Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA MEZHEPLERİN VARLIĞI RAHMETTİR!..

Mezhebi taassuptan kurtulup,. darda, zorda tüm mezhebi bilgilerden istifade etmemiz, yararlanmamız Müslümanca bir davranıştır. İster Hanefi, ister Şafii, ister Maliki ve isterseniz Hanbeli mezhebine yolunuz düşmüş olursa, o yol bizi hakka, doğruya ve Kur'an'a , sahih hadislere ulaştıracaktır.

Diyelim ki, Hanefi mezhebinde Boşanma, feraiz, ve benzeri hususlarda zorluk bulunmaktadır. Vakit kaybetmeden diğer mezheplerin kapısını çalarak müşkülümüzü halletmemiz bir kulluk ve Müslümanlık gereğidir.

Yıllar önce Afşin Müftüsü Ali Kara hocamız ; bir Talak, bir boşanma, bir evlilik sorunu olduğu zaman mes'eleyi en yakın İlçe Müftüsü ve Şafii olan merhum Ahmet Bilici hoca efendiye gönderir, böylelikle sorunlu çiftler ayrılmadan, boşanmadan yuvaları yıkılmaktan kurtarmış olurdu. Onun içindir ki, konumuzu bu hususta meşhur ilim adamı, Kur'an insanı Mehmet Savaş hocadan bir nakille örneklendirmek istiyorum:

" Bir örnek vereyim, geçenlerde Almanya'dan bir dostumuz geldi. Yıllar yılı orada beraber sohbetlere gittik, bizi götürdü, gezdirdi. Kendisi Hanefi mezhebinde , bacımız eşi Siirtli Şafiyyül mezhep. Hacca gidiyorlar, sırf hacla ilgili bir soru sormak için bizim fakirhaneye gelmişler. Çay, kahve içildikten sonra bacımız sordu.

" Hocam, hacca ilk defa gidiyorum, bizim bey daha önce gitti, orada kaybolmamak için beyin koluna girip tavaf yapma mecburiyeti varmış, aksi halde kalabalıkta kopuyormuşsun. Ama ben Şafi'yim eldiven kullanmam da yasak, beyim de elbisesi olmadığına göre , üst tarafı çıplak , elim ona dokunduğu zaman abdestim bozulacak. Abdestim bozulduktan sonra tavaf yapmamın bir anlamı kalmaz ; çünkü tavafım sahih değildir." dedi.

Ben de , " Mezheplerde kendi mezhebini yürütecek hüküm bulamayan kişiler mezhep değiştirmek meseleyi çözer. Şafii ise Hanefi olur. Hanefi ise Şafii olur. Bunun yüzlerce örneği vardır. Hanefiyi taklit edebilirsiniz. Taklit edecek olursanız abdestiniz bozulmaz , tavafınızı sahih olarak yaparsınız." dedim. Hanım kardeşimiz , " E'ûzubillah!" dedi. Yani sanki dinden çıkmış düşünüyorlar. Böyle bir algı var. Mezheplere bu derece taassupla bağlılık uygun değil. " (İlme adanan bir ömür, Mehmet Savaş, sayfa 406)

Hakikaten, bir mezhebe bağlılık taassup derecesinde olmamalıdır. Çünkü, her mezhep imamı içtihadını İslam'a göre yapmış, ayeti çözümlemiş, hadislerden yararlanmıştır. Onun içindir ki, aşırılıkları, bağnazlıkları terkedip İslam'ın engin, geniş ufkuna kendimizi bırakmamız bir zorunlulukur. .

Netice olarak;

Günümüz dünyasında ileri gidemediğimizin sebeplerinden biri de taassuptur, bağnazlıktır, mezhebi din haline getirmektir.

Bendeniz, bazan Hollanda ülkesinde Faslıların camiine cuma namazına gitmekteyim. Onlarda halen bir ezan ve bir kametle cuma kılınmaktadır. Uzun bir hutbe ile cuma bitirilmektedir. Dileyen Müslümanlar sünnet kılıyor, yoksa sünnet kılınmamaktadıı.

Oysa bizde, cuma günleri sanki zuhr-i ahir yarışı yapılmaktadır. Hatta imam bile bunu kürsüden duyurmakta, tesbih namazının tarifini yapmaktadır.

Ne oldu, sanki, yıllarca görev yapmış olduğum cami de bir cuma vaazımda zuhr-i ahir namazının farz, vacip, müstehap bir namaz olmadığından bahsettiğimde çok kişi beni ta'n etmişti. Şimdi bakıyorum da herkes kuzu kuzu dört ilk sünnet, iki rekat farz ve dört rekat son sünneti kılarak camiden ayrılmaktadır.

Zaten, Başkanlığın görüşü, kılanlara karışmayın, kılmayanlara da buğz etmeyinizdir.

Rabbimiz!... Bütün Müüslümanlara birlik, beraberlik, dayanışma içerisinde olmayı nasib eylesin!.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın