Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI !.. 

      Başkanlığımız; 3 Mart 1924 tarih ve 429 sayılı kanunla kurulmuş, kurulduğu günden bu yana azimle, gayretle, samimiyetle görev yaparak bu günlere gelinmiştir. 

      Diyanet İşleri Başkanalığı, asırlarca süren hizmet deneyimi ile  çalışarak, aziz milletimize dini yönden, ahlaki yönden hizmet ederek, hizmet üstünea hizmet, başarı üstüne başarı göstererek hizmet azmine layıkı veçhile devam etmektedir.

     Tarihe merakı olan insanımız bilir ki, Müslüman milletimiz, nice nice kara günlerden geçerek, açlığı, sefaleti, yokluğu yoksulluğu yaşayarak bu günlere gelinmiştir. 

     Bilindiği üzere, Osmanlı Devleti'nde din işleri, asırlar boyunca , şeyhulislam'ın bulunduğu meşihat makamı tarafından yürütülmüş, Başkanlığımız kurulduğu andan itibaren bu kutsal görevi üstlenerek bu günlere gelinmiştir. 

     İlk defa Reislik makamına M. Rifat Börekçi hoca tayin edilerek, hoca efendi vefatına kadar bu ulvi makamı azimle, şevkle, aşkla yürütmüştür. O günün şartlarını iyi bilmek, ona göre değerlendirmek lazımdır. 

     Ezanın, asli şekli bırakılarak, " Tanrı uludur" şekline dönüştürülmüş, tam tamamına bu kaotik durum 18 yıl minarelerde ezanın öksüz bırakılmasına sebebiyet vermiştir. 

     Diğer taraftan, " Türkçe ibadet" adı altında, her dini emir tersine döndürülmüş, aksini icra eden görevliler görevlerinden alınmış, direnenler, aksini yapanlar kodesleri boylamıştır. 

     Kendi İlçem, Ashab-ı Kehf makamından yaşanmış  bir misal verecek olursam" Muhyiddin hoca isimli, emektar hoca efendi, bu hizmetini meccanen yapmış olduğu halde, 1945 yılında, bir gün mekanın damına çıkarak , Türkçe ezan yerine,. Arapça ezan okumuştur. 

     Ama, ne hazindir ki, ezanı okuyup aşağı indikten sonra birde ne görsün. İlçe'nin resmi makam sahipleri oraya gelmişler, okunan ezanı dinlemişlerdir. Hoca efendi, daha aşağıya iner inmez, komutan, hocanın suratına öylesine bir tokat atmıştır ki, sanki hoca bayılacak pozisyona gelmiştir. 

     Ve diyor ki komutan: "  Hoca!.. ezanın Arapça yasak olduğunu bildiğin halde, niçin Arapça ezan okudun?" diyerek hoca efendiyi azarlamış, toplum önünde rezil etmiştir. Ama, görevliler ayrılırken, hocayı tokatlıyan hocayı bir köşeye çekerek" Hocam!.. Ellerim kırılsın, seni dövmüş oldum, bana hakkını helal eder misin?" dileyerek özür dilemiştir. 

     Maalesef, böyle bir kâbus ülkenin her tarafında yaşanmış, milletimiz sanki camiye. ezana ve din hizmetine küstürülmüştür. Kur'an okuyan kalmamış, okutacak kimsede ortaya fırlayıp "ben bu işi yaparım!" diyememiştir. 

    İşte, Başkanlık; böylesi zorluk içerisinde görevine devam etmiş, Ahmet Hamdi Aksekiler'in, Ömer Nasuhi Bilmen'lerin, Tevfik Gerçekerler'in, Tayyar Altıkulaç beylerin ve diğer hoca efendilerin üstün hizmetleri ile günümüz dünyasına gelinmiştir. 

     Güne gelinceye kadarda, bir kısım zorluk, zorlama örneğin 15 Temmuz aşağılık darbesi sanki doğrudan Diyanet'e yapılmış gibi zuhur etmiş, İHH.lerin, İlahiyatların, Kur'an Kurslarının, eğitim merkezlerinin kapatılması, tedrisatlarına son verilmesi istenmiştir. 

     Bunların yerine, 15 Temmuz haininin kafasındaki kirli düşünceler,  rüyalar, Mehdilik, Mesihlik palavrası gündemi meşgul etsin Başkanlığın hizmeti inkıta uğratılsın denilmiştir.  Ve halende, bu kirli , haince düşünceleri devam etmektedir. 

     Dolayısıyla, 3 Mart 1924 yılından bu yana, Başkanlığımız, görevine, hizmetine devam etmektedir. Hizmet kadrosu bu gün yüz binleri geçmiş, göğe yükselen mabedler ve minareler  her geçen gün artarak çoğalmaktadır. 

     Ancak, tabii ki, hizmette kusur aranacaksa, Kur'an Kurslarında hafızlık yapmanın yanı sıra arapça, tedrisat yapılmamaktadır. Ramazan aylarında, Kur'an-ı Kerim'i güzel okuma yarışma hafızlarından mahreci hurufatı güzel yapmalarından, güzel sesden öteye gitmemektedir. 

     Netice olarak;

      Ümid ederiz ki, Başkanlığımız, yeni yeni 15 Temmuz sahtekarlığının hortlamaması için, şeyhlere, mehdilere, mesihlere , rüyacılara, bir çözüm sunmuş olurlar.

     Örneğin, Fetö denilen hain, böyle bir boşlukan istifade ederek millet evlatlarına silah çekmiş, aziz milletin helal paraları yabancı ülkelere peşkeş çekilmiştir. 

      Başkanlığın, üstün hizmetleri arasında Yurt Dışı hizmetleri, Eğtim Merkezleri takdire şayan hizmetlerdir. Temennimiz, diğer hafızlık yapan kurslarda, aynı minval üzere hizmet eder, öğrenciler hafızlığın yanı sına arapça talimlerini de yapmış olurlar. 

      Konumuzu şu hadisi şerif meali ile bitirelim:

     " Müminler; birbirine merhamette, birbirin sevmede ve birbirine yardım etmede; tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları ona yardım etmek için çabalarken, uykusuzluk ve yüksek ateş ile tepki veren bir bedene benzer." ( Buhârî, Edeb, 27) 

     Son sözler olarak, Rabbimizden niyazım, gelmiş geçmiş tüm görevlilerin makamlarının cennet olması, Rasulullah (sav)'e komşu etmesidir!.. Selam ve dua ile...

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın