BİR YÜREKTE İKİ CAN

BİR YÜREKTE İKİ CAN, YAŞASIN TÜRKİYE-AZERBAYCAN !... 

     10 Aralık 2020 tarihinde, Bakü'de düzenlenen, muhteşem ve görkemli bir şekilde icra edilen "Karabağ"ın kurtuluş töenlerini sevinerek, kimi zaman hüzünlenerek, kalbî duygularımla alkışlayarak izledim. 

        Hayırlı olsun.. Tüm insanımıza mutlu gelecekler getirmesi  duamızla... 

       İnsanlar, gerek ferdi olsun, gerekse millet olsun, akıllı olmalı, akli davranmalı, aklını kullanarak, Allah'ın, herkes için, her millet için yeterli şekilde yaratmış, vermiş olduğu dünya nimetlerini yaşamalıdır. 

      Azerbaycan ve Ermeni arasında vukubulan çatışma, bir şımarıklık, bir kendini üstün görme, bir cibelme, bir " zehir yutmuş balık " gibi bir o yana, bir bu yana seğirmeden başka bir şey değildir. 

      Millet olarak, Ermeniler'in densizliğini, küstahlığını, can yakmalarını, can acıtmalarını çok çok yaşamış, şahit olmuş bir milletiz. Sekiz asır gibi bir zaman diliminde dostane ilişkiler içerisinde yaşamış, komşu olmuş, kültürleri bile birbirine katmış, kız almış, kız vermiş bir milletiz. 

      Ama, ne zaman ki, imparatorluk çökmeye yüz tuttu, emperyal devletler, içimizde yaşayan Ermenileri kışkırtarak, ellerine silah tutuşturarak üzerimize saldılar. 

      İnsanlar öldü, evler yakıldı, köyler, kasabalar mahvı perişan oldular!.. Neden ve niçin? Bir hiç uğruna, onun bunun kandırmasıyla, bu zavallılara ülke topraklarımız içerisinde devlet sözü vermesiyle bize karşı ayaklandılar, binlerce Türk insanı, evinden yurdundan , yuvasından edildi. 

     " Ellik gavuru" tabiri tarihimizde çok çok yaygındır. Kimlerdir " Ellik gavur"ları?.. Tabii ki, bir hiç uğruna, nice erleri şehit vermiş olduğumuz, suçsuz Kaymakam Kemal beyin'in idama mahkum edilmesi, Binbaşı Süleyman beyin kurşunlara hedef olması insan kitleleri Ermeni'lerdir. 

      Maalesef, bu gün kutlanan Azerbaycan Karabağ topraklarında yaşanmış bulunan yakma, yıkım, zulüm, baskın, taş taş üstünde koymama gibi hallerdir. 

     Oysa, Ermeni ülkesinin varı, yoğu, gücü kuvveti ortadadır. Bu kadar perişanlığa, ızdıraba, ölmeye, öldürmeye gerek varmıydı? Hemde neden ve niçin bütün bu katliamlar meydana gelmiş oldu?

      İki Türk devletinin baş başa vermesiyle, iki devlet başkanının el birliği etmesiyle, Türkiye Ordusunun mes'eleye dilbeste olmasıyla , çözülmez görünen mes'ele çözüldü, bitmez  denilen kâbus sona ermiş oldu ve hüsranla biten bir barışla " Karabağ" toprakları ana yurda kavuşmuş oldu. 

        Merhum Başbuğ Türkeş'in " Namlunun gölgesi, diplomasi masasına yansımıyorsa, o masadan yenik ayrılırsınız" güzel, muhteşem sözü bu günkü törenlere ışık olmuştur. 

       Şımarmak, cibelmek, sarhoşluğun sonu budur. Ümit ederiz ki, Ermeni devleti, sıkışmş olduğu topraklara razı olur, onun bunun helal topraklarına göz dikmez, boş yere, bir hiç uğruna kan dökülmesine sebep olmaz. 

     Diğer taraftan, şehitlerin kanlarından meydana gelen Türk-İslam ülkeleri,  daha çok netlik kazandı. Türkiye, Nahcıvan, Azerbaycan üzerinden Turan diyarlarına ulaşmada önüne, bahtına bir şan ve şeref çıkmış oldu. Allah mübarek eylesin.. 

     Sonuç yerine;

     " Bir yürekte iki can, yaşasın Türkiye- Azerbaycan" dövletlerinin bahtı açık olsun!... Allah, güçlerine güç katsın, Şehidlerinin makamı cennet olsun, gazilerin de uzun yaşamaları için duacıyız İnşaallah!.. 

     Her iki devlet başkanını, törene katılan üniformalı, üniformasız herkesi, Bakü caddelerinde mehterin çalmasına sebep olanları, " Rap rap" yürüyen Mehemmetçikleri selamlıyor, dua ediyor, çıkmış oldukları yolda ayaklarına diken batmaması için dua ediyoruz. 

      Bolu Tugayımız; Bakü sokaklarında mehtere vurdurur, çaldırır iken, Türkiye bayrağını ve can Azerbaycan bayrağını göndere çektirir iken, onlara ağlamamak, alkış tutmamak mümkün müdür?

       Türk insanı, yediden yetmişe asker millettir. Bu düşüncemiz gösteriyor ki, Suriye topraklarında askerimiz, Irak kırsalında Mehmetçik, Tuna boylarında, Bosna-Hersek'te Türk askeri, Somali, Kıbrıs bozkırında Türk askeri, Afgan sarp kayalarında yine Türk askerinin varlığını görmekteyiz ki, tüm bulundukları, uzandıkları yerlere mutluluk, sevgi, saygı, barış, iyi niyet götürmektedir. Dolayısıyla,

       Bakü töreninin hayırlara vesile olmasını niyaz ediyor, milletimize, milletin bağrından çıkmış Mehemmetçiklere , hayırlı zaferler duasındayım.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir