Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

GERÇEKTE İHYA EDİLMESİ GEREKEN İBADETLER!.. 

     Din bilginleri, Kur'an aydınları, milletin önünde bulunanlar, ne yazık ki, yapılması gerekeni yapmayıp, rivayetlere, atalarcılığa itibar ederek, farz ve sünnet ibadetleri kasıtlı, bilinçli veya bilinçsiz unutturmaktadırlar!.

     Örneğin, Şii Fatimilerden kalma adetleri Müslüman kitleler olarak kutlamaya, gecelerinde mevlidler okuyarak geceyi kutlamaya dair bir sahih rivayetin var olduğunu nasıl iddia edebiliriz?  Halbu ki;

     " Gerçekte ihya edilmesi gereken nice Sünnet olan ibadetler ve namazlar var, ama ne yazık ki bu, önce ilim sahibi oldukları zannedilen bazı insanlar, sonraa da cahiller tarafından tamamen terkedildi. Buna bir kaç örnek verelim:

     1- Tahiyyetü'l- Mescid Namazı, 2- Küsûf ve Husûf namazı,  3- Farz veya vacip ( Vitir gibi) namazlarda, İslâm düşmanlarının Müslümanlara yaptıkları zulümlerden dolayı, onların aleyhine dua etmek, Müslümanların verdikleri cihadın üstün gelmesi niyetiyle, Kunut'ta okumak. 

     4- İstihare namazı, 5- Teheccüd namazı, 6- Yağmur yağması için dua ( İstiska Namazı). 6- Duha ( işrak) Namazı. 7- Pazartesi, Perşembe ve her kameri aydan üç gün- Eyyam-ı Bıyd- oruç tutmak. 

     8- Muharrem'in dokuzuncu günü ve onuncu ( aşure) günü oruç tutup o günde fakirlere tasaddukta bulunmak. 9- Zilhicce'nin ilk on günü oruç tutmak.  10- Ramazan'ın son on gününde itikafa girmek, vb. " ( Kandil Geceleri ve bin yıllık yanılgı say. 130) 

      Günümüz dünyasında yaşanmaya çalışılan geceler, Süleyman Çelebi'nin mevlidini okumak, kitleleri oyalamak, avutma , heyecanlandırma, kendilerinden geçirme an ve gecelerden ibarettir.  

     Maalesef, dünyanın hiç bir İslam ülkesinde bulunmayan, yaşanmayan, gündemi ve kitleleri meşgul etmeyen geceler sadece bizim milletimiz tarafından ihya edilmekte, Mevlid kiraatları yapılarak kitlelerin heyecanı bir nebzecikde olsa dindirilmektedir. 

     Böylesi merasimlerde, bilindiği üzere Kur'an ağırlıklı olmayıp, hafızın kısa bir bahir okuyarak, ağırlığın mevlide verilmesi, kitleleri heyecana boğma, duygulandırma, kendilerinden geçirme seanslarıdır. 

     " Diğer bir husus; Mevlid, Reğaib, Mi'rac ve Beraat geceleri " Kandil" adlandırması ile anılırken, nedense " Leyle-i Kadir" gecesini, " Kadir Kandili" diye anan hiç kimse olmamıştır. Bunun ilginç yanı , o günde genel olarak zaten camiler aydınlatılmakta olduğu için mi, yoksa Allah, Kadir Gecesini " Kandil Gecesi" diye adlandırılmaktan koruduğu için mi bu adla anılmadı, onu Allah daha iyi bilir.

     Âişe'den (r. anha) , Allah'ın Nebisi ( sav):  " Ne bir gece sabaha kadar namaz kıldı, ne bir gecede Kur'an-ı  tamamen okudu ve ne de Ramazan'dan başka bir ayın tamamını oruçla geçirdi. " ( Nesâî, Sunen el-Kubura: c, 2/ 2657) 

     Hâlbuki Allah'ın Rasulü (sav) bir ameli işlediğinde onu devamlı yapmak isterdi, velev ki bu amel az da olsa. Buradan hareketle bile, bizim bu gün sahabenin yapmadığı amelleri nasıl rahatlıkla yaptığımız anlaşılır. Elbette ki salih amelde örneğimiz Allah'ın Rasulü (sav) ve O'nun ashabıdır.

     Özellikle " Kandil Geceleri" ve o gecelerde yapılan ibadetlerin hiçbirisi, Allah'ın Rasulü (sav) ile O'nun ashabı zamanında yoktu. Âlimler nafile namazlara hiç bir hudud koymamışlardır. O gece ile ilgili bâtıl haberlerden dolayı özel bir gayret ortaya koyduklarını, Selef-i Salihin'in hayatında kesinlikle göremeyiz. 

     Bu geceleri hiçbir sahabî bu adla adlandırmamıştır. Çünkü bu konudaki uydurma hadisler hicrî dördüncü asırda ortaya çıkmıştır" ( Bin Yıllık yanılgı, M. E. Akın , sayfa 131) 

     Netice olarak;

     " Kandil Geceleri" denilen gecelerden bir anda kurtulmak,  hurafesiz bir gece yaşamak mümkün olmadığına göre, hiç olmazsa, böylesi gün ve gecelerde, tesbih sallamaktan kurtulmak için Kur'an'a yönelinmeli, okuma, mesajlarını sade bir dille insanlara anlatmalıdır.

      Şimdi bir hususu rahatlıkla söyleyebilirim: Eski Başkanlardan Mehmet Görmez hoca, bu gecelere ayrı bir önem atfediyor, elinde üç çeki tesbihiyile şow yapıyordu. Oysa,

     Reislik makamından alındıktan sonra, Kur'an ve Sünnet üzerinde konuşmaya başlamış, dinde Mevlid okumanın yerinin bulunmadığını söyler olmuştur.  

     Bir kere, insana demezler ki, sayın Başkan!.. Dün ne işliyor, yapıyor, neyi tavsiye ediyorsan, bu gün hangi noktalarda at oynatmaktasın ! demezler mi insana? 

     Görev yapmış olduğun zamanda, tepene silah dayayıp " yap bunu " diyen bulunmaz iken, bu günde aynı hamam, aynı tasla gusül yapılmaktadır. 

      Zaten, bizler millet olarak, buradan kaybeder olduk. Görevli iken başka, masa başında iken değişik, masayı kaaybedince, görevden ayrılınca daha farklı olmaktaayız. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın