Hayat İyiler ve Kötüler Arasında Bir Yarıştır.

" Bir bahtiyar kampa dâhil olan kesim olacak; ama ne büyük bahtiyarlık! Bir de bedbaht kampa dâhil olan kesim olacak; ama ne felaket bir bedbahtlık! Bir de yarışta öne geçip arayı açanlar olacak: İşte bunlardır Allah'a yakınlık sağlayanlar, Sonsuz nimetlerle dolu has bahçelerde kalacak onlar; Bir kısmı öncekilerden, birazı da sonrakilerden... Emek mahsulü huzur tahtlarına kurulacaklar; Ölümsüz gençlikler onları bekleyecek." ( Vâkı'a sûresi, âyetler 8-17) 
      Konumuz ilginç ve mühimdir. İlginç olduğu kadarda Müslümanları hizaya getirecek, yol gösterecek, örnek haller sunacak niteliktedir. Çünkü, iyiler ve kötüler, dünya var olduğunhdan beri devam ederek gitmektedir. Bundan sonra da aynen aksamadan " iyiler ve kötüler" yollarına devam edeceklerdir. 
      "İyiler" yapmış oldukları salih amellerinin karşılığını ve mükafatını görür iken, " kötüler"de hem dünyada zelil ve rüsvay olurken, hem de uhrevi alemleri berbad, müthiş sıkıntılar ve eziyetler içerisinde geçecektir.  Bu sebeeple, Vâkı'a sûresinin muhtevasına kısaca değinmiş olur isek;
     " Allah Rasulü ile Ebubekir arasında geçen ve senedi sorunlu bir rivayetle bize kadar gelen şu içli diyalog , sûrenin iniş zamanı konusunda bize bir fikir verebilir:      " Ebubekir dedi ki: " Saçların ağarmış ya Rasulallah!" Nebi şöyle cevap verdi: " Saçlarımı, Hûd, Vakı'a, Mürselât, Amme yetesâelûn , İze'ş-şemsu kuvvirat  (gibi sûrelerdeki hakikatler) ağarttı"  ( Tirmizi) ( Kur'an Meali) 
     " HAYAT İYİLER VE KÖTÜLER ARASINDA BİR YARIŞTIR." ( 7-14)
      Hakikaten, Habil ile Kabil arasında geçen yarış işte bu yarıştır. İyilik ve kötülük!.. Nûh (as) ile oğlu arasında geçen gerçekte işte budur. " İyilik ve kötülük!"  İbrahim (as) ile Nemrud laini  arasında geçemiş bulunan çekişme bunun aynısı ve tııpkısıdır. " İyilik ve kötülük!" 
     Dünyayı imar etme, iyiliklerle doldurma namına, iyilik için yola düşmüşlerin yaptıkları hayır, hasenat, salih amel, tüm güzellikler, yalansız, hilesiz, hakikat dolu bir dünya hasıl etmek için;  kötülerin maksadı ise, yeryüzünde batılı yaymak, kötülüğün neşvü nema bulmasını istemektir. 
        Dünkü zamanlarda, yani Rasuller döneminde böyle iken, aynı iyilik ve çirkinlik şimdiki zamanlarda da aynen yaşamasını, yaşamını devam ettirmektedir. 
     Zina, fuhuş, kumar, yalan, hile, dolan, sahtekarlık, gasp, vurgun, rüşet, faiz, iltimas  ve benzeri tüm batıl amellerin yayılması için, yaşaması için kötüler, tüm güçlerini icra ederler iken, iyilerde, böylesi kötülüklerin, menhiyyatın karşısında tıpkı birer kal'a gibi durmakta, hayatlarını hiçe sayarak batıla karşı mücadele vermektedirler. 
     Siz zannediyormusunuz ki, batılıln, inkarın, müşrikin, mülhidin gayesi, yeryüzünde iyi bir dünya meydana getirmek, güllük, gülistanlık hasıl etmektir? Sanmıyorum. Onların gayeleri, bütün murdar işlerin yaşaması, ırz, namus, mukaddesat namına hiç bir hususun var olmamasıdır. 
      Halbu ki, zalimler, kötüler, ölüme, dünyanın sonlu, ahiret leminin varlığına inanmış bulunsalardı, böylesi hayasızlığı, çirkinliği, edepsizliği, hayvanca yaşamayı huy edinmeyecekler, insan oolarak, insan gibi iyiliğin peşinde koşacaklardı. 
     Netice olarak;
     Yukarıda arzedilen, ayeti kerimelerde zikredildiği gibi, iyilik ve kötülük, iyiler ve kötüler, dünya durdukça, yaşam devam ederek gittikçe kendi hünerlerini, maharetlerini sergileyecekler, heybelerindeki olan şeyleri bir bir dökeceklerdir. 
     " Öyleyse sen ( ey insan), azamet sahibi Rabbin adına hareket et!"  ( Vakıa 96) 
      Ayeti celilesinde de zikredildiği gibi, iyiler, iyi yolda koşacaklar, iyiliğin yaşaması, vücud bulması için sa'yü gayret göstereceklerdir.  Varsın, kötülerde, kötülüklerin çoğalması, yayılması için tüm hünerlerini, çirkin sapkınlıklarını yaşatmaya, göstermeye çalışsınlar. 
      Batıl, daha önceleri olduğu gibi, kötülük ve kötüler mazide yok oldukları gibi, yine yok olacaklar, eriyip, tükenip, mahvı perişan olacaklardır.
      Yeter ki, iyiler, dik dursunlar, batılın ve kötülerin karşısında onurlu  durmaya devam etsinler. Bir kere, kötülük ve kötüler, tarih boyunca ayaklar altında çiğnenmeye, ezilmeye, yerlerde sürüngenler gibi sürünmeye mahkumdurlar. 
      Ya iyiler?.. İyiler, dos doğru yollarında koşmaya devam edeceklerdir. Hiç bir engel, mania, batıl onların karşısında tutunamayacak, yeryüzünün ve uhrevi alemin yüz karası olmaya devam edeceklerdir.. Selam ve dua ile...
     Şerafettin Özdemir