BİRER ASHAB-I KEHF GÖNÜLLÜSÜ
HER AFŞİN'Lİ KARDEŞİMİZ; BİRER ASHAB-I KEHF GÖNÜLLÜSÜDÜR!... -1-
" Görüyorsun ki, güneş doğduğu zaman mağaranın sağına meyleder; batarken de sol taraftan, onlara isabet etmeden geçer. Onlar mağaranın ortasındadırlar. İşte bu Allah'ın âyetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte, o hakka ulaşmıştır, kimi de hidayetten mahrum ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın." ( Kehf sûresi, âyet 17)
Ekseri müfessirlerin anlatımlarına, rivayetlerine göre, Hz. İsa (as)'ın zamanında Afşin'da hükümdarlık yapan Dakyanus isimli zalim, gaddar bir kral bulunuyordu. Dakyanus; insanları putlara tapmaya çağırıyor ve bu sapkın çağrısını kabul etmeyen her mümini acımadan öldürüyordu.
Dakyanus'un baskısı, zulmü öyle bir seviyeye ulaşıyor ki, bu zulümleri kelimelerle tarif ve ifade etmek mümkün değildir. Nihayet kral Dakyanus'un efradından bir kısım gençler , Tevhid inancını kabul ederek bir olan Allah'a ibadet etmeye başlarlar.
İnanmış gençlerin durumunu haber alan kral Dakyanus, onların yakalanıp huzuruna getirilmeleri için adamlar gönderir. Söz konusu gençler; yakalanıp kralın huzuruna getirildiklerinde, putlara tapmadıkları, tâğutlar için kurban kesmedikleri takdirde onları öldürmekle itham etti.
Gençler ise, zalim kral Dakyanus'a karşı imanlarını açığa vurarak şöyle haykırırlar: " Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka hiç bir ilaha asla tapmayacağız." Onların bu iman dolu sözlerine karşılık kral Dakyanus şöyle dedi: " Siz daha gencecik delikanlılarsınız. Düşünmeniz için size yarına kadar müsaade ediyorum. " ,,
Bunun üzerine gençler; Kral Dakyanus'un şerrindeni zulmünden, ölüm tehdidinden kurtulmak için geceleyin kaçtılar. Yolda giderlerken, yanında bir köpek bulunan bir çobana rast geldiler. Köpekde onlara katılmış oldu. Sabahleyin Efsus'a yedi kilometre uzaklıkta bulunan bir mağaraya sığındılar.
Kral Dakyanus ve askerleri onları izledi. Zaten, Ashab-ı Kehf'le Efsus arasındaki mesafe ne kadarcıktır ki? Totaal olarak topu topu yedi kilometredir. İyi bir sportmen koşucu, Afşin İlçesinden koşmuş olsa bir hamlede Mağaraya ulaşabilir!..
Dakyanus'un askerleri mağaraya geldiklerinde korkularından, içeriden ürkmelerinden, çekindiklerinden dolayı içeriye girmek istemediler. Kral Dakyanus, üzerlerine: "Mağaranın kapısını duvar örerek kapayın da içeride açlık ve susuzluktan ölsünler." dedi.
Yüce Allah; öylesi bir Tevhid kahramanlarına bir uyku verdi ki, 309 yıl hiç bir şeyin farkına varmadan uyuyup kaldılar. Sonra Allah; onları uyandırdı. İmanlı gençler birbirlerine, bir gün veya daha az uyuduklarını zannettiler. Acıktılar ve kendilerine yiyecek almak için içlerinden birini şehre gönderdiler.
Konuyu burada ikinci bölüme bırakarak şu hususları izah etmek ve hatırlatmak istiyorum:
Sevgili Afşinlilar; işte şehrimiz böylesi, akıllara durgunluk vermiş, aziz Kur'an'la müjdelenmiş bir şehirdir. Kim ne derse desin, bir kısım rivayetler bizi bağlayamaz: " Yok Ashab-ı Kehf şuradadır, yok buradadır iddiaları tamamen hilafı hakikattır. Çünkü, Dakyanus, tarihte sadece Efsus'da yaşamış bir kraldır."
Sair diyarların hiç birinde Dakyanus yaşamamış, böyle bir ismede rast gelinmemiştir. Ashab-ı Kehf demek Afşin toprakları demektir.
Onun içindir ki, Afşin'in manevi değerini bilmeli, bu bölgenin meskunları olarak, iman ehli Ashab-ı Kehf gençlerinin izlerinden gitmeliyiz.
Sonuç olarak;
Yazımdan şu sonucu çıkarmamız mümkündür. Her Afşin insanı kardeşim, Ashab-ı Kehf'in gönüllü hizmetlisi, sevgili ve sevdalısıdır. Çünkü, İlçemiz insanına Allah'ın bahşettiği böylesi bir nimet, maneviyat diyarı olmasına sebep olmuş, bu sebeple de, bu kutlu mekan bizlerden her açıdan hizmet beklemektedir.
Basın yayında, neşriyatta, edebiyatta, tarihte, bu mekanı temsil etmede, başka, İl'lerde temsil etmede bizlerden hizmet beklemektedir. Her Afşin'li insanımız; zaman zaman Kıtmirleri ile yürüyen kardeşlerimiz gibi, basıncı Halil Demir'in desteği gibi tanıtım görevi üstlenmelidir.
Aksi halde, Ashab-ı Kehf'le hiçde ilgi ve alakası bulunmayan yerler, ortamı boş bularak, bu yoldan kendi reklamlarını yapacaklardır. Kral Darius'u; kral Dakyanus yaparak " mekan ve makam" hırsızlığı yapacaklardır. Yazımın ikinci bölümünde buluşmak üzere, selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın