HER GÜNÜMÜZ BAYRAM OLSUN !..
" Meryem oğlu İsa dedi ki: " Ey Allah'ım! Rabbimiz! Gökten bize bir sofra gönder: o, bizim için ilkimizden sonuncumuza kadar sürekli bir sevinç ve Senden bir işaret olacaktır. Ve bize rızkımızı ver, zira rızık verenlerin en hayırlısı Sensin." ( Mâide sûresi, âyet 114)
Rabbimizden niyaz ediyoruz ki, her günümüz bayram olsun, gönüller coşsun, sevinç derya deniz kadar bol olsun!.. Tabii ki, Bayram gününe eriştiğimiz için çok çok mutluyuz!.. Mübarek Ramazan ayına da, elvada Şehr-i Ramazan , gelişi huzur gidişi hüzün dolu olduğumuz için hüzünlüyüz!..
Mübarek Ramazan bayramını " Şeker Bayramı" , Kurban Bayramını " Et Bayramı" olmaktan kurtaran canları, iman erlerini selamlıyor, birlerini bin yapmasını Yüce Rabbim'dan niyaz ediyorum: Onun içindir ki,
2023 yılı 6 Şubat ayında milletçe onulmaz bir felaketle, büyük bir yer sarsıntısı ile karşılaştık. Elli bin küsur insanımız dâr-ı bekâya uçarken, yüz binlerce insanımız yaralı, sakat kalmış oldu.
Evler, apartmanlar, hanlar, hanümanlar hak ile yeksan olarak yok oldu. Milletimiz, acıkma, açlıkla boğuşur duruma düşmüş, çadır kentlerde ömür tüketir olmuştur.
Mübarek Ramazan bayramında, milletçe, kadın-erkek camilere koşacağız!.. Musalla da değilse de, çadır-kent mescidlerinde, selatin camilerde ellerimiz duaya açılacak, gönüllerimiz, Mekke-i Mükerremede, Medine-i Münevvere'de açılan ellerle bir olacağız, birleşeceğiz, Kudüs'e uzanıp, Ayasofya'yı Tekbirlerle inletmeliyiz.
Ümmet olarak, millet olarak yalnız olmadığımızı göstermeliyiz!.. Kini, kindarlığı, husumeti, kırgınlığı, küskünlüğü bir taraf ederek, bayram heyecanını yaşamak için sanki yeniden dirilir gibi dirileceğiz !..
Sınır boylarındaa nöbet tutan gözleri, keskin bakışları unutmayacağız.. Ülkemizi, milletimizi her an bekleyen tehlikeleri, rizikoları unutmayıp tetikde bulunacağız!. Dua dua yalvaracağız!.. Şehidler için duaya uzanıp, ellerimiz tıpkı Arafat Vakfe duası gibi niyazda olmalıyız!,,
Mübarek Ramazan bayramında , ellerimizi duaya açarak, kırgınlığın, dargınlığın, sürtüşmenin, kısır çekişmelerin son bulması için sinelerimizi açarak, barışa, dostluğa, kardeşliğe adım atacağız!..
" Mevlâ bizi affeder; bayram ol bayram olur,
Cürm-ü hatalar gide; bayram ol bayram olur." ( Derviş Yunus)
" On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayını sahurları, iftarları, oruç ve teravihleriyle geride bıraktık. Kulluğun manevi atmosferinde tarifi mümkün olmayan zevkler yaşadık. Birçok güzel hasletler kazandık. Ruhumuz berraklaştı. Kalp ve gönlümüzdeki günah tabakalarını iman, iibadet ve kulluk neşteriyle parçalamaya çalııştık.
" Hepiniz birden Allah'ın ipine ( dinine) sarılın, bozulup dağılmayın." ( A. İmran sûresi, âyet 103). fermanına uyarak birlik ve beraberlik içinde bir ay boyunca yeniden teneffüs ettik. Camilerimiz cemaatle dolup taştı.
" Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. " ( Hucurat sûuresi, âyet 13). ayet-i kerimesi, zengin-fakir, amir-memur.. aynı safta yer tutarak adeta, ifade ettiği mana itibariyle tecessüm etti.
Tekbir ve salavatlarla Dergâh-ı İlahiye'ye iltica ettik. İslâmî yaşayışta bir hareketliliği, bir cevvaliyet ve iştiyakı, canlılığı yaşadık...
Bundan sonra Müsülümana düşen en önemli görev; ibadet ve kulluğunu südürmesi, elde ettiği güzel hasletlerini terketmemesi, cami ve cemaatten kopmaması, birlik ve beraberlik ruhundan ayrılmaması, nurlu kalbini, günah deryasına dalarak tekrar kirletmemesi, Allah ve Resulüne açılan pencereyi örtmemesidir.
Zira Yüce Mevlâ'nın haram ve yasaklarıyla iştigal ederek bayramın kutlanmayacağı gibi, sadece bir aylık bir ibadet gayretiyle de olgun mü'min olunamayacağı bir hakikattir." ( H. Aral, İcmal Mayıs 1989, say. 32)
Mübarek Ramazan ayında edinmiş olduğumuz güzel hasleri devam ettirir iken, kötü alışkanlıkları sigara tiryakiliği, kahve ve kumar ahlaksızlığı gibi, dedi kodu aarkadan çekiştirme gibi lüzumsuz, zararlı huylardan şiddetle kaçınmalıyz.
Netice olarak;
" Namazla dik duranlar müstesna: Onlar ki namazlarında titiz ve devamlıdırlar. Onlar ki, malları üzerinde belirli ( kimselerin) hakkı olduğunu ( bilirler). Hassaaten yardım isteyenlerin ve ( istemeyediği için) mahrum kalanların..." ( Me'âric sûresi, âyet 22, 23, 24, 25)
Ayeti kerime meallerinden anlamış olduğumuz gibi, garibin, kimsesizin, muhtacın, öksüzün, yetimin, dulun, şehid yakınlarının yanında olacağız!.
Büyüklerin ellerini öpeceğiz. Tüm komşuları ziyaret edeceğiz. Karşılaşmış olduğumuz insanlarla hemhal olup onların hatır ve gönüllerini soracağıs.. Politik, klik ayırımı yapmadan " bendendir", " Bizdendir" yanlışına esir düşmeler yürüyeceğiz..
Niçin yürümeliyiz? Çünkü, bu yol hak yoludur onun için yürümeliyiz. Bayram günlerinii fırsat bilerek, tatil beldelerine, denizlerde kulaç atmaya varmadan, bayramları köyümüzde, evimizde, komşumuzla, akrabalarla tes'id edeceğiz, yani bayramı kutlamış olacağız.. .
Mü'min olarak yaşamak, Müslüman olarak can vermek ve hakiki saadetlere doğru koşmalıyız. Diğer taraftan, geçen bayram aramızda bulunan bu sene deprem felaketiinde Hakka yürümüş insanlarımızı unutmayacağız!.. Onlar için bol bol dua etmeliyiz.
Rabbimiz!. Ramazan bayramını milletimize, alemi İslam'a mübarek eylesin!... Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın