Şerafettin Özdemir

Şerafettin Özdemir

Mail: kursadalperen@live.nl

ATEİZMİN PAZARLAMA ŞİRKETİ: LAİSİZM!..

  " Ey iman edenler ! Hep birlikte teslimiyet yoluna girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin! Çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır." ( Bakara sûresi, âyet 208 )

     " Böylelikle Allah ( insanı) mutluluk ve güvenlik zeminine çağırmakta ve isteyeni dosdoğru bir yola yöneltmeyi dilemektedir. "  ( Yûnus sûresi, âyet 25 ) 

     İslam'ın doğuşundan bu yana Müslümanlar;  sürekli Hristiyanlık ve Yahudilik dini ile mücadele halinde olmuş, daima da din temelli savaşlarda İslam galip gelmiştir. Örneğin,

     İslam tarihinde, bir Yermuk zaferi bulunmaktadır ki, buna Mute'yi eklemek, Malazgirt'i ilave etmek, feth-i mübini anmak yerinde olacaktır. Dahası, onlarca defa İslam ülkeleri üzerine düzenlenen Haçlı Seferleri ve sonucunda İslam'ın galip gelmesi, diğerlerinin mağlubiyeti açık açık bilinen cihadlardır.

      İslam ordularının Endülüs harekatı, taa Viyana önlerine kadar gelmeleri karşısında Hristiyanlık, Müslümanları önlemek için yep yeni, daha çok farklı bir çözüm bulmuş oldular. Laisizm!..

     Çünkü, Hristiyanlık, dün bu gündür, topluma bir mesaj sunamamış, sadece Kilise'ye hapsedilerek, dini ayin, nikah ve Pazar günleri  üç beş yaşlı karı kocanın ayin proğramından ibaret olmaktadır. 

     Batı, tüm bilinen ilerlemeyi durdurmak, İslam ülkelerini kendi içlerinde durgunluğa, durağanlığa itmek için Laiklik anlayışını enjekte ederek, bu günkü perişan, sefil, rezil duruma düşürmüşlerdir. 

     1699 yılında Osmanlı'nın bünyesine giren Laiklik anlayışı ve düşüncesi, imparatorluğu bitirdiği gibi, Cumhuriyet döneminde de etkinliğini dindar üzerinde, düşünce alanında göstermektedir. 

     Hatta, zaman zaman laiklik eliyle darbeler düzenlenmiş, söz konusu sistemin yaşaması, neşvü nema bulması için nice insanların hayatlarına son verilmiş, kimileri kodeslere atılmış, halen de Mısır, Suriye, Lübnan, Libya, Yemen, Irak ve ülkemizde laisizm yaşamak için tüm gücünü göstermiş ve göstermektedir. 

     Laisizm, Batı'nın son durağı olduğu için, İslam ülkelerine bir etkisi ve tesiri olmaktadır. İnsanlığı ateizme sürüklemek, gençliği bu düşünce içerisinde başı boş, nihilist felsefesi ile değersizleştirmek, dinden, imandan uzaklaştırmaktır. 

      Rönesanstan bu yana Batı insanı, aynı minval üzere yaşamakta, nihilist bir alemin içerisinde yaptığı, yapacağı husus giyim, kuşam, moda, içki,  sigara, dans, filört ve tüm gelenekleri bir kenara atmaktır. 

     Mahlukatın en şereflisi olan insanlık, maalesef, Laisizm düşüncesinin girdabında mahvı perişan olmuş ve olmaktadır. Çünkü, tabulaştırılan laisizm hakkında, hiç bir kimse, din adamı olsun, aydınlar olsun kimsecikler bir tek kelime bile edememektedir.

     Camide namazını kılan millet, caminin hocası, sessizce, namazlarını kılmaktalar, usulcacık, sessizce hemen camiyi terkedip gitmektedirler. Vaymı ki, hoca efendi, laisizm hakkında bir kelime ediversin. İşte, o zaman hocanın ipi çekilmekte, tu-kaka edilerek dışlanmaktadır. 

     Mesela, Ayasofya camii imamı, faizcilik hakkında bir kaç kelime edivermiş. Laisizm taraftarları, ayağa kalktılar, hoca efendiye dünyayı dar ettiler. Eeee kardeşim, hocanın işi, insanları, günahı kebairden sakındırmak, faizden, ribadan, fuhuştan, gıybetten , tüm haram olan şeylerden sakındırmak, uyarmak değil midir? 

      Ama, gelin görün ki, laisizm, eline kılıncını almış, 1699 yılından bu yana kelle kesmekte, insanları bilhassa Müslümanları sindirmektedir. 

     Netice olarak;

      Batı, mücadele sitilini laikliğe dayandırdığı için, onu Demoklesin kılıcı gibi elinde tuttuğu için rahattır, mesuttur ve bahtiyardır.

     Ayrıca, laiklik fitnesi, ha bre, ateist nesil yetiştirmesinden ötürü de mutlu ve mesuttur.  Nesil, anarşizme kayıyorsa, eline silah alıyorsa, dini, dini düşünceyi " gericilik" kabul ediyorsa, camii cemaatı gerici, ilkel, yobaz olarak lanse ediliyorsa, bilin ki, bunu yaptıran kavram Laiklik kavramıdır. 

      Onun içindir ki, Batı alemi, laisizm üzerine temelini atmış, gel keyfim gel diyerek, İslam ülkelerini kendi içierisinde boğuşturmaktadır. 

     Mısır'da, laisizm sebebiyle huzur ve sükun var mıdır? Suudi de Laisizmin beslediği krallık nedeniyle rahat ve rehavetten söz etmek mümkün müdür? 

       Ülkemizde, İstanbul İstiklal caddesinde solculuk, sosyalizm, anarşizm, nihilizm adına yürüyen kız erkek gençler, " cünüpde gezeriz", " abdestte almayız", " gusule hayır" " ezan istemiyoruz" derken, nelere hizmet ettiklerini bilmeyen var mıdır acaba? 

       Son sözler olarak diyorum ki, Batı, bu savaşı kazanacağını bildiği için, Hristiyanlığı bırakmış, laisizme sarılmışlardır. Masonluğun girdabında tükenmektedirler. Uyuyan, uyuşturulmuş, narkozlanmış bir toplum... Selam ve dua ile..

     Şerafettin Özdemir

Facebook Yorum

Yorum Yazın