İLK KURŞUN !..
Tam tamamına, 22 gün ve 22 gece süren bir mücadele!.. Bu mücadele, Türk'ün ve Türkiye'nin de kurtuluşuna öncülük yapmış olduğu bir ölüm-kalım günleri!..
"İlk kurşun!; Sütçü İmamın ve Rıdvan hocanın destanlaştığı, tarihten almış olduğu kutsal emaneti yeniden gündemine taşıyarak, bir millete, bir ülkeye, bir devletin varoluşuna öncülük yapmış olduğu cihad heyecanı!..
Sütçü İmam; bu cihad da devleşiyor, destan yazarak tarihteki yerini almış oluyordu. Türk; aç bırakılabilir, yoksul yaşaya bilir, silahsız kalabilir, topsuz, tayyaresiz kalabilir ama, vatansız, esir, namusu elden gitmiş, bayrağı indirilmiş olamazdı!..
Fransız askerleri, satılmış, kukla Ermeni hödükleri, hamamdan çıkan hanımlara tasallutta bulunur iken, peçelerini, çarşaflarını yırtmaya çalışır iken, bu edepsizliği gören kahraman insan Sütçü İmam; belindeki silahına davranarak, ortalığı kan gölüne döndürüyor, Fransız Lejyönerlerini ve Ermeni köpeklerini yere seriyordu.
Kos koca işgal güçleri Fransızlar ve Ermeniler, bir Sütçü imamla baş edememiş, onunla uğraşacak, onu alt edecek gücü kendilerinde bulamamışlar, damdan dama sıçrayarak, bir köye kaçmayı tercih eden Sütçü İmamı yakalayamamışlardı!..
Diğer taraftan, vakit cuma günüdür!.. Ellerin duaya açıldığı, dillerin " Allahü Ekber, Allahü Ekber!" diye yeri, göğü inlettiği bir cuma saati!..
Kahramanımız Ulu Camiinin İmamı Rıdvan hoca; minberine hutbe okumak, cuma namazını kıldırmak üzere çıkmıştır.. Ama, o da ne? Maraş kalesinde ucube bir bayrak asılı durmaktadır.. Türk'ün bayrağı indirilmiş, onun yerine utanmazca, edepsizce Fransız paçavrası asılmıştır.
Rıdvan hoca; işte tam bu anda kükremiş, haykırmış ve: " Kalesinde, Fransız bayrağı asılmış bulunan bir milletin cuma namazı kılması olamaz!.. Çünkü, o millet hür millet değildir!"
Haykırışı karşısında, binlerce halk, inanmış Müslümanlar, hep bir ağızdan Tekbirler getirerek, kaleye doğru yürüyüşe geçmişler, Fransız bayrağını kim önce indirecek yarışına girmişlerdi.
Kıyama kalkan insanlar da, acı bir göz yaşı, heyecan, iman kuvveti. Fransız paçavrasının al aşağı edilmesiyle son bulmuştur.
Halk, paçavrayı indirdikten sonra, vakur adımlarla, sükûnet içerisinde tekrar cuma namazına dönmüşler, Rıdvan hocanın hutbesini dinlemişler ve cuma namazlarını eda ederek, Maraş sokaklarına dalmışlar. Ama, ne dalış?
Fransız komutanın sanki ödü kopmuş, Ermeni soytarıları evlerine kapanmışlar, silahsız, teçhizatsız Türk'lerin naralarından ödleri patlamıştır. Dolayısıyla,
Her yıl tatil günlerinde, K. Maraş'a gider, genellikle, namazlarımı, cuma namazımı, Rıdvan hocanın hutbe okumuş olduğu minberin tam karşısında kılarım.
Kılarım ama, sürekli onun ruhaniyetini düşünür, ruhuna bol bol dua okurum..Bir kaç yıl önce idi!. K. Maraş Müftülüğüne uğramıştım. Salonda gezer iken, " Rıdvan hoca salonu" nu görmüş oldum..
Sanki dizlerimin bağı çözüldü, sanki Rıdvan hocayı bu odada görür gibi bir hayale kapıldım. Yine orada, dua dua Rıdvan hocayı andım ve Fatiha'larla ruhaniyyetini yâd ettim!.. Makamı cennet olsun..
Sonuç yerine;
İşte, bu aziz millet böyle bir millettir.. Darlıkta, zorlukta, sıkıntıda yoklukta yeniden dirilmesini bilen bir millet!.. Bu gaye ile, yeryüzünü gezin, dolaşın, seyran ediniz!..
Vallahi!.. Hem de Billahi!.. Türk insanı gibi, civanmert, kahraman, serdengeçti bir milleti bulmanız, görmeniz, tanımanız mümkün olmayacaktır. K. Maraş'lı insanı da, bir başka yerde tanımanız yine görmeniz gayri kabil olacaktır..
Onun içindir ki, Maraş'ı görmemiş, ziyaret etmemiş tüm ülke insanlarına Maraş'ı görmelerini, huyundan huy kapmalarını, billûr gibi suyundan içmelerini, dünyaca meşhur dondurma nimetini tatmalarını salık veririm.
Mustafa Köş kardeşimin arz-ı beyan ettiği gibi, Afşin'i, Afsin Ashab-ı Kehf'ini ziyaret etmelerini rica ve istirham ederim. Maraş, Türk'ün tarihinde bir başka şehirdir.
Trabzon caddesi ile, Tanır Ayrandedesi ile, Hayati Vasfi beyle, Mahzunisi ile, Abdurrahim Karakoç merhumla bam başka bir yerleşim birimi, kahraman bir şehrimizdir..
Son söz olarak, K. Maraş'ın kurtuluş gününü kutlar, tüm hemşehrilerimi saygı ile, hörmetle ve muhabbetle selamlarim..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın