Büyüyünce Ne Olacaksın Sen Bakiiim?
Üzerine herkesin çok şey söylediği, hiç ilgisi olmayan kişilerin bile - özellikle YGS-LYS dönemlerinde - gençlere, anne babalara kariyer danışmanı gibi öğütler(!) verdiği bir konu meslek seçimi… Nedendir bilinmez; eğer yakın çevrede bir genç varsa bu gencin hangi işi yapacağı herkesin derdidir. Ve bu dert; ilk olarak küçücük çocuklara sorulan “Büyüyünce ne olacaksın sen bakiiimm?” sorusuyla su yüzüne çıkar. Henüz dünyayı yeni yeni tanımaya başlayan, “Meslek” kelimesinin tam olarak anlamını bilmeyen, duyduğu meslekler ise çevresindeki insanlardan veya televizyonda gördüklerinden ibaret olan çocuklardan ciddi cevaplar vermesi beklenir. Soruyu yönelten yetişkinler aldıkları cevaptan tatmin olurlarsa ne ala… “Aferin”ler havada uçuşur. Yok tatmin olmazlarsa, çocuklar büyük bir çabayla gittikleri yanlış yoldan döndürülmeye çalışılır. :)
Görünen o ki çocuklarımızın hangi üniversitede hangi bölümü okuyacağı konusu bizim için oldukça önemli… Hatta çoğu genç ve anne baba için bu konu hayat memat meselesi…
Bu konuyu bu kadar önemserken, tercih sürecini ciddiye almamak bize has bir özellik olsa gerek…
“Puanıma yazık olmasın…”
“Üniversiteye bi’ kapak atayım da sonra özgürüm ooohhh…”
“Seneye kim uğraşacak? Bu puanla neresi olursa artık…”
“Bu bölüm çok popülermiş…”
“O bölümden mezun olursan işin garanti” diye diye meslek(!) seçiyor gençler…
Anne babalar farklı mı?
“Kadına en uygun meslek öğretmenlik… Tatili de bol… Öğretmen ol sen…”
“Bizim bir arkadaşın oğlu/kızı doktor oldu… İyi kazanıyor… Doktor ol…”
“Filancanın oğlu/kızı avukat olmuş bana nispet yapıyor… Sen de avukat ol da görsün öyle havalı havalı konuşmayı…”
“Ben lisedeyken bilgisayar mühendisi olmayı istemiştim ama olmadı kısmet… Gel seni bilgisayar mühendisi yapalım…”
“Git memur ol… Garanti meslek… Kafan rahat eder…” diyerek çocuğuna kariyer danışmanlığı(!) yapan bir sürü ebeveyn var.
Ya “O bölümü yazma, şu bölümü yaz… Bak falancaya…” diyerek anne babaların & gençlerin kafasını karıştıran o akrabalara & komşulara ne demeli?
Dedim ya gençlerin hangi mesleği seçeceğini & hangi üniversiteyi kazanacağını ciddiye aldığımız kadar bu seçimi nasıl yaptığını ciddiye almıyoruz. Hâlbuki asıl ciddiye alınması gereken konu bu…
Peki, gençlerin de anne babaların da meslek seçimi konusundaki yaklaşımı doğru değilse… Bu işin doğrusu ne?
Doğrusu şu…
Gençler, meslek tercihi yapmadan önce ilk olarak kendini tanımalı…
Değerlerini keşfetmeli… Değerler, bizi olduğumuz kişi yapan derin inançlarımızdır. Yaşam tarzımızı ve davranışlarımızı şekillendiren özümüzdür. Değerlerimiz; kiminle arkadaşlık yaptığımızdan nasıl para harcadığımıza kadar pek çok şeyi etkileyebilir. Ve huzurlu bir yaşamın ilk adımı değerlerimizle uyumlu bir yaşam tarzı oluşturmaktır. Hal böyleyken elbette ki gençlerin kişisel değerleriyle uyumlu bir meslek seçmiş olması oldukça önemlidir.
Değerlerinizi keşfetmek sandığınızdan daha kolay sevgili gençler… Sessiz ve kendinizi rahat hissettiğiniz bir ortamda sizi mutlu eden, öfkelendiren veya üzen her şeyi düşünün. Sizi mutlu eden her şey, bir değerinizi tatmin ediyor. Örneğin seyahat etmek sizi mutlu ediyorsa, siz seyahat ederek özgürlük, yeni bir şeyler öğrenme veya başka bir değerinizi tatmin ediyor olabilirsiniz. Sadece düşünün.
Sizi öfkelendiren veya üzen şeyler ise size, tatmin olmayan değerlerinizle ilgili ipucu verir. Örneğin, arkadaşınız size yalan söylediği için öfkelenmiş olabilirsiniz. Bu durum, dürüstlük veya buna benzer başka bir değerinizin tatmin edilmemesiyle ilgili olabilir. Sadece düşünün.
Tüm değerlerinizi keşfettiğinize emin olduktan sonra bu değerlerin hangilerinden vazgeçemeyeceğinizi belirleyin.
İlgi alanlarını belirlemeli… Tüm gençlerin ortak ilgi alanına giren bilgisayar oyunları, internet, sosyal medya gibi konulardan bahsetmiyorum elbette :)
İlgi alanlarınızı en iyi siz bilirsiniz sevgili gençler… Hangi konulara merakınız var? İlgilenirken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız, hakkında araştırmayı ve okumayı sevdiğiniz konuları düşünün. Tarih ve edebiyatla ilgili kaynakları okumak, matematik ve fizik problemleri çözmek, teknolojiyle ilgili araştırma yapmak, enstrüman çalmak, resim yapmak, seyahat etmek vb.
Yetenek ve becerilerinin farkına varmalı… Burada bahsettiğim yetenek ve becerilerden kasıt, “Bizim çocuk bilgisayarın başından kalkmıyor, bilgisayar mühendisi olsun o zaman…” ya da “Ben bilgisayarda oyun oynamayı çok seviyorum, bilgisayar mühendisi olayım” tarzında bir yaklaşım değil elbette :)
Yetenek ve becerilerinizin farkında olmanız size başarılı bir kariyerin kapılarını açar sevgili gençler… Diğerlerinden iyi yaptığınız neler var? Öğretmenleriniz, arkadaşlarınız veya çevrenizdekiler sizi hangi konularda takdir ediyor? Oyunculuk kabiliyetiniz olabilir, sesiniz çok güzel olabilir, zehir gibi bir sayısal zekaya sahip olabilirsiniz, enstrüman çalıyor olabilirsiniz veya iyi yazı yazıyor olabilirsiniz vb.
Kişilik özelliklerini öğrenmeli… Kişilik özelliklerinizi öğrenmek de bu süreçteki önemli adımlardan biri sevgili gençler… İçe mi dönüksünüz dışa mı? Gelenekçi misiniz yenilikçi mi? vb…
Kişilik özelliklerinizle birlikte yetenek&becerilerinizi değerlendirmenizi ve size uygun meslekleri seçmenizi kolaylaştıracak çeşitli bilimsel testler de mevcut… Kendinize uygun mesleği seçerken bu testlerden de faydalanabilirsiniz.
Vizyonunu belirlemeli… En kritik aşama bu… Genelde 5-10 yıl sonrasını düşünmeden alınan kararlar ileriki dönemlerde pişmanlıkla sonuçlanabiliyor. Bu karar, meslek seçimiyle ilgiliyse daha büyük pişmanlıklara da sebep olabilir. Bu nedenle büyük resmi görmek adına vizyonunuzu belirleyerek yol haritanızı buna göre çizmek faydanıza olacaktır sevgili gençler…
Vizyonunuzu belirlemek için kendinize aşağıdaki soruları sorabilirsiniz:
Hayatınızla ne yapmak istiyorsunuz?
Eğer para kazanmak zorunda olmasaydınız, vaktinizi ve enerjinizi ne yapmak için harcardınız?
İnsanların sizi yaptığınız hangi işle veya nasıl hatırlamasını istersiniz?
İnsanlığa katkılarınız nedeniyle Nobel Ödülü alsaydınız, bu ödülü hangi katkınız sebebiyle almak isterdiniz?
Bu aşamalar tamamlandıktan sonra artık kendisiyle ilgili farkındalık kazanmış gençlerimizin atması gereken adım kendilerine uygun olabileceğini düşündükleri bölümlerle ilgili kapsamlı bir araştırma yapmak…
Araştırma yaparken aşağıdaki sorular elinizin altında olsun sevgili gençler…
Eğitim süresi ne kadar? Hangi üniversiteler bu alanla ilgili nitelikli eğitim veriyor?
Üniversite bittikten sonra çeşitli eğitim ve sertifikalarla kendinizi desteklemeniz gerekiyor mu?
Bu bölümden mezun olanlar hangi alanlarda çalışıyor? Çalışma ortamı nasıl? İş tanımında neler var?
Bu sektörde çalışanlar ne kadar maaş alıyor? Sektörde rekabet var mı?
Bu bölümden mezun olanların kariyer süreçleri nasıl ilerliyor?
Tüm bu detaylara nasıl ulaşacağınızı mı düşünüyorsunuz?
Ne demiş atalarımız… “Taşı sıksan suyunu çıkarırsın…”
Ben bu sözü sizin için uyarlıyorum ve “Google’a sorsan, tüm cevapları bulursun” J Şaka bir tarafa hadi itiraf edin… İstediğinizde internette bulamayacağınız şey yok… Bunu da bulursunuz. Forum siteleri, sosyal medya ve aklınıza gelen her kanalı her zaman olduğu gibi yine kendi faydanız için kullanın ;)
Bu aşamayı da tamamladıktan sonra artık son adım…
Araştırmanızı yaptınız, kendinize uygun olduğunu düşündüğünüz birkaç bölüm belirlediniz. Hangisini seçeceksiniz?
Ülkemizde ve dünyada – hedefinizi büyük tutun – bu bölüm mezunlarına ne kadar ihtiyaç duyulduğuna bakın. Güvenilir kaynaklardan geleceğin meslekleriyle ilgili yazılara da göz atabilirsiniz. Bu durumu önceden düşünmeniz ve konu hakkında bilgi sahibi olmanız mezun olduktan sonra ihtiyaç fazlası olarak işsiz kalma olasılığınızı azaltır.
Ve son olarak size yaşam yolculuğunuzda fayda sağlayacağını düşündüğüm 5 tane ipucu vermek istiyorum.
- “Değişmeyen tek şey değişimdir” demiş Herakleitos... İş yaşamında da özel yaşamınızda da değişimden kaçmanız mümkün değil… Değişime öcü muamelesi yapmayın. Çünkü değişim beraberinde fırsatları da getirir. Fırsatlardan faydalanmak içinse esnek ve çok yönlü olmaya ihtiyacınız var. Değişime direnmek yerine uyum sağlamayı tercih edin. Kim bilir, belki de bundan on yıl sonra bugün henüz bilinmeyen bir alanda çalışıyor olacaksınız.
- Yaşam boyu öğrenme felsefesiyle hareket edin. Öğrenme, sadece okulun duvarlarıyla sınırlı değildir ve diploma aldıktan sonra son bulmaz. Her gün her dakika, evimizdeki koltukta otururken bile yeni şeyler öğrenebiliriz. Yeni şeyler öğrenmek, sizi hem özel yaşamınızda hem de mesleki yaşamınızda iyi yerlere taşır. Ve işin aslı değişime uyum sağlamak ve çok yönlü olmak için sürekli öğrenmeye açık olmak gerekir.
- Yolculuğa odaklanın. Yaşam bir yolculuktur. Her ne kadar bize hep sonuçlara odaklanmamız öğretilmiş olsa da sonuçlar aslında yolculuk sırasındaki duraklama noktalarından daha fazlası değildir. Yolculuk ise yeni deneyimler edinmeniz, öğrenmeniz için harika fırsatlar sunar. Bu nedenle sonuçlardan daha değerlidir. Yolculuğunuz boyunca hedeflerinizi revize etme veya hedeflerinize ulaştıktan sonra yeni hedefler belirleme hakkına da sahipsiniz. Yapmanız gereken yolculuğun tadını çıkarmaya bakmak…
- Kalbinizin sesini dinleyin. Hayallerimizin peşinden gitmek, motivasyonumuzu artırır ve hangi yolda ilerleyeceğimize karar vermemizi kolaylaştırır. Bizim için neyin önemli olduğunu görmemize yardımcı olur. Bu nedenle hayallerinizin peşinden gidin. Hayal ediyorsanız, başarabilirsiniz.
- Kendinizle dost olun ve çevrenizdeki insanlardan destek alın. Kendimizle iyi geçinmek, huzurlu bir hayatın olmazsa olmazlarından… Bu nedenle kendinize şefkatle yaklaşın. Kendinizle iyi anlaşın. Sosyal çevrenizle de ilişkilerinize önem verin. Aileniz, arkadaşlarınız ve akrabalarınız hayat yolculuğunuzda size destek olabilir. Kimin size destek olabileceğini belirleyin ve ihtiyaç duyduğunuz konularda onlara başvurun.
Tüm bu okuduklarınızdan sonra içinizde duruma itiraz eden ve mevcut durumu bahane eden bir ses yükselirse ona hatırlatın: Dünyayı değiştirmeye bir kişi yeter. Ve o kişi siz olabilirsiniz.
Kendini keşfetmiş gençler olarak hayatınızı şekillendirmeniz dileğiyle…
Sevgiler…
MERYEM ŞANLI/ Bütünsel Gelişim Koçu
Facebook Yorum
Yorum Yazın