Coronavirüs İnsanlığı Tehdit Etmektedir
" Nerede olursanız olun, ölüm gelip sizi bulur; yıldızlara yükselmiş bile olsanız. Güzel şeylerle karşılaştıklarında " Bu Allah katındandır!" derler; fakat bir kötülüğe uğradıklarında ise " Bu senin yüzündendir!" diye sitem ederler. De ki; " Hepsi Allah'tandır!" Fakat şu topluluğa da ne oluyor; sanki hiçbir sözü anlamıyor!" ( Nisâ sûresi, âyet 78)
Corona virüs denilen illet, Çin ülkesinin Wuhan kentinden çıkarak, dünya geneline yayılma istidadı göstermeye başladığından bu güne kadar, maalesef, dozajını gittikçe artırmakta, insanlığın yakasına iyice yapışmış durumdadır.
Maatteessüf, beşeriyet günümüz dünyasına gelinceye kadar, deprem, kasırga, çığ, toprak kayması, sel baskını, yangın, salgın hastalık, çekirge istilası ve benzeri bir çok afetle karşılaşmış, kimilerini kolay, ucuz atlatır iken, kimisinde bir hayli kayıplar vererek 21 nci çağa gelinmiştir. Şu ayeti kerimeye dikkat edelim:
" Biz hiç bir ülkeye bir peygamber göndermemişizdir ki, ( zamanında) oranın halkını belki ( Allah'a) boyun eğerler diye şiddetli zorluk ve darlıkla sınamamış olalım. " ( A'râf sûresi, âyet 94)
Aziz peygamberimiz de : " Deveni bağla, sonra tevekkül et.." ( Tirmizi) buyurmuştur.
Bu açıdan hareketle, mevzuyu geliştirecek olursak, görmüş oluruz ki, yaşamış bulunuruz ki, bu gün insanoğlunun çekmiş olduğu hastalık sıkıntısı kendi yüzünden, kendi eliyle oluşmakta, hali hazır aşısı bile bulunamayan Coronavirüs problemi , insanlığı korkutmuş, pes ettirmiş durumdadır.
Halbu ki, insanoğlu; yemesine, içmesine, oturmasına, kalkmasına, yaşamasına, giymesine, kadın-erkek ilişkilerine riayet etmiş olsaydı, son peygamber Hz. Muhammed'i azıcık dinlemiş olsaydı, Vallahi, Billahi bu zor günlere gelinmez, feryad-ü figan etmiş olmazdı. Şu hadisi şerifte vurgulandığı gibi:
" Helal, Allah'ın kitabında helal kıldığı şeylerdir. Haram da yine Allah'ın kitabında haram kıldığı şeylerdir. Hükmünü belirtmeyip sustuğu şeyler ise affedip mübah kıldığı şeylerdir." ( Tirmizi, İbn Mâce, Beyhaki, )
İnsan; insanlığın kurdu olmuştur!..
Coronavirüs probleminden tutunda, verem, kanser, kuş gribi, kolera, taun, veba ve benzeri her türlü sakatlığın altında yine insanlar bulunmaktadır. Yani, Çin insanı; biraz daha gayretli olsaydı, her türlü iğrenç, dinin yasak kıldığı, her çeşit haram, domuz ve domuz ürünü gibi nesneleri yemeseydi, Coronavirüs denilen illet bu kadar yayılır mı idi?
Yüce Allah, bir kısım mahlukatı haram kılmış ise, yasaklamış ise, tabii ki, tüm bunlar boşu boşuna değildir. örneğin, kan, leş, hınzir eti ve benzeri ürünler niçin aziz Kur'an tarafından yasaklanmıştır. Allah'ü Tela, bunları haram kılarken, boşu boşuna , haram kılmamıştır.
Çinli insanlar, ellerine geçen her şeyi yer içerken, Hindistan insanı, İneğin kıçına maşrabayı tutup sidiğini hopur hopur yudumlamakta, Arap insanı da, devenin sidiğinde keramet bildiğinden köşe bucak deve arayıp, devenin kıçını beklemektedir.
Tüm marketlerde, domuz ürünleri alenen satılır iken, domuz yağı, domuz mayası, jelatinli ürünler insanların hizmetine sunulmuş iken, hiç kimsenin coronavirüs hastalığından, yayılmasından şikayet etmeye hak ve hukuku yoktur. Oysa, domuz denilen mahlukun , eti, yağı, derisi, kılı ve her türlü parçası rics yani, haram kılınmıştır. Neden ve niçin?
İlim ve bilim insanları, tüm bu yasakların niçin olduğunu aziz Kur'an'dan hüküm çıkararak, izah etmişler, insanlığı uyarmışlardır. Eee, ne yapalım, insanlık da " illa odunumun parası" derse, o zaman nükseden tehlikeleri de göğüslemeli, " ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" sapkın düşüncesine razı olmalıdırlar.
" O, göğü yükseltti ve mizanı ( dengeyi koydu. Mizanı aşmayasınız diye bunu yaptı. Öyleyse ölçüyü hakça yapın, mizanı bozmayın." ( Rahmân sûresi, âyetler 7-9)
Yüce Allah, dengeyi, mizanı, ölçüyü, yaşam kurallarını boşu boşuna koymamıştır. İnsanlar, rahat etsinler, dünyayı kirletmesinler, körü körüne ölmesinler diye koymuştur.
Hayber gününde, Resulullah (sav), evcil eşek etlerini tencerelerden niçin döktürmüş ve yasaklamıştır? At, katır, yırtıcı kuşlar, laşe yiyen hayvanların etleri yasaklanmıştır.
Demek ki, günümüz dünyasında, süratle yayılan mikrobik hallerin temelinde yine insanlar bulunmakta, insanların aç gözlü olması, her eline geçeni yiyip tüketmesi, Allah'ın yasak kıldığı haram nesneler bulunmaktadır.
Sonuç olarak;
Dünya insanlığının kendine gelmesi, ne yaptığını , yapacağını, yediğini, içtiğini, tükettiğini bilmesi lazımdır. Aksi takdirde, hijyenik kurallara ne kadar uyuluyor, ne kadar uyulmuyor, tıp otoritelerinin, devlet büyüklerinin bunu göz önünde bulundurmaları lüzum etmektedir.
Coronavirüs illetinden sağ salimen kurtulmak için, sadece kolonya tüketimi, ellerin yıkanması ve benzeri basit usuller yetmemektedir. Dünya insanlığının topluca, kendisini sigaya çekmesi, nerede ve nasıl hata işlendiğini bilmesi bir zorunluluktur.
Ben, hacda görmüşümdür. Kurban günlerinde, deve eti için, hacı hanımların kavga ettiklerini " sen çok aldın, ben az aldım" düellosu yaptıklarını biliyorum. Halbu ki,
" De ki: Bana vahyolunan da, leş, akıtılmış kan, domuz eti-ki pisliktir- ve Allah yolundan çıkarak Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum..." ( En'am sûresi, âyet 145)
İşte, Müslümanların ve tüm insanlığın dikkat edeceği husus budur. Hele Müslümanların, türbelere kurban kesmeleri, kan damlacıklarını alınlarına sürerek, caka yapmaları da ayıbın ayıbı, şirkin taa kendisidir.
Rabbimiz!.. Ümmeti, milletimizi ve tüm insanlığı her türlü coronavirüs afetinden korusun, İslam'ın göstermiş olduğu dup duru çizgiye yönelmelerini nasibi müyesser eylesin!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın