Aydan Usta

Aydan Usta

Mail: aydan.us@hotmail.com

HİRALARIMIZA ÇEKİLMEK

Çekilmeli bazen insan, ruhunun en ücra köşesine..Çekmeli elini eteğini bitmez meşgalelerin dinmez vesvesesinden.Uzaklaşmalı günbegün her yerini sarmalayan dünya sarhoşluğundan.  Bozmalı  yaptığı  üç günlük ,üç aylık ,üç yıllik  hesapların  aritmetiğini. Beklentilerine, beklediklerine “sonra, daha sonra gel.” deyip çekilebilmeli. Küçük anlara anlam  katmak için , belki de anı bereketlendirmek için çekilmeli ...

Tıpkı Allah Rasülünün çekildiği gibi Hira‘sına tüm benliğiyle...

Geride kalanı asıl sahibi Yüce Mevlaya emanet ederek, tek bildiği doğruya, tek ruhunun doyduğu mevziye çekilmeli. Sarp yokuşlu, ısssız ama nurla dolu bir sığınağa. İlahi güzellikleri temaşa ettiği, en büyük korkusunu en büyük heyecanını yaşadığı, ilahi vahye mazhar olduğu Hira’sına çekildiği gibi.

Biçare gönüller Hira’dan mahrumdur belki ama kimbilir bazen bir dostun gönlü Hira olur ahvaline.

Bazen iki gözlü evinin bir odası. Kimbilir belki de yüzyıllardır alınların secdeye vardığı mescidin bir köşesi. Ya da koca bir çınarın altındaki gölgeliktir insanoğlunun Hira ‘sı.

Ve her çekilme aslında imtihanımıza dönüş, en anlamlı yere varış için bir menzildir.

Oyun ve eğlenceye daldığımız âlemin, biteceğinin fısıltısını duyurur bize Hiralarımız. Sırtlandığımız insan olabilme onurlu yükünün ağırlığını idrak ettirir gönüllere.

 Ve, yaralı şifa bekleyen sadrımızın Allah ‘a yakınlaşacağı yeni bir uzlet mevsimi öncesinden bizi kandillerle, mübarek aylarla rahmete gark ederek geliyor.

Hasta  bedenlere şifa veren  merhem gibi  kavrulan  yürekleri ferahlatan  meltem gibi    on bir ayın sultanı bütün haşmetiyle  bu aydan nasiplenecek insanlara yaklaşıyor.

O ay ki Allah Rasulü çekildiği inzivasında ilk ayetlere muhatap oldu.

 Nurani varlıklar sardı  Rasül’ü çepeçevre.

Cebrail  ‘’Oku’’ dedi Allah rasülüne defalarca ve ilk ayet mihenk taşı oldu insanoğluna sonsuza kadar. Kullarına rahmetini esirgemeyen Rabbülalemin bin aydan hayırlı manevi hazineler barındıran Kadir Gecesi ni hediye etti ve tanyeri ağarıncaya kadar süren bir esenlik verdi  nedamet getiren yüreklere.

Her Ramazan yeniden diriliştir bir nevi, yeniden tevbe ediş, yeniden ilahi huzura duruş. Her Ramazan bir kurtuluştur günahlarımızdan, yeniden fıtratımıza dönüş için bir vesile, elimize, dilimize, gönlümüze bulaşmış kirden temizleniş. Kapımıza kadar gelen bir Hızır belki. Yeter ki gönül kapılarımızı açmayı bilelim. Yeter ki’’ insan ‘’olabilme derdiyle hemhal olalım. Açalım ellerimizi çekildiğimiz Hiralardan yalvaralım Mevlamıza. Sağanak sağanak yağacak rahmetten hem kendimiz hem bütün insanlık için kurtuluş dileyelim . Minik yavruların, kederli anaların gözyaşlarının yıkadığı Müslüman coğrafyalar için   esenlik dileyelim ve ‘’Müminler ancak kardeştir ‘’(Hucurat 10) ayetine biat edelim şeksiz şüphesiz. Özü iyilik olan dinimizin emanetçileri olarak sel olup akıtalım tüm insanlığa Rasulullahın tebliğini. Ve çekildiğimiz Hiralardan yükseltelim seslerimizi hep birlikte okuyalım tövbe suresinin 112. Ayetini ‘’ O tövbekarlar, ibadet edenler, hamdedenler, dünyada yolcu gibi yaşayanlar, ruküa varanlar, secde edenler, iyiliği teşvik edip kötülükten alıkoyanlar, Allah’ın sınırlarını gözetenler; müjdele o mü’minleri.’’ Ne mutlu bu müjdeye mazhar olanlara ..

Ne mutlu kendini Ramazana hazırlayıp tüm kötülükten, boş işlerden el etek çekenlere ve ne mutlu her günü Ramazan bilenlere...

Facebook Yorum

Yorum Yazın