HER ŞEY İNSAN İÇİN!..
" İnsanın üzerinden, ( o tarih sahnesine çıkıncaya kadar), tüm zamanlar içinden belirsiz ve uzun bir süre geçmemiş miydi ki, henüz o ( bu süre zarfında) anılmaya değer bir şey değildi." ( İnsan sûresi, âyet 1)
" İnsanoğlunu katmerli bir karışım olan hayat tohumundan Biz yarattık; sınava tabi tutmayı ( diledik) ve ardından ona işitme ve görme yeteneği verdik." ( İnsan sûreesi, âyet 2)
Mahlukat ağacının soylu meyvesinin adıyla anılan İnsan sûresi, adını ilk ayetinden almaktadır. İmam Buhari, bir rivayette , bu sûrenin Rasulullah (sav) zamanında " insan sûresi" olarak anıldığını anlıyoruz.
İnsan ve cinnin karşılığı olarak İbni Abbas insanı " unutmak" anlamındaki nisyan'a nisbet etmiştir. Ona göre insan, Allah'la yapmış olduğu sözleşmeyi unuttuğu için bu adı almıştır.
Aziz Kur'an'da 76 ncı sûresi olarak bilinen " İnsan Suresi"nin ana fikri, mazi, hal ve istikbaliyle insan ve insan iradesinin belirleyiciliğidir. Bu sebeple,
Allah'ın ilahi yasasına tabi olan insanın tek kaderi vardır. Seçmek... Cenabı Zülcelal insana seçme, irade, özgürlük vermiştir. Dilerse Rabbani yolları tercih, dilerse batıl ve sapkın yola girmiş olur. Ayette:
" Elbet onu ( amacına ulaştıracak olan) doğru yola Biz yönelttik: ya iman eden veya inkâr eden biri olmayı ( kendi tercihine bıraktık). ( İnsan sûresi, âyet 3)
Bu ayeti kerimenin yorumu şöyledir:
" Şükreden ve nankörlük eden" İki ahlaki kavram olan şükür ve nankörlüğün akidevi karşılıkları iman ve küfürdür. Bu şıkların dayandığı asıl yoksa şıklarını hiçbiri yok. demektir.
Yani " İnsanın küfrü tercih etme yeteneği olmasaydı, şükür yeteneği de olmazdı." anlamına gelir. İrade şükrün de küfrün de şartı ve sahibidir. İnsan, iman olmadan önce beşer idi. Âdemiyyet sadece vahşiyyetin değil melekiyyetin de mukabilidir." ( Kur'an Meali)
Zaten, tarih boyunca da böyle olmuş, böyle gidecektir. Hak ve Batıl mücadelesi, melek ve şeytan kavgası sürüp gidecektir.
Hz. Adem (as)'ın yasak meyveden yemesi, sonrada tevbe ve istiğfar ederek Allah'ın affına mazhar olarak Arafat'ta Hz. Havva ile buluşması tarihi kesitlerden birisidir.
" En sonunda ( inkârı tercih eden) kâfirler için tarifi imkansız zincirler, tasmalar ve kışkırtılmış çılgın bir ateşi Biz hazırladık." ( İnsan sûresi, âyet 4)
Böylelikle insan insanlığını bilmiş, yaratanın emrine tabi olmuş ise, yeryüzünde Allah'ın halifesi olmuş, erdemli bir şekilde yaşamış rahmetle, hürmetle anılmıştır.
Yoksa, şeytani yollara sapmış, şeytani fikirlerin, düşüncelerin zebunu olmuş ise, Hz. Adem'in oğlu Kabil gibi cinayet işlemiş, Hz. Nuh (as)ın oğlu gibi yükseklere kaçmakla kurtulmayı beklemiştir.
Tarihte, Hz. İbrahim (as)'ın hasmı olan Nemrud da aynı yolu ve metodu takip ederek ehli küfür yolunu tercih etmiş ve batıl yolda kahrı perişan olmuştur.
Netice olarak;
Yukarıdan beri izah edildiği gibi, her şey insan için, insana göre olmalıdır. Çünkü, her şey ona bağlıdır, dünyanın gözelliği, güzel olması, insanlar arası barış, sulh ve dürüstlük de insanın iradesine bağlıdır
Çünkü, insanlar arası hoş görü, barış olursa, yeryüzü rahat eder, kavga olmaz, cedelleşme yaşanmaz. Ama, insanlar, iradesine, barışa, sulha destek olmazsa işte o zaman sizler görün gümbürtüyü!..
Gazzeli Müslümanlar bu gün mağduriyet yaşıyorsa, Siyonist İsrail Yahudilerinin densizliği, doymazlığı yüzündendir.
ABD. kana doymamaktadır, kan gördükçe iştahı kabarıyor, daha çok kanın dökülmesini istemektedir.
ABD'nin yaşamı, varlığı kan dökmeye, kan içmeye bağlıdır. Aksi halde, hayatta kalması mümkün değildir. Onun bunun mal varlığına göz dikmesi, kaçırması, göçürmesi bu sebepledir!..
Gazzeli mağdurların zulüm görmesi de bunun içindir. ABD'nin doyması, doyuma ulaşması nedeniyledir!.. Doyuma ulaşması da mümkün değildir. Onlara göre, ne kadar insan ölürse, bundan keyif alacak, zevk alacaklardır.
Son sözler olarak, Rabbim!.. Tüm insanlığa akıl, barış, sağ duyu,vei bilinç nasip eylesin!... Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın