Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

DEİZM, Hayattan Soyutlanmış Bir Tanrı İnancıdır


 " İyi bilin ki, Allah katında canlıların en şerlisi aklını kullanmayan ( gerçek) sağır ve dilsizlerdir." ( Enfâl sûresi, âyet 22 ) 

     " Ya da, sanır mısın ki onların çoğu ( ilahi mesajı) işitir veya ( hakikati) akleder? Hayır, onlar sürü ( iç güdüsüyle davranan) hayvan gibidirler, hatta yoldan sapma konusunda daha da beterdirler." ( Furkân sûresi, âyet 44 )

      Şu insanoğlu, nelerle, ne tür fikirlerle, icadlarla, düşüncelerle, ideolojilerle ve uyduruk şeylerle uğraşır oldu değil mi?..  Kimileri, parasını ilahlaştırır iken, kimisi sevdiği hanıma tapmakta, kimisi evlat çokluğuna, kimileri kabile ve kavim ekseriyatına, kimileri de servetine, malına, mülküne ve saltanatına tapmaktadır. 

     Ateizm denilen Allahsız sapıklık, sanki bitmiş gibi, miadını doldurmuş gibi, bu defada dünya fikir çömezleri, put yapıcıları " Deizm" denilen hastalıklı iddiayı öne sürdüler. 

     Peki, nedir " Deizm?"  Yani " Deizm", yaşanan hayattan soyutlanmış, kainata ve beşeriyete hiç bir etkinliği ve müdahalesi olmayan bir Tanrı idrak ve algısında sıkışıp kalmıştır ; ki, günümüz felsefecilerinin iddialarından uydurmalarından, sapkınlıklarından başka bir şey değildir. 

     Yani, mes'elenin altında yatmakta olan etken; Batı düşüncesinin, Allah'sızlığının, peygambersizliğinin öne sürülmesinden başka bir şey değildir. 

     " Öyle ya, fıtratlarının gereğini yapmayan, vahye kulak vermeyen, vahyi gerçeklikler üzerinden tefekkür etmeyen insanların inşa ettiği bir medeniyete yani Allah'ı yeryüzünden soyutlamış ilim/bilim denilen hezeyanlarına öykünmenin karşılığı " aşağılık kompleksi" değildir de nedir? 

     Ve maalesef Müslümanların çoğunlukta olduğu coğrafyalarda bu komplekse sahip insanlar asırlardır iktidardalar ama sahte güçleriyle ve yıllardır zulmettikleri beldelerden bugün kaçıp giderken götürmeye çalıştıkları kilolarca altınlarla ve banka hesaplarıyla aynen Kur'an'ın; Enfal sûresi, 22 nci ayeti kerimesinde beyan buyurulduğu gibidir. 

     " Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık ( hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp anlamazlar, gözleri vardır bununla kavrayıp anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvan gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır." ( A'raf sûresi, âyet 129) vb.  ayetlerinde açıkça söylendiği gibi " aşağılık varlık" olmaktan da çok mutludurlar. 

     Evet, aşağılıktırlar; çünkü akıllarını Rab'lerini bilmeye, O'nun emir ve tavsiyelerine uymaya yönelik, değil güce ve paraya tapınmak ve insanlara zulmetmek için kullana gelmişlerdir. 

     Varlık aleminde boşluk doldurduklarından bu yana kendilerinden daha güçlü olanlarla birlikteliklerinin ne'liği üzerine şeytanca düşünüp durmaktadırlar. 

     Çünkü Goethe'nin Faust'un da hikaye edildiği gibi kişiliklerini, bu dünyada ebedi kalacakları ve her şeye sahip olacakları sanısıyla şeytana satmışlardır yani kıyamete kadar varlığına müsaade edilen kötülük zalimlerde, despotlarda, vahyi inkar eden ve hakir görenlerde, Allah'ın hükümlerinin yeryüzünde hüküm sürmesinden rahatsız olanlarda beden bulmuştur.

     Ve onlar kıyametlerinin bir gün vuku bulacağı  gerçeğine rağmen isyanlarında kararlıdırlar. Bilirler aslında ertenebilir bir şey olmadığını ve o yüzden güçleriyle, iktidarlarıyla, mal ve mülkleriyle övünüp durarak akıllarından çıkarmak isterler ölümü. 

     İnsanlara tahakküm kurma arzularının, her devrin adamı olmalarının sürekli güçten yana kürek çalmalarının, peşlerinde kendilerini öven şakşakçılarının, yardakçılarının olmasını istemelerinin arka planında, yalnızlaşma ve yalnız kaldıklarında kendi benlerinin kendi yüzlerine hakikatleri haykıracağı korkusundan başka bir şey yoktur." ( İktibas, Mart 2011,M. Atav, sayfa 19-20)

     Yani, alemi İslam derin uykusundan bir türlü uyanıp, aziz Kur'an'ı konuşturamadığı için, " deizm", " Ateizm" ve benzeri soytarılıklar ortamı, insanlığı meşgul etmeye devam edecektir.

     Sonuç olarak;

     Ne yazık ki, alemi İslam; uyumakta, atıl durmakta, meydanı bu tür çapsız, kapasitesiz inkarcılara bırakmış durumdadır. Müslüman; dünyayı diriltme, Kur'anî mesajları duyurma yerine, şeyh, tarikat, veli, keramet, mehdi, mesih, sufi, mürid , kutup, gavs, üstad, ağabey,  Fetö safsataları ile meşgul olmaktadır. 

     İlim ve bilim alanında ortama fırlayıp, hakkı, hakikati, Kur'anî gerçekleri haykırarak, beşeriyeti kaostan, " Deizm"den ve " Ateizm"den kurtaracak bilginler nerededir acaba? 

     Bilhassa, millet tarihimizde, toplumları bilgisiyle, tecrübesiyle, çalışmasıyla kurtaracak ilim sahiplerini şimdilik göremiyoruz. Sadece, Batı aleminin ortama sürmüş olduğu, insanlığı meşgul ettiği uyduruk şeylere cevap vermekle yetiniyoruz. Oysa,

     Bizim işimiz, savunma değil, hakkı, hakikati , Kur'anî verileri insanlığın yüzüne, beynine, idrakine, izanına haykırarak, bu tür uyduruk, sapık şeylerle meşgul etmemesine çalışmalıdır. 

     Ne demek " Ateizm" ve " Deizm"?  Ne demek kitapsız, meleksiz, peygambersiz bir din ? Tüm bunlar, dışarıdan ithal edilen, alemi İslam'ın beyin ve zihnini karıştırma  eylemleridir.  Müslümanların; çok çok dikkatli, atik, uyanık olmaları Kur'anî bir zarurettir.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın