CUMA NAMAZI VE YAPILAN HATALAR
Cuma namazı vaizin ne güçlü bir vaiz olduğunu göstereceği, imamın eda ve sedasını sergileyeceği, sesinin ne kadar güzel olduğunu, makamının ne üst seviyede olduğunu ispatlayacağı, müezzinin bağıra çağıra, makamdan makama geçerek teganninin en âlâsını yapıp günaha gireceği bir namaz değil. Ey din görevlisi kardeşlerim yapmayın. Bilerek veya bilmeyerek bu hususlarda kul hakkına giriyorsunuz. Nedir Bu Allah aşkına...?
Dışarda kar yağıyor, hava buz gibi, pandemi devan ediyor, milletin bir kısmı dışarda beton üstünde namaz kılıyor, siz onları düşüneceğinize ezanı uzatıyor, kıraatı uzatıyor, hutbeyi sanki nutuk okur gibi okuyorsunuz...
Özellikle cuma günü her şeyin özlü, kısa ve seri olması gerekiyor. Çünkü cemaatte amir, memur, yaşlı, hasta, esnaf var. Zaten bu hususta Hz. Peygamberin hadisi de var. Sevgili peygamberimiz “Sizden biriniz, insanlara namaz kıldırdığı zaman, hafif tutsun. Çünkü onların arasında zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. Herhangi biriniz kendi başına namaz kıldığında ise dilediği kadar uzatsın.” (Buhârî, İlim 28, Ezân 62; Müslim, Salât 183-186. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 61; Nesâî, İmâmet 35; İbni Mâce, İkâme 48, 49) buyurmadı mı? Niye bu hadise uymuyorsunuz? Hiç namaz kıldırmada keyfî uygulama olur mu...?
Namaz kimsenin kendini millete ispat edeceği, kendini sergileyeceği bir ibadet değil. Olabildiğine samimi, hoş görülü, tevazulu, düşünceli yapılacak bir ibadet. İçine riya giren bir ibadet ibadet olmaktan çıkar...
Türkiye'de anlattıklarımın tam tersi oluyor. Bütün din görevlileri olmasa da bazı kardeşlerimiz sanki namazlarını meslek namazı haline getirmişler. Buda ayrı bir dert. Din görevlisinin kendisi cemaate örneklik yapmazsa cemaat yanlış üstüne yanlış yapar. Buda günahtır...
Tekraren söylemekte yarar görüyorum. Ezanı aşırı tegannili okumayın, illa makamlı olsun düşüncesinde olmayın, vaaza ezan biter bitmez son verin, iç ezanı uzatmayın, hutbeyi seri okuyun. İşin içine sesinizi, makamınızı, cemaat sevsin düşüncesini katıp namaza fesad karıştırmayın. Arkanızdaki abdest tutamayanı, yaşlıyı, hastayı, beton üstünde namaz kılanı, soğuğu, yağışı düşünün...
Lütfen düşünün...
Ali Aslan
Samsun
Facebook Yorum
Yorum Yazın