DÜĞÜNLERİMİZDE ÖLÇÜLÜ OLALIM!..

Ne yazık ki, millet olarak düğünlerimiz konusunda sınıfta kalmaktayız.

İsterseniz, mahalle aralarında yapılan düğün şenliklerine bir kere nazar ediniz!... Havalara savrulan paralar mı dersiniz, çalgıcılara verilen binlikler mi, köşe başlarında alkol almaktan sızıp kalmış ayyaşlar mı dersiniz, genelde herkesin belinde ve ellerinde bulunan silahların havalara kurşun yağdırması mı dersiniz, ne dersek diyelim, düğünlerimiz, birer mutluluk günleri olmaktan çıkıp , sanki israf evleri oluyor, polisin, jandarmanın etkili olamadığı günler olup çıkıyor...

Maalesef, davulun güm güm vurmasıyla, insanlar, düğün sahipleri şirazesini kaybedip delirdikçe deliriyor, zıvanadan çıktıkça mayahoşlaşıyor..

Tabii ki, düğün esnasında zaman zaman kavgaların oluşu, israfın, helal alın terlerinin havalara savrulması anlatılacak gibi değildir.

Düğünlerimiz, genç çiftlere mutluluk, huzur ve bahtiyarlık getirmelidir. Aşırı, çılgın davranışlar, saçmalıklar sebebiyle yeni evlenen insanlara mutsuzluk getirmemelidir. Çünkü,

Aziz peygamberimiz (sav): " Kolaylaştırın , zorlaştırmayın! Müjdeleyin, nefret ettirmeyin!" buyurmuş iken, bizler, bu güzel emri geri plana atmış olursak, gençleri içinden çıkılmaz, baş edilmez borçlara sürüklersek, sonuçta bu evlilik devam edebilir mi?

Bu nedenle, israf, insanın herhangi bir eyleminde aşırı gitmesi, haddi aşması anlamlarına gelmektedir. Söz konusu etmiş olduğumuz israf, şüphesiz ayette geçen " Ey hadlerini aşıp kendilerini israf eden kullarım, Alllah'ın rahmetinden asla ümit kesmeyiniz !" (39/53))

Ehli iman kitleleri olarak bizler, düğünlerimizi, evliliklerimizi kolaylaştıralım, Eski ve batıl bir adet olan başlık parası gibi sıkıntılara kat'iyen prim vermeyelim.

Maalesef, ülkemizin kimi yerlerinde şahit oluyoruz öylesi düğünler birer yıkım haline gelmiş, aşırı şekilde takılan altın gösterişleri, düğünler, envai çeşit silahlarla havalara mermi yağdırmalar bizleri tiksindirmekte, çileden çıkarmaktadır.

Düğünlerimizde israftan uzak, yıkıcılıktan uzak, sade, israfsız, göşterişsiz şekilde icra edilmelidir. Böyle yapılırsa, hem evlenenler mutlu olacak, hem de yeni evlenecek gençlere örnek bir davranış sergilenmiş olunacaktır.

Düğün yaparken, düğünlerde eğlenirken kat'iyyen din dışı davranışlara, israfa dayalı hareketlere prim vermeyelim. Tabii olalım, ölçüyü, ve dengeli olmayı elden bırakmayalım.

Yüce ayeti kerimede belirtildiği gibi; " Kendileriyle huzur bulmamız için bizlere eşler yarattığını, aramıızda sevgi ve rahmet bağları var ettiğini." ( Rûm Sûresi, âyet 21) buyurulduğu gibi, Müslüman kitlelerin ölçülü, aşırılıktan uzak bir halde düğün yapmaları arzu edilen bir eylemdir.

Bazan düşünmedene edemiyorum: Eski düğünlerde, gençlerin cirit oynamaları, güreş tutmaları unutulmayacak davranışlardı. O günü, güreşler, gençliğin arzuladığı, sportif faaliyetlerde bulunduğu örnek davranışlardı. Şimdi soruyorum, ne oldu güzel hasletlerimize?..

Netice olarak;

Düğünlerimiz, her türlü çılgın hallerden uzak birer mutluluk günleri olmalıdır.

Fuzuli gösterişlerden öte , gereksiz harcamalardan beri, haram yollardan beri, içki, alkol tüketme cıfıtlığından beri olunmalıdır düğünlerimiz.

Tabii ki, gençlerimiz eğlenmelidir. Müslüman Türk'ün unutulmayacak adetleri sinsin oyunları, erkeklerin erkekçe halay çekmeleri, kadınlarında kendi aralarında eğlenmelerinden başka tabii ne olabilir ki?

İşte, böylelikle, düğünlerimiz israf ekonomisinden kurtulmuş, gençlerin yuvalarına Besmele ile başlanmış olunur.

Rabbimiz!.. Gençlerimize güzel günler, hayırlı düğünler, sünnet üzere ameller nasib eylesin!.. Selam ve dua ile...

Şerafettin Özdemir