HZ. AİŞE (ra) RASULULLAH (sav) İLE ÇOCUK DENEECEK YAŞTAMI EVLENMİŞTİR?
" Sen ey peygamber! Eşlerinden bir kısmının rızasını kazanmak için, neden Allah'ın helâl kıldığı şeyi kendine haram ediyorsun? Yine de Allah çok bağışlayıcıdır , sınırsız merhamet kaynağıdır." ( Tahrîm sûresi, âyet 1)
" Doğrusu Allah, ( kendinizi gereksiz yere bağladığınız) yeminlerinizi bozup keffaretini verebileceğinizi size bildirir; zira Allah sizin efendinizdir: Ve O her şeyi bilendir, her hükmünde tam isabet edendir." (Tahrim sûresi, âyet 2)
Rasulullah (sav)'in Hz. Aişe (r) ile evlliği dün gündemi korumuş bu günde bizim tarihimizde yer almakta ve hatta Batı tarihçilerini ve insanlarını meşgul etmektedir.
Halbu ki, bu evlilikte göze batan, bir çirkinliğin olmaması sebebiyle, bazı ard niyetli insanların bunları dillerine pelesenk edinmeleri sıradan bir hadise olmayıp, bir katı düşünce , bir maksat aranmaktadır.
Çünkü, Hz. Aişe gibi bir hanım efendi, bilgin, müctehid, İslam'ın ilim adına, bilginlik adına deha bir hanım efendisi idi.. Onun içindir ki, Hz. Aişe'nin dillere dolanması, hakkında ileri geri düzmece iddialarla onun hakkında konşumaları hiç bir zaman boşu boşuna olmamış, onun mübarek ve mualla şahsiyetine tecavüz olmuştur.
" Hz. Aişe validemizin doğum tarihiyle ilgili bir takım görüşler ileri sürülmüştür. Bunun sebebi ise o dönemde çocukların doğum tarihine önem verilmez ve tespit edilmezdi. Biilahare çocuk meşhur biri olursa insanlar onun doğum tarihiyle ilgilenir ve tespite çalışırlardı.
İşte Hz. Aişe validemiz (ra) için de böyle olmuştur. O'nun peygamberliğin dördüncü yılında doğduğunu söyleyenler, Mekke döneminin sonunda da Hz. Muhammed (as) ile evlendiğini iddia ederek bu evliliği dokuz yaşında yapılmış gibi göstermeye çalışmışlardır.
Bunun doğru olmadığını Hz. Aişe validemizden yapılan bir rivayet ortaya koymaktadır. " Hz. Muhammed henüz Mekke'de iken ve ben de oynayan bir çocuk iken " Onların vadeleri kıyamettir. Kıyamet ne dehşetli ve ne acıdır!" mealindeki ( Kamer/46) ayet inmişti. ( Buhari 1.Cilt Telifil Kur'an bahsi).
Bu sure Mekke devrinin birinci döneminde ( 4. yıl) inmiştir. Hz. Aişe validemiz bu sure ve ayetleri net olarak hatırladığına göre yukarıdaki iddianın doğru olması mümkün değildir. Olayları ayrıntılarıyla hatırlayabilmek ve sokakta oynayan bir çocuk olması için en az yedi veya sekiz yaşında ( veya daha büyük) olması gerekir.
Kamer suresi Mekke devrinin dördüncü yılında indiğine göre dördüncü yılda yedi sekiz yaşında olunca Hz. Peygamberle evlendiği zaman en az on yedi on sekiz yaşında olması gerekir. Bunu doğrulayan bir başka delil ise kız kardeşi Esma'nın durumudur.
Kardeşi Esma, Abudllah bin Zübeyr'in annesidir. Esma yüz yaşına kadar yaşamış ve hicretin 73. yılında vefat etmiştir. Hz. Aişe validemizden on yaş daha büyüktür. Hz. Ebu Bekir (ra) kızı Esma ve oğlu Abdullah Abdul Uzza'nın kızı Esma yüz yaşında ve hicri 73. yılda öldüğüne göre hicret esnasında 27 yaşında olması gerekir.
Bundan on yaş küçük olan kardeşi Hz. Aişe validemizin de 17 yaşında olması gerekir. Bundan on yaş küçük olan kardeşi gerekir ki bu da aşağı yukarı Buhari de Hz. Aişe'nin kendi hadisindeki ifadeye uygun düşmektedir. Bu dönemde inen Kur'an sure ve ayetlerini teferruatıyla hatırlayan bir çocuğun en az bu yaşlarda olması gerekir.
Buna göre ise Peygambernlikten dört yıl önce doğmuş olduğu kesinlik kazanmaktadır. Böyle olmasını gerektiren bir başka sebep ise Hz. Muhammed (as)'ın eşinin vefatıyla çocuklarının bakıma ihtiyacının olmasıdır. Kızı Fatıma henüz çocuk yaşta ve bu işin üstesinden gelecek durumda değildir. Bu nedenle evini idare edip çocuklarına sahip çıkacak bir eşe ihtiyacı vardır. Dokuz yaşında bir çocuğun bunları yapması mümkün değildir." ( Müsl. Sorunları, H. Bülbül, say. 322-323)
Yani, bu satırlardan anlıyoruz ki, gerek Müslümanların içindeki bir kısım gelenekçi, bu işe meyyal veya gerekse ard niyetli tarihçilerin öne sürdükleri iddialar tamamen yanlış oluip, başta Rasulullah (sav)'i ve onun getirmiş olduğu Kur'an inkılabına gölge düşürmektir.
Bu işe ne demeliyiz? Öküzün altında buzağı aramaktan başka bir sebep olmadığını, aziz İslam'ın nezih itikadına, düşüncesine gölge düşürmek olduğuna inanmamız bilmemiz gerekir.
Ard niyetli Batı alemi bile , İslam aleminden kaçmış bir kısım zavallıları bu hususlarda konuşturarak, İslam'ın olmayan açığını aramışlar, Hz. Aişe'nin çocuk yaşta evlendirildiğini, evlendiğini ve kız çocuklarının sünnet edildiği yalanını veya, Hz. Peygamber ile Hz. Zeyneb'in evliliğini bir eksiklik, bir paravan kılıf gibi bulmuş ve buna sarılmışlardır.
Hz. Aişe annemiz, Rasulullah'dan önce, Cübeyir Bin Mut'im ile nişanlanmıştı. Madem küçük yaşta idi. Bu nişanlanma neyin nesidir? Bir kısım gelenekçi, atalarcı, üstün körü rivayetçilere bir teklifim bulunmaktadır!.. Ö. Rıza Doğrul'un ehemmi mühim tarihini okumalarıdır.
Diğer taraftan Tahrim sûresinin 1-5 ayetlerini, Kamer suresinin zikredilen ayetini teati etmeleridir. Bunlar incelendikten sonra, görülecektir ki, Hz. Aişe validemiz küçük yaşta nişanlanmamıış, erişkin çağa ulaştığında Rasulullah(sav) ile evlenmiştir.
Netice olarak;
Bir kısım ard niyetli, yanlış düşünce erbabı insanlar dün vardı, bu günde aynen görülmekte, iğrenç düşünceleri bizatihi okunmakta, dinlenilmekte ve müşahede edilmektedir.
Keşke, Müslüman hanım kardeşlerimiz Hz. Aişe (ra)'ın ne denlü bir allame olduğunu, müctehid derecesinde bir hanım efendi olduğunu, devrinin erkeklerine ders okuttuğunu, bilgilerinden herkesin müstefid olduğunu bilmiş olsalardı?
Ebu Hüreyre'nin ondan , onun ilminden nasıl çekindiğini, her okuyan, tarih bilen insanlarımız bilmektedir. Onun içindir ki, hanımlarımızın, İslam hakkında, kadınlar mevzuunda baş vuracakları müctehid, İslam bilgini olarak Hz. Aişe'yi referans almaları, ona uymaları, onun izini takip etmeleri dini, İslamî ve Kur'anî bir tercih olmalıdır.
Rabbimiz!.. Bu aziz millet evlatlarına, sağlam kaynaktan İslamî eğitim almalarını, öğrenmelerini Rabbimden niyaz ediyorum.... Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın