Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ

Ülke olarak, millet olarak, " gürültü kirliliği"nin içerisinde perişan oluyoruz. Varlı, vakitsiz, çaılnan klaksonlar, motor gürültüleri, ekzozu eskimiş bir taraftan yağ kaçıran, diğer taraftan aşırı şekilde korne çalarak sokaklarda, caddelerde fink atmalar bizleri çileden çıkarmaktadır.

Koca koca otobüsler, öylesine sokaklarda klakson öttürmektedir ki, insanların beyni zonklamakta, yıldırım çarpmış gibi sendelemektedir. Diğer taraftan, lamba kırmızı da, konvoy da bir acelecilik var, sinirler gergin yumruklar sıkılı, daha yeşil yanmadan, hemen "dot" " doot" ötmeler, öttürmeler gırla gitmektedir.

Sanki, arkadan Azrail bastırmakta, otodaki hödükte acele ile gitmek istemektedir. Ne var, ne oldu? Gözü dönmüş insan, başına gelecek mi var?

" Düğün evi yas evi olmasın."

Üzülerek, kahrolarak ifade etmeliyim ki, asker uğurlama, düğün evleri zaman zaman ağıt seslerine dönüşmekte, bir hiç uğruna, evlere ateş düşmekte, anneler, babalar kara bağrını dövmektedir. Ne oldu bu topluma, gençlere, daha doğrusu milletimize?

Askere gidecek gençler, güle güle gitsinler. Sağ salim tekrar evlerine dönsünler. Terör, anarşizm can çekişmekte olduğuna göre, Trakya bölgesine bile askere giden genç, davulun, zurnanın ritmiyle havalara kurşun yağdırmaktadır.. Be kardeşim!.. Askere gidiyorsan gidiyorsundur.. Bu kadar taşkınlığa, serkeşliğe gerek var mıdır?

İhtiras, tatminsizlik, imani yönden zaafiyet; düğünlerde; hem gelin tarafını, hem damat tarafını zorlamakta, bunun içindirki, meydana kurulan havai fişek tezgahı, topluma, uyuyanlara, bebelere, hastalara zarar vermektedir. Be adam!.. Biraz düşün, akılını başına alda, gecenin 12' sinde, 1'nde ortalığı velveleye verme!..

" O şimdi asker"

Kardeşim, o askerse askerdir. Bu millet top yekun askerdir. Millet içerisinde, öylesi mağdurlar ve mazlumlar bulunmaktadır ki, kimisi Yemen'de kalmış, kimisi Seddil Bahir kıylarında aç ve susuz olarak hakka vasıl olmuştur. Askere giden biricik sen değilsin.

"Sevinirken ağlatmayalım"

Evlilik, evlenme, düğün, nişan merasimleri tümü birer mutluluk vesilesidir. İnsanımız bunu tutarda, silah sıkma yarışına dönüştürür ise, vallahi!.. Billahi! Hacı Babayı bu tür aymazlıklar, yanlışlar kurtaramayacaktır. Çünkü, maç olur magandalar ortaya fırlar, düğün konvoyu düzenlenir silahlar konuşur, bazı biçareler de şehir meydanlarında düğün konvoyunu durdurup, trafiği alt üst ederek "drift " yapar.
"
" Şehrimizin esenliği ve sağlığı için"

Bir anlık heyecan, stres, boş kabadayılık çok şeylere mal olmaktadır. Komşularımız rahatsız olmakta, yaralanmalar, ölmeler vuku bulmaktadır. Neden ve niçin? Şu ana kadar toplum içerisinde silah kullanan kaç kişi  insanlar tarafından " aferin" almış ve alkışlanmıştır?

Netice olarak;

Ülkemiz de; maalesef her sene 4500 insanımız kör yola ölmektedir. Niçin ölmektedir? Çünkü, kendini bilmez, yeterince eğitim almamış, hanzoların kör iştahlarını tatmin etmek için ölmektedirler.

Böylesi ölümlerin adı nasıl cesaret olabilir? Cesaret mi, yoksa cehalet midir? İnsanın varlığı Allah yanında muhterem ve mükerrem olduğu gibi, insanlar ve sair canlılar yanında da önemlidir.

Meleklerden bile üstün bir varlık olan insanın hayatı bu kadar ucuz, basit olabilir mi? Dağları delen insan, göklere yol bulan insan, aya ulaşan insan, hal böyle iken, Allah'a ubudiyyette bulunan insanın hayatı bu kadar basit bir kör kurşuna, mermi çekirdeğine heba edilebilinir mi?

Son söz olarak, şunu demek istiyorum: Böylesi hayati bir mevzuya topluca odaklanmak zorundayız. Dinimiz, İslam, Kur'an ve Resul bunu emretmektedir. Rabbim, bu aziz millete aydınlık, okumuş toplumlar bahşeylesin. Selam ve dua ile..

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın