Diyanet Emekliler Derneği ve Hizmetleri
" Körle gören bir olmaz." ( Fâtır sûresi, âyet 19, " Karanlıklarla aydınlık da bir olmaz." ( Fâtır sûresi, âyet 20). " Gölge ile sıcaklık da bir olmaz." ( Fâtır sûresi, 21 ) " Dirilerle ölüler de bir olmaz. Allah dilediğine işittirir; yoksa sen kabirdekilerde bulunanlara işittirecek değilsin," ( Fâtır sûresi, âyet 22 )
Diyanet Emeklileri Derneğini, faaliyetlerini, çalışmalarını yakinen takip eden birisiyim. Allah, çalışmalarında muvaffak eylesin. Âmin!..
Genel Başkan, ( eskimeyen) müşavirimiz Arif Soytürk hocamız, azimle, iradeyle, aşkla ve şevkle üstlenmiş olduğu bu güzel çalışmayı devam ettirmektedir.
Hafta sonları, davet etmiş olduğu bir alimi, ilim adamını konuşturarak, konferans verdirerek sorunlarımıza, bilmediklerimize, bilinmesi gereken hususlara derman ve deva olmaktadır.
Arif beyi; 1989 yılında tanıdım. Yurt dışı sınavlarında başkanlık ederken gördüm.. Disiplinli, terbiyeli, azimli duruşu ile, bir de pırıl pırıl delikanlılığı ile alkış alıyor, görevinde en küçük bir disipsizliğe meydan vermiyordu.
Ama, gün oldu, Arif hocamız Hollanda'ya müşavir olarak atandı. Bu ülkede de görev yapmış olduğu süre zarfında görevini bihakkın yerine getirerek, herkesin, her kesimin takdirini kazanmış oldu..
Bu ülkeden ayrılıp gittikten ve emekli olduktan sonra, yine delikanlılığını göstermiş oldu. Diyanet Emeklileri Derneği'ni kurarak, ( detayını bilmiyorum) " din adamı emekli olmaz, son nefesine kadar insana, insanlığa faydalı olur" fehvasınca bu defada dernek başkanı olarak faaliyetlerini yürütmektedir.
Örneğin, Ramazan ayı içerisinde eski Başkanlarımızı iftara davet ederek, yani, Tayyar Altıkulaç gibi bir deha ile hiç olmassa internet sayfalarında görüşmüş olduk..
Tayyar beyin " Zorlukları aşarken" isimli üç ciltlik kitabını, anılarını, yaşamış olduğu iyi veya nahoş halleri içeren eserini ikinci kez okudum.. Allah, kendisine sağlık, sıhhat, esenlik lütfetsin!..
Süleyman Ateş hocamız, Said hocamız Ali Erbaş hocamız Lütfi Doğan hocamız ve tüm emektar daire başkanları oradaydı. Onları orada görünce mutlu oldum. Çocuklar gibi sevindim.
Dr. Fahri Demir hocamız, bilmiyorum orada mı idi? Merhum Hamdi Mert, onunla bir amir ve memur olarak ilişkilerimiz, bir bir gözümün önünden geçti gitti.. Makamı cennet olsun!..
Hakikaten, Diyanet böyle bir kurumdur. İlk Reis, Şerafettin Yaltkaya hocamız, ya Ahmet Hamdi Akseki'ye ne demeliyim. 2017 Ramazan ayında, bir iki hafta Ankara'da kaldım. Onun ismini taşıyan camide teravih namazı kılmak nasip oldu.
Sanki, ismini taşıyan camide teravih namazı kılmadım da, onun ilmini, azmini, yiğitliğini, hizmetini yaşar gibi oldum. ' Mezahibun Telfik' isimli Türkçeye kazandırmış olduğu müthiş eserini üç defa okudum.
Nereden nereye?
Diyanet İşleri Başkanlığımız; bu günkü noktalara gelmezden önceki halini, fakirliğini, kadrosuzluğu, devlet içerisinde sıkışmış halini hiç unutmamak, geri plana atmamak lazımdır.
18 yıl gibi bir zaman diliminde, " Türkçe ezan" kâbusunu; kat'iyyen unutmamak gerekir. Ömer Nasuhi hocayı, Ali Bardakoğlu'nu, Mehmet Görmez beyi kim unutabilir? Ya Dr. Lütfi Doğan merhumu?
Netice olarak,
Arif Soytürk hocamı kutluyorum.. Allah uzun ömürler versin, İnşallah, daha verimli, faydalı hizmetlere imza atacaktır.
Ümid ediyorum ki, Arif bey, kuru mealcilik anlayışından ziyade, bu aziz millet evlatlarının Kur'an'ı; okuma, anlama ve emirlerini yaşama mevzuunda da hizmetleri olacak, donanımlı alim ve ilim adamlarımızı davet ederek, bilgilerinden istifade etmiş olacağız..
Keşke!.. Ülkemiz genelinde bir yapılanmaya gidilmiş olsa, her İl ve İlçemizde derneğin şubesi açılmış olsa daha iyi olmaz mıdır?.. demekten, sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum..
" Ayînesi iştir kişinin lâfe bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."
diyor, bu tür çalışmaların daha çoğalmasını niyaz ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum.
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın