Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

HURAFA, BİR İNANÇ HASTALIĞIDIR!..

" Onlar Allah'ın ( hidayet ) nurunu üfürükleriyle söndürmek istiyorlar: Allah ise, nurunu tamamlamak dışındaki bir seçeneğe asla izin vermeyecektir; tabi ki inkâr edenler istemese de.." ( Tevbe sûresi, âyet 32)

Ayeti celilenin kısa yorumu!..

" Lafzen " ağızlarıyla" , Mecazen ( asılsız söz, kuru sıkı atış" anlamını da içerisinde taşıyan " üfürük" karşılığını, bi- efvahihim ibaresinin mecazi çağrışımlarını da çeviriye kazandırmak için tercih ettik. Bir önceki âyet bu üfürmelerin putlaştırmayla ilgili olduğunu örnekleriyle vermektedir." ( Kur'an-Meal-Tefsir)

Bu girişten yola çıkarak, şu hususları arzetmek istiyorum: Ne acı ki, hurafe denilen hastalık, her tarafımızı kuşatmış, nefes borumuzu tıkamış, bizi nefes alamaz hale düşürmüştür.

Böylesi bir inanç hastalığı toplum nezdinde her alanda göze çarpmaktadır. Onun içindir ki, böylesi hurafe hastalıklarını tedavi edecek, kökünden bitirecek aziz Kur'an saf dışı edilmiş, işlevini kaybetmesi için evlerin en üst kısımlarına asılmıştır.

Yani, aziz Kur'an bu hususta mahkum edilerek, söz, fiil, icad tamamen hurafelerin kaderine terkedilmiştir. Yani, söz hakkı Kur'an'ın olması gerekirken, maalesef, iş tamamen hurafenin insafına bırakılmıştır.

Maalesef, ülkemizin bazı muhitlerin de insanlar bin bir hatim alışkanlığına alıştırılarak, oradan sevap devşirme, ölüleri kurtarma ameliyesi tercih edilmektedir. Haydi diyelim ki, diriler bir hatim sebebiyle kurtuldu, bu bin bir hatimin neticesi nedir, nereden hasıl oldu da bizler onunla iftihar ediyoruz?

Kendi İlçem Afşin'da, bir Müslüman bireyin beş milyon salavat kampanyası başlattığını duydum. Halbu ki, başlatan merhum, inançlı, mütedeyyin neyin hak, neyin batıl olduğunu bilecek bilgiye sahipti.

Konuyu başlatan şahısla bir gün karşılaştım. Dedim ki, " kardeşim, bu beş milyon salavat yarışı nereden icap etti de, siz ön ayak oluyorsunuz?" sorusunu sormuş oldum. Merhumun bana söylemiş olduğu söz " Hocam!.. Siz ifrattasınız. Bizim yaptığımız iş sünneti yaşatmaktır!" demiş oldu..

Hakikaten, ne güzel sünneti yaşatmak değil mi? (!).. Yukarı satırlarda da arzetmiş olduğum gibi, nice İl Müftüsü, İlçe Müftüsü hoca efendiler. bir milyon hatim kampanyasına ön ayak olarak çalışmaktadırlar.

Bunların yapmış oldukları fiil, Allah rızası olmayıp, tamamen okumamış Kur'an'sız insanları memnun etmekten ibarettir. Dolayısıyla diyorum ki, keşke!.. Bir hatim okunsa da, bunu da anlayarak, hayata hakim kılarak, emirlerini yaşayarak tatbik etmiş olsalardı daha makul, daha muvafık olmaz mıydı?

Bendeniz, aziz Kur'an'ın okunmasına karşı birisi değilim. Böylesi bir söz ağzımdan sadır olursa, Allah, beni kahrı perişan eylesin!.. Ama, diyorum ki, böylesi bir durum Hz. Ömer (ra) döneminde icra edilmiş olsaydı. kim kimi huzurdan kovar, kimi tokatlamış olurdu? Hz. Ömer (ra)'ın, Ebu Hüreyre'ye karşı hadis nakletme, uydurma tavrını hepimiz, hepiniz biliyorsunuz!..

Ne demek , anlamadan hatim okumak, hatim devirmek? Hem de bin bir hatim? Ne acı ki, Başkanlık, bu hususta yaya kalmaktadır. Camilerimizde her ramazan ayında okunmakta, indirilmekte olan hatimler, dirileri kurtarma operasyonu olmayıp, tamamen ölüleri kurtarma ameliyesidir.

Hoca efendiler, başlarını sallayarak, nameli nameli seslerle hatim indirirlerken, bir gün olsun, bu okumuşu olduğumuz hatimlerde yaşayan ölülere ait bir şey , bir emir var mıdır? düşüncesini hesap etmişler midir? Varsa, yoksa ölülere kurtarma işleri ve bu yolla milletin ! aferini" ni alma teşebbüsleri!..

Netice olarak;

Millet olarak, yukarıda zikredilen hususlarda sınıfta kalmış durumdayız. Yani, bizleri İnanç hastalığına" müptela edenler utansınlar!..

Milli Şairimiz merhum Akif'in ruhaniyeti bunları derbeder edecektir. " İnmemiştir hele Kur'an, bunu hakkıyla bilin/ Ne mezarlıkta okunmak, nede fal bakmak için" dediği gibi, aziz Kur'an, alemi İslam'ı bu sebeplerden ötürü süründürmektedir.

İki-üç milyonluk Siyonizm belası karşısında Müslümanlar sokulacak, saklanacak menfez aramaktadır. Neden ve niçin?

Sebebi ise, Müslümanlarda Kur'anî anlayış sıfır pozisyonundadır. Maalesef, denizler, insan cesedinden geçilmemektedir. Karaya vuran bebekler yüzünden alemi İslam bir vurdum duymaz hastalığının bünyesinde kıvım kıvım kıvranmaktadır.

Sağ olsun hoca efendiler!.. Ölüleri kurtarıyorlar ya!.. Ölen ölmüş, kalan sağlar bizimdir düşüncesi, daha çok canların yanmasına, evlerin virane olmasına sebep olacaktır!..

Son sözler olarak, millet kurtulmak istiyorsa ki, istiyor!.. Hurafe hastalığından tez zamanda kurtulmaya, nasıl kurtuluruz hesabını düşünsünler ve enine, boyuna bu çetrefilli mes'eleye odaklansınlar!.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın