Muhammedül Emin

Muhammedül Emin

Mail: kardelenyucel@yandex.com

Allah’ın yardımı, kulun Allah’a yardımıyladır!

Allah’ın yardımı, kulun Allah’a yardımıyladır!

Yaşar Değirmenci, Allah’a yardım etmenin, fakirlere yardım etmek, cehaleti ortadan kaldırmak ve Allah yolunda mücadele vermekle mümkün olduğunu ve Allah'ın kulunun bu çabalarını karşılıksız bırakmayarak ona yardım edeceğini vaad ediyor.

Ayetleri düşünerek okumadığımız için “Allah’ın yardımı, kulun Allah’a yardımıyladır!” sözü anlaşılmıyor. Hep ihmal ettiğimiz, bildiğimiz hâlde uygulamadığımız hâlimizi düşünürken ezberlediğim şu ayet hatırıma geldi. Sırf bu ayeti anlayıp idrak edip tefekkür ederek hayata geçirsek “mutlu aileler” oluştururuz. Dindar olanlar, hafızlar bile “nefs muhasebesi” yapmadıklarında, hep hataları başkalarına yüklediklerinde; her Müslüman kötü gidişattan sorumludur. Okuduğum ayetin mealine/tefsirine bakınca “Rabbimize nasıl ve niçin yardım edilir?” sorusunun cevabını görürsünüz. Hiçbir yardıma, muhtaç olmayan, bütün kâinatı içindekilerle beraber yaratan/yaşatan varlığından haberdar eden, rızıklandıran, Celal-Cemal-Kemal sıfatlarının sahibi olan bir Rabbimiz var. Bizler da böyle bir Rabbin kullarıyız. 

“Ey İman edenler! Ey imanda sebat edenler! Siz Allah’ın dinine (dâvâsına) yardım ederseniz, O da size yardım eder, sebatınızı arttırır, ayaklarınızı sabit tutar. Kendinize itimadınızı artırır, ordunuzu güçlendirir, devletinizi ayakta tutar, itibarınızı yüceltir. Sizi kararlı, sabırlı ve azimli hale getirir.” (47 Muhammed 7)

(Allah’ın yardıma ihtiyacı bulunmadığı kesin olduğuna göre “Allah’a yardım”, mecazi olarak “O’nun dinine, peygamberine” yardım demektir. Bu âyet bir ilâhî sünnete/imtihan ve kanuna ışık tutmaktadır: Allah dünya hayatını imtihan için takdir buyurduğundan yardımını da kulun kendisine düşeni yerine getirmiş olmasına, sözlü dua yanında amel ve çabalarıyla fiilî duasını da yapmış bulunmasına bağlamıştır. Kul iyiliğe doğru bir adım atarsa Allah da yardım ve ödül olarak bin adım atmaktadır.)

*Allah’a yardım ederseniz; Allah Teala kulundan birkaç konuda yardım ister.

Bunlardan bir tanesi fakirin elinden tutmaktır, yardım etmektir. Allah Teala bunu kendisine yardım olarak kabul ediyor. Kur’an da dört tane ayet vardır Allah Teala fakire yardım etmeyi kendisine borç para vermek olarak kabul ediyor ve kendisi bizzat istiyor. Diyor ki kim verecek bana borç para. Ben verdim sana bu rızkı, bana borç para ver diyor. Ama ben sana kat kat vereceğim onu. “Allah’ın ihsan ettiği darlıkta da bollukta da Allah’a karz-ı hasen olarak borç verecek, mâlî mükellefiyetlerin dışında Allah rızası için, Allah yolunda cihad edenlerin masraflarını karşılayacak, Allah’ın kullarına güzel ödünç verecek yiğit var mı içinizde? Allah da ona, verdiğinin birçok katını ödesin. Sonunda Allah’ın huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz. (Allah hem daraltır hem genişletir ve hepiniz sonunda O’na döndürüleceksiniz. Allah’ın kat kat fazlasıyla ödeyeceği sadece mal değil aynı zamanda hayattır da. Çünkü Allah yolunda öldürülenlere verdiği ömrün kat kat fazlası olan ebedî bir hayat bahşedilecektir. Değil mi ki Allah için veriyoruz, vermiyor, alıyoruz demektir. Bu durumdaki insan iki kez şükretmelidir: Birincisi, Allah verecek bir şeyler verdiği için; ikincisi, verme arzusunu verdiği için.) Başka hiçbir ibadette yoktur bu.

Demek ki ne oluyor bir insanın fakirin derdini sorması ve ona yardım etmesi Allah’a borç para vermiştir ve Allah’a yardım etmiş gibidir. Borç para vermek yardım etmek değil mi? İşte birincisi bu. Allah’a yardım etmek.

*Allah yolunda mücadele verilirken o orduya yardım etmek. Allah’ın uğruna verilen mücadelede o askere o ordunun teçhizatı/donanım için yardım etmek. Bu milletin namusunu koruyan, bu milletin dinini koruyan, camisini koruyan insanlara yardım etmek mecburiyetindeyiz. Bunu Allah kendisine yardım olarak kabul ediyor.

*İnsanların cehaletini ortadan kaldırmak en büyük yardım Allah’a. Yani tedrisat/eğitim öğretim. Eğitim faaliyetine yardım etmek, bir insan yetiştirmek, bir insanın beynine bilgiden bir şeyin gitmesi için müessese kurmak, yatırım yapmak bu Allah’a yardımdır. En büyük yardımlardan biridir. Allah Teala’nın Kur’an-ı Kerim’i göndermesi, böyle bir okulu kurması. Kur’an bir okuldur, bir üniversitedir. Bizler Kur’an Okulu’nun talebeleriyiz. Kur’an- ı Kerim’in insanların kafasına gitmesi, oraya nur saçması için yatırım yapması Allah’a yardım etmektir.

Allah Teala’nın koyduğu prensipleri yaşatmak için verilen mücadele veya yapılması gereken yatırımları yapmak Allah’a yardım etmektir. Allah Teala, siz bu yardımı yaparken size yardım edeceğim diyor. (Önce kul yardım edecek sonra ben. Öyle koymuş sistemi. Demek ki Allah Teala’nın lütfunu, ihsanını istiyorsa bu insanlık, önce kendisi, kendisine çeki düzen verecek. Kendisine düşen vazifeyi, görevi yapacak)

“Onların oradaki nihâî sözleri, bütün duaları ve nidâları: ‘Allah’ım, seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!’ sözleridir. Orada birbirleriyle karşılaştıkça mutluluk dilekleri ise: ‘Selâm size, selâmette olun, siz selâmete erdiniz’dir. Onların dualarının sonu da: ‘Hamdolsun, âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi Allah’adır.’” (10 Yunus 10)

(“Hamd, bütün âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur!” Fâtiha’nın ilk cümlesi, cennete nail olmuş bir bahtiyarın ağzından çıkan ilk cümledir. Bir mü’min bunu her vakit namazının tüm rekâtlarında söylemekle, özünde cennete olan özlemini dile getirmiş olmaktadır. Eğer bunu sadece bir dil alışkanlığı olarak söylemeyip yürekten söylüyorsa, bu cümleyi söylediği her seferinde cennet duası ediyor demektir. Zira hasret kalbin duasıdır.)

Facebook Yorum

Yorum Yazın