ALÇAKLIĞIN BEYNELMİLEL TARİHİ
Batıl, sapkın fikirler, beynelmilelcilik, komünizan, solculuk, Freud'culuk, Marksçılık, Maoculuk; artık yeryüzünde miadını doldurmuş, canı gırtlağına gelmiş ve can çekişmektedir.
Komünist düşüncelerin, sapkınlıkların bitmemesi için, ne yazık ki, ülkemiz de bir kısım " Kel aynak kuşları! hala orada, burada, ciyaklamakta, " daha ölmedik", " darbe yapacağız" avuntuları içerisinde teselli kaynakları aramaktadırlar.
Bilhassa; adına sanatçı, sanatkâr, komedyen, komedi figürü olarak geçinen, eski darbe simsarları, zaman zaman ortaya çıkıp, ortamı germekten, Cumhurbaşkanını bile tehdit etmekten uzak değildirler!..
Çünkü, alışılan huy, kazanılmış batıl, bir anda yok edilemez!.. Maalesef, dünya milletleri arasında, komünizm, bitmiş iken, sona ermiş iken, bizdeki bir kısım fikir ve vicdanını kiraya vermiş satılmışlar, bu günkü gidişata tahammül edememektedirler.
Bir dönemin Rus lideri Gorbaçov bile, Türkiye'deki komünist olduklarını iddia edenlere gülmüş ve " ahmak İvan'lar" demekten kendisini alamamıştı.
Alışılmışlık ile, kudurmuşluk zor bitecek bir hastalıktır!.. Çünkü, ülkemizde, sinema, tiyatro, Yeşilçam sokağı var olduğu günden beri, bu milletin din ve imanına, kutsal değerlerine küfür etmekten uzak kalmamıştır. Sayacak olursak, bu konuda bir hayli örnek gösterebiliriz.
Tabii ki, ülke gidişatından, İmam-Hatip Liselerinin boy boy yükselmesinden, Kur'an Kurslarının faaliyetlerinden, İlahiyat Fakültelerinin harıl harıl hizmet vermesinden korkmaktalar, " Bu gidiş nereye?" demekten kendilerini alamıyorlar!..
Dünkü zamanlar da, böylesi zıpırların ağa babaları, " bir sağdan, bir soldan" diyerek, suçsuz, masum, günahsız insanları dar ağacında sallandıra biliyordu.
31 Mart vak'asından bu yana, böylesi tiyneti bozuk, haram süt emmişler, bu milletin öz değerleri ile dalga geçenler, camiye gidene, Allah diyene, inanıyorum sözünü söyleyene mürteci, irticacı, gerici çağ dışı, yobaz demekten kendilerini alamıyorlardı.
Ortada; fol yok yumurta yok iken 27 Mayıs ihtilali, bir kısım çılgın solcu gençlerin sokağa taşmaları sebebiyle 12 Mart muhtırası, yine sağ ve sol kapışmaları, Alevilik, Sünnilik sözde ayırımları yüzünden 12 Eylül darbesi, kız çocuklarını baş örtülü okula sokmamak için 28 Şubat zavallılığı ve bir hurafeyi hakim kılmak için, bir meczubun 15 Temmuz da ülkemizi savaş arenasına çevirmesi bunların hoşuna gitmiştir.
İşte, batılın tüm gücü budur!.. Devlet başkanına hakaret, tehdit etmek, bol bol sağa, sola pala savurmaktan ibarettir. Oysa, " Vurun kahpeye", " Müftünün Keçisi", " İmamın karısı" iftiraları sona ermiş, artık, komünist Kel aynak kuşlarının ipliği pazara çıkmış, kıçları açıkta kalmıştır.
Beş vakitli bir Müslüman, Allah'a kulluk görevinde ihmali bulunmayan dindar, kalkıp devlet büyüğüne hakaret ve onu tehdit eder mi? Ben ettiklerini duymadım ve bilmiyorum!.. Diğer taraftan,
Sanatçı sanatçılığını bilmeli, arıyla, namusuyla sanatını icra ederek, bu aziz milletin bilmediklerini öğretmeli, yanlış bildiklerini teşbihlerle, temsillerle gündeme taşımalıdır.
Sonuç olarak;
Bunların heybelerinde bilgi kırıntıları kalmamış, tükenmiş, halka sunacakları bir hünerleri kalmadığı için, öfkelerini, hırslarını devlet büyüklerini tehdit ederek almaktadırlar ve ihtiraslarını söndürmektedirler!..
Sanatçının alkışlayanı kalmamış ise, tiyatronun kapısına kilit vurulmuş ise, sanatçı kalmamış, boş, saçma, bilgisiz, sanatsız insanlar kalmış demektir.
Hal böyle olunca bu tür zıpırlar ne yapacaklar?.. Elbette ki, ölmemek için, kısmen de olsa ayakta kalmak için, bir şey yapacaklardır. Nedir o hünerleri?
Devleti inkar, devlet büyüğüne hücum ve iftira, dini, imanı, Kur'an'ı ve tüm kutsalı inkar etmek olacaktır!.. İşte yaptıkları, yapacakları iş, işlem, meşguliyet bundan ibarettir.
Halbu ki, bunların önüne bir şeyler atılmış olsaydı, adlarına davetiyeler çıkartılıp, Afrin'e, Münbiç'e " sende gel" denilmiş olsaydı. Vallahi!.. Ayakları ile değil, dizin dizin sürünerek geleceklerdi!.. Rabbim!.. Bu milletin yâr ve yardımcısı olsun!.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın