cindara inanan, kimseler olarak hücum edilecektir. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın