Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

BÂTIL ZÂİL OLACAKTIR!.. 

HAK GELDİĞİNE GÖRE, BÂTIL ZÂİL OLACAKTIR!.. 

     "  Yine de ki: " Hak geldi, batıl ise yıkılıp gitti; çünkü her bâtıl zaten yıkılıp gitmeye mahkûmdur." ( İsra sûresi, âyet 81

     Yani, batıl hakkın,  karanlık aydınlığın yokluğu halidir. Aksiyonunuzu, enerjinizi batılı götürmek için değil, hakkı getirmek, yaşatmak için harcayın. 

     Zira bâtıl kendi başına bir varoluş hali değil, hakkın yokluğu halidir. Neticede hakkın tahakkuk etmek gibi , bâtılın da yok olmak, batmak gibi bir tabiatı vardır. 

     İnsanın var olduğu günden bu yana, hak-bâtıl kavgasi, mücahedesi sürekli, devam ederek, inkıta uğramadan devam etmektedir. Bâtıl; sadece Resulullah (sav)'in döneminde Ebu Cehiller güruhu olmayıp, tüm peygamberlerin karşısında meydana çıkmış, direnmiş, karşı çıkmış ve sonunda da zâil olup gitmişlerdir. 

     " Hak geldiğine göre bâtıl zail olacaktır, buna mahkumdur. Su, köpüğünü atacak ve geriye saf su kalacaktır. İslam üzerinde oluşturulan hiçbir şüphe kalıcı değildir. İslam'ın sadece Allah'la kul  arasında bir dua olduğu,  namaz kılıp oruç tutarak, tokat atan birine diğer yüzünü de döndürerek iyi Müslüman olunacağı masalları elbette uçup gidicidir. 

     Masal dinleyen ' Müslüman çocuklar' artık büyüdüler ve maskeli masalcıları iyice tanıdılar. Artık onları derinlemesine tahlil edebilmekte, gerçekçi analizler yapabilmektedirler.

     Kur'an meselinden zımnen anlamaktayız ki, köpük nasıl yağmur suyunun kaçınılmaz bir sonucu ise, yeryüzünde şerîr fikirler ve değerler de hep var olacaktır. Ama onlar ciddiye alınamaz. Kaygı etmeye değmez. Hele hele korkup telaşa kapılmaya , üzüntü duymaya hiç gerek yoktur. Zira onlar yok hükmündedirler. Tıpkı köpüğün yok hükmünde olduğu gibi. " ( İktibas, Eylül 2008, M. Durmuş, sayfa 24 )

     Tarihi verilere şöyle bir göz attığımız zaman görmüş oluruz ki, Mekke döneminin azılı, şerir müşriklerinden bu yana, nice müşrikler gelmiş, geçmiş ve boy göstermişlerdir. Ebu Lehep'lerden, As İbni Vali'lerden ve benzeri inkarcılardan bu yana, kimler gelmiş, kimler geçmiştir!..

    Bilhassa 20 nci asrın fikir bazında üretilmiş, ideolojileri yani, Kapitalizm, Liberalizm, Sosyalizm, Ladinilik, Komünizm ve tüm beşeri, uyduruk dinler!.. 

     Hinduizm, Budizm, Natüralizm, Şamanizm, Zerdüştizm, Maniheizm ve benzeri bir hayli isimleri kabarık, çoğunlukta olan ne idüğü belirsiz uyduruk dinler, fikirler, peşine takınılan tüm " izm"ler!.. 

     Yani, bunlar insanları ne derece mutlu etmiş, ne kadar refah seviyesini, huzur ortamını sağlamıştır?.. Eminim ki, hiç biri insanlığa, bendelerine bir şey verememiş, bir hüner, bir fayda sunamamıştır. Yukarı satırlarda;

     " Köpük meselinin, zımni yerine, açıkça öğrettiği gerçekler de vardır ve bunlardan biri de şudur: İslam'dan şu veya bu şekilde etkilenecek insanlar hep var olacaktır.  Dönemsel şartlara bağlı olarak yığınlarca insan, fevc fevc İslam'a koşabilir.

     Görüntü olarak yoğun bir 'İslamlaşma' müşahede edilebilir. Fakat görüntüye aldanmamak gerekir. İslam gibi bir davaya kolaylıkla gelen insanlar, kolaylıkla da gidebilirler. Yolda dökülecek olanları hesaba katmalıdır. 

     Atılacak köpük kıvamındaki bu insanlar, " La ilahe illallah" demekten yorulacaklar ve kendilerini yormayacak(!) daha hafif dinleri seçeceklerdir. Şu kadar zamandır sizin dediklerinizi söylüyoruz, bir şey olmadı, hiç bir şey değişmedi, demek ki bu fikir çıkmaz bir sokakmış diyeceklerdir. 

     Sizi de şunca zamandır boşa kürek çekmekle suçlayacaklar, her şeyi yanlış okuduğunuzu, yeni okuma biçimleri keşfetmek gerektiğini savunacaklardır. Kimi insanlar radikalizmin ruhsuzluğundan dem vurup, modern mistik hezeyanlara kucak açacaklardır.

     Kimisi, başındaki örtüyü çıkartarak, oh be dünya varmış diyecektir. Hâsılı her türlü özür dileme, geçmişine küfretme, dininden utanma, kitabından rahatsız olma durumu yaşanabilir bu vadîde. Pek çok ayak kayması olabilir, yıldırım çarpabilir, yol kazası yaşanabilir. 

     Bütün bu durumlarda tek bir şeyi iyi hatırlamak gerekir, o da, anılan insanların ' köpük' değerinde olduklarıdır. Köpük atılmadan durulma olmaz. Maden eriten usta, köpüğü kaale almaz. Onun işi madenledir." ( a. g. d. sayfa 24 )

     Sonuç olarak;

     Çağımızın, kimi Müslümanlarının hal ve hareketlerini, düşüncelerini, tavırlarını  takip ettiğimiz zaman görmekteyiz ki, baş örtüsünü yüksünen, camilerden usanan, okunan ezanlardan rahatsız olan kimseler ve kitleler görmekteyiz.

     Ne diyelim!.. Buyurun, her istediğinizi seçin, İslam'dan başka bir nizam arayın, bulun, onu beyninize yerleştirin ki, bakalım bulduğunuz batıl din; sizi mutlu edebilecek midir? 

     Millet olarak, son iki yüzden bu yana görmekte, okumakta, şahit olmakta ve duymaktayız ki, nice insanlar, Müslümanları itham altında bulundurmuşlar, yobazlıkla, gericilikle, ilkellikle suçlamışlardır. Örneğin, Aziz Nesin ve benzeri ateistler!..

     Ne oldu bunların sonu?.. Bunların hiç biri bir yere sığmadı, hiç bir yer onları kabul etmemiştir. Kiliseye gitseler, kiliselik değiller, Havra'ya sığınsalar Havra bunları kabul etmedi, Zerdüştlerin " Avesta" kitaplarına inansalar, Zerdüşt olamadılar!.. 

     Hasılı, Allah kimseyi, inandığı dinden, inançtan, yoldan, imandan, peygamberden ve kitaptan uzak eylemesin!.. Uzak olmak zor bir iştir.. Emin olun ki, bu güruh fertlerinden birisi ölmüş bile olsa, gömülecek mezarlık bulunmayacak, üzerlerine dua edecek bir kişi dikilmeyecektir!.. Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın