BAYRAM GÜNÜ, SEVGİ VE SAYGI, BARIŞ GÜNLERİDİR!..
Camilerden yükselen tekbir sesleri, her tarafı lebalep doldurmalı, kalp ve gönüllere girerek, orada kin, nefret, buğz, düşmanlık ve sevgisizlik bırakmamalıdır.
Ne kadarda muhtaç olmuşuz milletçe dayanışmaya, kardeşliğe, bir olmaya, birleşmeye, birlikte hareket etmeye!.. Dünyevi gaileler, telaşlar, bir türlü btmek bilmeyen didişmeler, ne kadar aziz milleti canından bezdirmiştir değil mi?
Evlerde, sokakta, meydanlarda, çarşıda, pazarda, iş yerinde kısır hesaplaşmalar sebebiyle huzurumuz kalmamıştır. Küskünlük, dargınlık, hırçınlaşma, inatlaşma milletimizi kasıp kavurmaktadır.
Politik çekişmeler, temelsiz fikir düelloları, öndeki insanların, "sen değil, ben olayım" manevraları milleti canından bezdirmiştir. Böylesi, bir dağınıklık her tarafa yansımakta, evlere, çarşıya, Avm'lere kadar girmiş, hayat pahalılığını bile böylesi kaprisler altetmiş demiş olsam hata yapmış olmam!..
Bilhassa, son yüz seneden bu yana didişmeyle, kavgayla , yumruk sıkmalarla haşir-neşir olmuş bir millet evlatlarıyız!.. Köylerde bile, insanlar rahat ve huzurlu değildir. Mahallelerde bile, insanımız patlama noktasına gelmiş, " Ben bilirim, benim partim ayrı, sen kimsin?" didişmeleri yüzünden evlerde sohbetler bile bitmiş, kahvelerde bile bir fincan kahvenin bile hatırı kalmamış durumdadır.
Bayram günleri bir fırsat günüdür!..
Barışa, huzura, sevgiye, saygıya kanat çırpmanın oluştuğu günlerdir. Bu mübarek günleri fırsat bilerek, öncelikle evlerimizde bayram havası esmeli, ailemizle, büyüklerimizle, anne ve babamızla, çocuklarımızla bayramı bayram etmeliyiz.
Hep birlikte bayram namazlarını eda ederek, cemaatle, topluca bayramlaşma sırasına girip, eller sıkılmalı, kucaklaşılmalı, tebrik etmeliyiz birbirlerimizi!.. Hayırlı, huzurlu, mübarek günler ve zamanlar dilemeliyiz birbirlerimize!..
Eski hatıralardan bir tanesi de, mezarlık ziyaretleri idi. Belkide, ölülerimiz müstefid olmasada, kendimize bir faydası, ibret alınır düşüncesi ile hareket etmeliyiz. Oralarda yatanlardan ibret alarak, kendimizin de mutlaka bir gün oralara geleceğimizi düşünerek, ibret almalıyız!..
Sonrasında ise, toplu yapılan dua törenine katılarak, hatip efendinin duasına amin deyip, birbirlerimizi tes'id etmeliyiz. Daha sonra da, en yakın hısım-akrabalardan başlayıp, komşularımıza uzanmalı, ziyaret edilecekler ziyaret edilmeli, telle, telefonla, mesajla ulaşamadıklarımıza ulaşmalı, onlarında gönüllerini hoş tutmalı, dualarını almalıyız.
Bayramı, bayram bilmelyiz!...
Bu günümüz dolu dolu geçmeli, bu gün rahattan ve istirahattan vaz geçerek, günü dolu dolu yaşamalıyız. Birbirlerimize huzurlu, mutlu yarınlar için çaba gayret sarfetmeliyiz. Bayram günümüz bayram günü olmalı, aksetmeli, her tarafa sevgi tomurcukları taşmalı ve saçılmalıdır.
Netice olarak;
Bayram günümüz aydınlık, birlik, beraberlik ve sevgi tezahürü olmalıdır. Her alanda, her cihette sevgi kokmalı, sevgi konuşmalıyız. Evimiz, hanemiz, camimimz sevgi tomurcukları ile kalbimizi, her alanı doldurmalı ve aksetmelidir.
Bayram heyecanı ile, kalbimiz, gönlümüz Kur'an aksetmeli, Kur'an'la yatıp kalkmalıyız. Onu okuyarak, anlamına odaklanmalı ve emirlerini yaşama hususunda azmimiz, gayretimiz, aşkımız zirve yapmalıdır.
İşte, bu güzel anları yaşadığımız an, her tarafta Kur'an konuşulacak, Kur'anî emirler ses ve sada verecektir. Her ne kadar batıl unsur var ise, bizim hakkı söyler halimizle, davranışımızla ınkıta uğrayacaktır.
Onun içindir ki, bayramımız bayram olsun, bayram aşkımız yücelerden yücelere kanat çırpsın, öldükten sonra bile, arkamızdan dua iniltileri, göz yaşı çağlayanları gönülleri doldursun. Bu vesile.,
Girmek üzere olduğumuz Ramazan bayramını coşku ile, imanla, sürurla tes'îd eder, ümmetin ve milletin gelecek günleri için gönülden duada olduğumuzu ifade etmiş oluruz... Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın