GÖRECEKSİN GELECEK BABAN!
Malumdur ki, 20 Haziran 2021 "Babalar Günü"dür!.. Böylesi bir günün tüm babalara hayır, bereket, sağlık, sıhhat, hayırlı ömür getirmesini yüce Allah'tan niyaz ederek kısacık makaleme başlamak istiyorum:
Sahi " Babalar Günü" günü bizlere neyi, neleri hatırlatmaktadır? Sıcacık döşeklerde gerine gerine uyumayı, yatmayı mı? Maaş devletten, yiyip içip yan gelip, boş verip gezmeyi, vurdum duymazlığı, lakaydiliği, laübaliliği, boş vermişliği mi hatırlatmaktadır?
Yoksa, figan düşmüş, hicrane boğulmuş, gazi olmuş, gidipte gelmemiş babayı mı? Hakikaten, millet olarak tarihimizi tetkik etmiş olduğumuz zaman görülecektir ki, bizim babalarımız çilekeş, hayatı yaşamaktan yoksun, kimi fakir, kimi gariban, kimileri de cepheye gitmişlerde bir daha sılaya dönmemiş babalardır!..
Ben kendim, ninemin ağıt seslerini hala belleğimde hisseden, duyan, acıklı acıklı yankı yapan deyişlerini duyar gibiyim. Dedem, Yemen diyarlarına, meçhul bir harbe gitmiş, daha toy, delikanlı, yeni evlilik yapmış birisi iken!..
Arkada, üç erkek ve iki kız çocuğu bırakarak, diyar-ı Yemen'e yalın ayak, ayağında çarıkla sefere çıkmış, bir sene, iki sene, üç sene derken bu gün olmuş hala da dönmemiştir dedem. Naaşı nerede, hangi muhitte, Yemen çölünün neresinde gömülü, kabri belli mi bilen bulunmamaktadır.
Tıpkı bunun gibi, binlerce evlad, baba hasretiyle yanıp tutuşmaktadır. Kimileri, Çanakkale cephesinde şüheda şerbetini içen babaları, dedeleri için ağıt yakar iken, kimileri Filistin'de, Kafkas'larda, Kut'ul Amare'de, Fizan'da, Trablusgarp'ta kalan babaları için feryadı figan etmektedir.
Kimileri, 1950 yıllarında Nato'nun isteği üzere Kore'ye gidipte gelmeyen babaları için ağıt yakmaktadır.
Günümüz dünyasında, halen, kanayan bir yara, kangren olmuş bir çıbanbaşı hastalığına karşı mücadele veren babaların naaşları karşısında, kimileri de bir ümidle " babam tekrar dönecek" diye arzu ile yollara bakan evtlatlar misalidir.
Hal böyle iken, kimileri hayırsız evlatlarda, babaya itaatin, Allah'a itaat olduğunu unutmuşlar, onların yanlarında fosur fosur sigaralarını tüttürmekteler, ayak ayak üstüne atarak, " Git be " diyerek onların aziz hatırasına, narin gönüllerine gölge olmaktadırlar.
Ama, onların unuttukları, geri plana attıkları bir husus bulunmaktadır: Babaya isyanın, Allah'a isyan olduğunu, isyan eden, laübali davranan evladların hayatları boyunca iflah olmadıklarını unutan evladlar!..
Tüm balalarda olduğu gibi, benim babamda bana doya doya dua yapmıştır. Eğer ben , bu gün ayaktaysam, bir şeyler yapmaya çalışıyorsam, onun duası sayesinde olmaktadır.
Her baba, gönüllerini evlatlarına açmışlar, ama, evlatların bundan haberleri çok azdır. Onların bizler gibi hislendikleri, oluk oluk göz yaşı döktükleri, aç kaldığımızda yemeyip, lokmalarını bizim boğazımıza soktuklarını unutmak, zavallılık, biçarelik değilde nedir Allah aşkına?
Lakin, 21 nci çağın evlatları, hiç uğruna, hokkabazlık, çılgınlık, asri inatlaşmalar uğruna babalarını bilmiyor, onların engin gönüllerini hoş etmiyorlar!..
Babanın duasına bakınız ki, " Halk yanındaki yerin olsun gökteki yıldız, Rabbin iki cihanda bırakmasın yalınız".. işte babanın evladına yapmış olduğu muhteşem duadır.
Bu gün bizler, evlatlar olarak, babalarımızın kıymetini yeterince bilmiyoruz. Onlara gereğince hürmet etmiyor, saygıda kusur ediyoruz. Ümmet ve millet olarak, bizler, Batı insanları gibi, babamızın yanında birasını içecek, sigarasını tüttürecek, yudum yudum şarabını içmeyeceğiz ve içmemeliyiz!..
Batı insanı, evladı, on sekiz yaşar yaşamaz, kaderine terketmekte, ne evliliğini,, ne insanlığını, nede nerelerde, nasıl savrulduğunu düşünmemektedir. Ama, bizler müslüman olarak, ölünceye kadar, son nefesimize kadar evladımızın takibinde, onun her adım atışından bile kendimizi mükellef hissederiz.
Netice olarak;
20 Haziran 2021 " Babalar Günü"nü kutlar iken, bu duygular, bu hisler muvacehesinde kutlamak istiyorum. Yoksa, el gördülük merasimlerle, kutlamak istemiyorum.
Yine tekraren diyorum ki: " Göreceksin gelecek baban" klişeleşmiş sözünü bir daha tekrar ediyorum. Baba, askerde iken şehit olmusşa, onun babası herkes olmalı, onun başını okşayarak, babasız olduğunu hissettirmemelidir.
Daha önceki, bir yazımda da bahsetmiiş olduğum gibi, bir iki sene önce, Afşin Ulu camiinde katılmış olduğum şehid bir babanın ve şehid beş yaşındaki evladın cenazesinde annenin haykırdığı gibi, " Onu babasının yanına gömün, çünkü o korkar" diye inleyen bir annenin, dramı, acısı hali hazır beynimde şimşekler çaktırmaktadır.
Asri mezarlığa her gidişimde, mümkün mertebe baba ile beş yaşındaki şehidlerin mezarını ziyaret etmeden oradan ayrılmam. Dolayısıyla,
Tüm babalarmızın ruhaniyetleri şad, makamları cennet olsun.. Yaşayan babaların da " Babalar Günü"nü içtenlikle kutlarım. Çünkü, yaşayan babaların kıymetini, yaşayan evlatlar bilmemektedir.
Ama, ne zamanki fani alemden, ebedi aleme göç ettiklerinde, evlatlar kendilerini bir boşlukta bulacaklar. " Ahh ben ne yaptım?" sorusunu kendilerine sık sık sorucaklardır.. Rabbimiz!.. Ölmüş babalarımıza rahmet eylesin, yaşayan babalara da sağlıklı bir ömür nasibi müyesser lütfetsin!.. Babalar günü kutlu olsun!.. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın