Hamza Uğurlu

Hamza Uğurlu

Mail: bilgi@hamzaugurlu.com

Dert Çok, Dertli İnsan Az (2)

Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, günümüzde örnek şahsiyetlere her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu, fakat bu örnek insanların gökten inmesini bekleyemeyeceğimizi, bu örnek insanları yetiştirmek için elimizden gelen her türlü fedakarlığı vazife telakki etmemiz gerektiğini, ifade ediyorlar.

Adam yok diyen, kimse gelmiyor ki diyen hocaların dertleri (!) çok büyük. Onlar hizmet edecekleri insanları ayaklarına bekliyorlar. Elimde olsa, "Arkadaşlar bu hocalarımıza bir yardımcı oluverelim. Bak adam bulamıyorlarmış!" diyeceğim ama benim de böyle bir gücüm yok.

Eğer kendini gerçekten dertli hissediyorsan, bu insanları bulman çok zor olmayacak; denizde kum etrafında hizmetine muhtaç 'sessiz çığlıklar'!

Onları görememen mümkün değil eğer (kalp) körlüğü yaşamıyorsan. 
Görememen mümkün değil eğer dertliysen! 
Dertli isen onları kuyudan bulur çıkarırsın be hocam.

Bak, Derkavi Hazretlerine burada kulak ver:

Bu hak dostunu, hocası bir bölgeye gönderip hizmet etmesini ister. Fakat orada manevi sohbetleri yapabileceği bir tek Allah'ın kulu bile yoktur. Hocasına bu durumu söylediğinde hocası ona;

"Muhtaç olduğun insanı kendin doğuracaksın!. Onları kendin bulup yetiştireceksin." cevabını verir.

Ne diyor?

"Muhtaç olduğun insan... "

Eğer bir insan, hizmet edeceği insana, kendisini muhtaç hissediyorsa, isterse onu kuyudan bulur çıkarır!

Buradaki püf nokta, insanın kendini muhtaç hissetmesi. Tıpkı suya olduğu gibi, oksijene olduğu gibi...

Bir gün onların, bizlerin ahiret azığımız olduğunu anladığımızda, 'adam yok' safsatasından ya da 'kimse bana gelmiyor ki' acizliğinden kurtulacağız inşallah.

Hz. Mevlana, ormanda fenerle adam arayan birisine "Boşuna uğraşma, git yat, ben çok yoruldum onu aramaktan." der. Adam Hazrete acı acı bakar ve;

"Ben de biliyorum bulamayacağımı ama hiç değilse onun hasret ve arayışı içinde dolaşıyorum. Onun hasreti bile bana zevk veriyor." cevabını verir.

Bir tarafta adam yok deyip uzunca tatile çıkan veya kenara çekilen bedbahtlar, bir tarafta da adam aramaktan zevk alan bir insan profili!

Heyhat!

Mum gibi erimiyorsa insan "Yanıyorum" dememeli;
Yanmaktan korkuyorsa kişi "Aşk Kapısı"nda girmemeli... 
Ya "Kor Yürekli" olmalı insan; 
Ya da kor barındıracak kadar "Yürekli"... (Şems-i Tebrizi)

Bu 'sessiz çığlıkların bize ihtiyaçlarından çok, bizim onlara ihtiyacımız olduğunu anladığımızda, artık kimse 2 ay- 3 ay yaylaya, çayıra, bayıra, (sevgili) meyve ağaçlarına gidemeyecek, adam yok diyemeyecek, kimse gelmiyor ki bahanelerinin arkasına saklanamayacak!

Ama bunun için önce, 'acıyın bize' feryatlarını duyan ve gören bir kalbe sonra da onlara acıyan bir vicdana ihtiyaç var!

Facebook Yorum

Yorum Yazın