HZ. AİŞE (RA); ALTI YAŞ VE ASANSÖRDE HALVET MES'ELESİ !..
" Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse ona çok hayır verilmiştir. Ancak öz akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar." ( Bakara sûresi, âyet 269 )
Bu yazımla, büyük bilgin, hikmet sahibi, 2210 hadisi ezberinde tutan Hz. Aişe (ra)'ı örnek göstererek yazıma başlamak istiyorum.
Bir kere, şu günlerde, televizyon kanallarında rast gele konuşan, bir kısım Kur'an dışı rivayetlere sarılarak, toplumu geren, bozmaya çalışan insanlara, kişilere hatırlatmak istiyorum:
Maalesef, millet ve ümmet olarak, aklımızı, mantığımızı kullanarak, Kur'anî emirlere odaklanamıyoruz!..Sohbetlerimiz, konuşmalarımız, deyimlerimiz, kelamlarımız tamamen indi, keyfi, işkembeden sıkma ve Kur'an dışı olmaktadır.
Oysa, aziz Peygamberimiz (sav) ve halife-i mürşide hazeratı, daima Kur'anî emirler doğrultusunda hareket etmişler, yaşamışlar ve insanlığı bilgilendirmişlerdir. . Resulullah (sav) buyurmuştur ki:
" Yararlı bilgi isteyin, yararsız bilgiden Allah'a sığının" tavsiyesinde bulunmuştur. Kur'an'ı Kerim'de ilim ve hikmete çok değer verilmiştir. Dolayısıyla, ilimden bahseden âyeti kerime sayısı 750 civarındadır.
Aziz Kur'ân; bilgili, âlim insanı görür; cahili kör kabul eder. " Bilinlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alır" ( Zümer/9) " Ancak bilgin kulları, Allah'a gereğince saygı gösterir." ( Fatır/28) buyurmuştur.
Hikmet sahibi olması gereken günümüz alimleri, ne acı ki, dökülmekte, günümüz şartlarını, gidişatı, gelmiş olduğumuz noktayı hesap etmeden, kız çocuklarının 6 yaşında nikahlanabileceklerini, asansörde halvet mes'elesini ve benzeri didiklemekte, Müslümanların öz güvenlerini yok etmektedirler.
Günün bilginlerinde olması gereken, beklenen hikmet nelerdir?
1- Hikmet sözde ve işte isabettir, 2- Hikmet ilim ve ameldir, 3- Hikmet, ilim ve fıkıhtır, 4- Hikmet, eşyanın anlamlarını bilmek ve anlamaktır, 5- Hikmet, yeni yeni ictihad yapmak, icad demektir, 6- Hikmet, tüm imkânları kullanarak, Kur'an'dan ve sahih hadisten hüküm çıkarmaktır. 7-Hikmet, Peygamberlik bilgisi ve bilincidir. 8- Hikmet, tam olarak Kur'an'ı anlamak ve onun ahlakı ile ahlaklanmaktır.
Üzülerek, ifade etmeliyim ki, ülkemiz, milletimiz bu mes'elelerde tedirgin, geleceğe ümitle bakmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı bile en son öfkelenmiş, patlamış ve ilgili ilim, bilim ve Diyanet'i, İlahiyatçıları göreve çağırmıştır..
İyi de yapmıştır. Bunu yapmamış olsaydı ne olurdu?.. Gemiyi azıya almış hurafe taraftarı, efsane tutkunları, daha neler uyduracak, akıllarına her gelen lüzumlu ve lüzumsuz her düşüncelerini gündeme taşıyarak, milletin, istikametini mahvı perişan edeceklerdi.
Bir kere, bu tür insanlar, ictihaddan korkmakta, hanımları; köle, esir ve tutsak olarak, kocanın cariyesi olarak tanımlamaktadır. Bu tür kitleler, yani, mistikler, pirler, efendi hazretleri taraftarları, kutuplar, mehdiler ve mesihler, Hz. Aişe'nin 2210 hadis bildiğini , erkeklerin tıkandığı, duraksadığı bir zamanda imdatlarına yetiştiğini anlatmamaktadırlar. Niçin ve neden?
Çünkü, kerametlerine zarar gelecek, önleri kesilecek, Kur'an gündeme gelmiş olacağı için, Hz. Aişe (ra) gibi hanım efendilerin gündem oluşturmasını istemezler. Hanımlara; cuma namazını yasaklar, cenaze namazına yasak kor , Bayram namazlarına katılmalarını haram kabul ederler.
Çünkü, bunların kadınlara karşı öz güvenleri yoktur. Ne yazık ki, bir dönem, Somalili bayan Hirsi Ali'de bu tür mevzuları Avrupa parlamentosuna taşımış , kadınların sünnet olduklarını uydurmuş, Hz. Aişe'nin 9 yaşında Peygamberle evlendiğini utanmadan anlatmıştı.
Dolayısıyla, sayın Cumhurbaşkanının direktifi ile, dile getirmesi ile, Diyanet İşleri bu tür kaotik durumların üzerine gidecek, orada, burada dinin sırtından meşhur olmaya çalışan hurafecilere imkan vermeyecektir!..
" Üstlerinde kanatlarını açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman'dan başka kimse tutmuyor. " ( Mülk/19)
" Develere bakmıyorlar mı nasıl yaratıldı? Göğe bakmıyorlar mı nasıl yükseltildi? Dağlara bakmıyorlar mı nasıl dikildi? Yere bakmıyorlar mı nasıl yayılıp döşendi?" ( Ğâşiye/17-20)
Yani, çağımız, zamanımız hurafe uydurma, milleti din adına uydurulan hurafelerle perişan etme çağı değildir. Eğer hurafecilerin yürekleri yetiyorsa, buyursunlar, aziz Kur'an'ın emirlerini açıklasınlar, söz konusu emirlerden ictihad yaparak, günümüze ışık tutsunlar?
Nerde, nerde o çalışmalar?.. Kimsenin; hurafe, yalan uydurmaktan başka mes'eleleri yoktur ki?.. Yahu biçareler!.. Hiç olmazsa, Akif'i; bir okuyunuz, bir dinleyiniz:
" Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı"
Bunu gündeme taşıyarak, millete ilham olunuz.. Geri kalmış İslam toplumlarını ileri götürmeye çalışınız.. Yoksa, " 6 yaşında nikah kıyılırmış", "asansörde halvet olurmuş" ve benzeri iddialar, çağ dışı, uyduruk hikayelerdir.
Netice olarak;
Resulullah (sav): " Yalnız iki kişiye hased ( gıpta) edilebilir. Bir adam ki Allah kendisine hikmet vermiştir, hareket ediyor ve bunu başkalarına da öğretiyor ve bir adam ki Allah kendisine mal vermiştir, o da o malı Hak yolunda harcamaya koyulmuştur." buyurmuştur..
Dünya alem, uzayda, fezada dolaşıp, oraları kolaçan ederken, bizim de millet olarak, Müslümanlar olarak bu tür zavallı, biçare işlerle meşgul olmamız, meşgul edilmemiz doğru mudur?
Umarız ki, başta Diyanet, sonrası İlahiyatçılar, tüm akademisyen, Kur'an insanları bu tür cılız, delilsiz, dayanaksız sözlerin üzerine gidecekler, ortam bu ve benzeri yobazlıklardan kurtulacaktır..
Başkanlığımızın, bundan sonraki dönemde çalışmalarını, Kur'an'ın anlaşılması uğrundaki gayretlerini bekliyoruz ve takipçisi olacağız!..
Hatimlerin; Arapça metinlerinin yanı sıra, Türkçe anlatımları da gündeme alınacak, öylesi, anlaşılmayan," bin bir hatimler" değil de, bir hatim olsun, milletin anlayacağı şekil de olsun çalışmalarını dört gözle bekliyoruz..
Kur'an Kurslarımızda Arapça talimleri de yapılmalıdır. Kuru kuru hafızlık merasimleri nihayete ermelidir. Rabbimiz!.. Bu tür çalışmalarda, tüm ilim ehline güç ve kuvvet versin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın