Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

İMAM, ÖLÜLERİ DEĞİL, DİRİLERİ KURTARAN ADAMDIR!..

Konumuz önemli ve ciddi bir konudur.. Maalesef, bir buçuk asırdan bu yana hocalarımız, din görevlilerimiz ölü yıkayan, ölü başında Kur'an okuyan, ölenin yedisini, kırkını, elli ikisini takip eden insanlar olarak bilindi, anıldı ve o muhterem insanlara bu gözle bakılmış oldu.

Dünkü hoca efendilerin maaşları, aylıkları bulunmuyordu. Yaşamak için, çoluk ve çocuklarının rızıklarını temin etmek için, mecburen din, diyanet bilmez, merhametten nasibini almamış kimselerin verecekleri üç beş kuruşa tenezzül etmekteydiler!

Hamdü sena olsun ki, hocalarımız, en âlâ okullar bitirip mihraba yürüdüler, kürsüye çıkmış oldular. Ölü yıkamaktan imtina ettiler, tayin edilmiş gassala bıraktılar bu işi!..

Sair dairelerde bir memur ne kadar Devlet temsilcisi ise, imamlarımızda o kadar devletin temsilcisi olmaya hak kazandılar. Ölmüşün üçüne, yedisine, kırkına, elli ikisine tenezzül etmez oldular. " Kabultü veheptü" senaryosunu bırakıp, diri iken, ölmüşleri, kahvede hayatlarının hitame ermesini bekleyenleri, sigara içenleri, alkol müptelalarını kurtarmaya çalışıyorlar.

" İşte bu düşünceyle önce en kolay unsuru hedef seçtiler: İmam. İlkin aç bıraktılar. Dilenci ettiler. Onurunu yok ettiler insanlar nazarındaki saygın konumunu beş paralık etmek için basından tiyatroya kadar kullandılar. Bunca yıl bir zümre ağzıyla kuş tutsa böylesine " kara propağanda" yapılırsa, o zümre ağzıyla kuş tutsa kendini saydıramaz.

İmamlar, vaizler, hatta bütün bir ' din görevlileri' camiası işte bu acımasız propağandanın kurbanı oldular. Daha sonra onları midelerinden yakaladılar. Devletleştirilen bu sınıfı bordro mahkumlarının en gerisine, yani hücre mahkûmuna çevirdiler. Bir yandan da iyi eğitilmemeleri için elden gelen arkaya konulmadı. Aynı idare kendi düzenlediği eğitim içerisinde öz eğitim-üvey eğitim türü ayrımlar icat etti.

Ve maksat hasıl oldu. İmamlar sonunda bir miktar da olsa papaza benzetildi. Nereden mi biliyorum?

Geçen, emsallerinin hayli üzerinde bir donanıma sahip yüksek okul mezunu bir köy imamı, dokunsan patlayacak kadar dolu bir yürekle soruyor: Din işlerinden sorumlu devlet bakanının karşısına sarığım ve cübbemle geçip bir tek soru sormak isterdim:

" Ben size neyi hatırlatıyorum? Ben insanlara neyi hatırlatıyorum?" Cevabını kendisi veriyor:

Ölümü, ölüyü, cenazeyi... Ve ekliyor " İnsanlar beni görünce hayatı hatırlamalı. Bana ölüme bakar gibi değil," hayata bakar gibi bakmalı. Mesela köyümde dersler boş olsa dahi ilköğretim okulunda derse girmem hakkım yok. Oysa ki öğretmen de yüksekokul mezunu, ben de . Fakat beni sistem cenaze işlerine mahkûm etmiş. Elimden insanı almış. Beni insansız bırakmış. Yani ölüye mahkûm etmiş. Ölüye, bir bakıma ölüme..."

Evet, özellikle taşrada artık " imam" deyince " ölü" hatırlanıyor. İnsanlar imam görünce akıllarına " cenaze işleri" geliyor. Bu, ülkede 80 yıldan beri sürdürülen " Hristiyanlaşmış bir İslâm" projesinin ilk ayağında küçümsenmeyecek bir mesafe alındığının göstergesi. İmama kadrosunu sorun edenleri anlıyorsunuz değil mi?" ( ( Fıkıh ve ibadet yazıları, M. İslamoğlu, sayfa ( 171-172)

Netice olarak;
Son günlerde bir kısım " cenabet" ruhlu insanlar, sayın Başkan Ali Erbaşı dillerine dolayarak, büyük bir kurum olan Diyanet'i yıpratmaya çalışmaktadırlar. Neymiş efendim, Başkan Ali Erbaş'ın Arapçası yokmuş, kelime-i şehadetin bile anlamını bilmiyormuş" basında, yayında almış başını gitmektedir.!..

Hal böyle iken, bu zümrenin aklı, düşünceleri eskiden yaşanan zor günlere gitmektedir. Halbu ki, çağımız o günleri geride bırakmış, Başkanlığın, baştan sona gelişmiş, yüksek okullar bitirerek, Prof. olmuş, Doç, olmuş ,Dr. olmuş, Hasekileri tamamlayarak kürsüleri, mihrapları dolduran İslam'ın aydınlık yüzü olan aydın insanlardır.

Son sözler olarak diyorum ki, din adamlarımız, birer ölü yıkayan, ölülerle meşgul olan insanlar olmayıp, daha hayatta iken ölmüşleri, can çekişenleri diriltmeye çalışmaktadırlar.

Rabbimiz!.. Onların güçlerini, kuvvetlerini ziyade eylesin!. Nifak ehline de fırsat vermesin! Amin!.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın